23.12.2017

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU KOCAELİ’DE STK’LAR VE MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ (23 ARALIK 2017)

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU KOCAELİ’DE STK’LAR VE MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ (23 ARALIK 2017)

Kocaeli’de STK’lar ve muhtarlarla buluşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında, Yunan Bakan Kammenos’un “ana muhalefet lideri yine 18 adanın Yunanistan tarafından işgal edildiğini söyledi, cevabımız; gel de al” şeklindeki sözlerine yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da sessiz kalmakla eleştiren Genel Başkan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:



“Yunanistan Ege Adalarının 18’ini işgal etti, bir de kayalığı. Dile getiriyorum, arkadaş benim her söylediğime laf yetiştiriyorsun, bir de bu 18 adayla ilgili bir cümle kur. Cümle dahi kurulmuyor. Yunanistan Savunma Bakanı bana cevap verdi, ‘gel de al’ diyor bana. 2019’da geleceğim o adaların tamamını alacağım. Bunu niye söylüyorum, biliyor musunuz? Bir dönem bunlar Kıbrıs için de diyorlardı ‘gel de al’. Rahmetli Ecevit ne yaptı, çıktı ve gitti aldı. Bitti, o kadar. Nokta.

-“ANA MUHALEFET PARTİSİNİ TEHDİT EDEMEZSİN KARDEŞİM’ NİYE DEMEDİN”-


Korkudan cevap bile veremiyor. Hani sen dünya liderindeydin kardeşim. Hani herkes önünde titriyordu. Süleyman Şah Türbesi’ni kendi topraklarımızdan kaçırdık. Kimse bana millikten söz etmesin. Kendi toprağını terör örgütüne bırakacaksın, kendi türbeni alacaksın, kaçıracaksın. Sonra da kalkıp bana ‘ben milliyim’ diyeceksin. Olmaz. Ben orada gerekirse şehit olurum ama toprağımı korurum, vatanım için her şeyi yaparım. Bu ülkenin çakıl taşı bile çok değerlidir. Ege adalarının 18’ine gidecek Yunanlılar askeri birliklerini kuracaklar, askerlerini götürecekler orada konuşlandıracaklar, ben bunu dile getireceğim, tek cümle bile etmeyeceksin, kimsin sen, hani milliydi bu işler, niye demedin Yunanistan Savunma Bakanına, ’Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ana muhalefet partisini tehdit edemezsin kardeşim’ niye demedin, diyemez, söyleyemez, sorunumuz da burada.

-“MİLLİLİK, TEK KUM TANESİNE BİLE ÖLÜMÜNE SAHİP ÇIKMAKTIR”-


Millilik kişiye özgü bir olay değildir, millilik hepimizin ortak duygusudur. Millilik nedir, vatanseverliktir. Millik ne demektir, tek kum tanesine bile ölümüne sahip çıkmaktır. Çıkacak adam 18 adayı işgal edecek askerini koyacak, Yunan bayrağını oraya asacak dönüp bana bir tek cümle bile etmeyecek, ’nedir bu adalar, niye buralara gittiler’ diye tek cümle bile etmeyecek.”

CHP Genel BaşkanI Kemal Kılıçdaroğlu, “2019’da Türkiye bir yol ayırımındadır, iki tane seçeneğimiz var; bir, demokrasiden yana olanlar, iki, demokrasiye karşı olanlar” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da seslenen Kılıçdaroğlu, “Rıza Sarraf gelecek senin bakanlarına milyonlarca dolar rüşvet verecek, sen o dosyayı kapatacaksın ve bana kalkıp rızıktan söz edeceksin. Sen rızıktan asla söz edemezsin, rızık başka haram başka” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Kocaeli’de STK’lar ve muhtarlarla buluştu. CHP lideri konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Bir ortak hedefimiz var, daha güzel bir Türkiye’de yaşamak. Emin olun siyaseti sadece ve sadece bunun için yapıyorum. Bu ülkenin insanı huzur içinde yaşasın. Her evde huzur olsun. Siyaseti yapmamın ana nedeni budur. Herkesin kimliğine saygılıyım. Herkesin inancına saygılıyım. Herkesin yaşam tarzına saygılıyım.

-“SİYASETÇİNİN AHLAKLI OLMASI LAZIM”-


Ama siyaseti şunun için de yapıyorum, siyasetçinin ahlaklı olması lazım. Siyasetçinin vatandaştan hesap soran değil, vatandaşa hesap vermesi lazım. Siyasetçinin harcadığı her kuruşu siz ödüyorsunuz. Ben vergimi ödüyorsam siyaset kurumu benim ödediğim verginin hesabını millete vermek zorundadır. Bunun sağı solu yoktur. Bu sağcı olsun, solcu olsun, ortacı olsun kim olursa olsun devleti yönetmeye talipse her kuruşun hesabını millete vermek zorundadır. Siyasetçi ahlaklı olmak zorundadır. Eğer siyasetçi hesap vermiyorsa siyasetçi ahlaklı değilse bu ülkenin vatandaşı ona hesap sormak zorundadır, nerede, sandıkta hesabını soracak.

-“BENİM O TARAKLARDA BEZİM YOK”-

Biz esnaftan yanayız, biz emekliden yanayız. Ben öyle sırtı kalın elinde viski bardağı olanlarla yan yana değilim. Benim o taraklarda bezim yok. Bizim projemiz şu; bir esnaf, bir KOBİ bir yılda ne kadar vergi ödedi, 100 lira diyelim, 100 lira size sıfır faizli kredi vereceğiz. Faiz almayacağız yani. Esnaf 100 lira vergi mi ödedi, kardeşim sana 100 lira da ben kredi açıyorum.

-“SARAYLARDA YAŞAMADIK”-

Buradan bütün esnaf kardeşlerime sesleniyorum, senin hakikin dostun, gerçek dostun bu ülkenin çıkarlarını, mazlumun çıkarlarını, alt tabakanın çıkarlarını koruyan tek kişi Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Çünkü ben de sizin yetiştiğiniz şartlarda yetiştim. 7 kardeşiz. Öyle saraylarda yaşamadık. Mütevazı bir evde yaşadık. Kuş uçmaz kervan göçmez bir köyden geldik CHP’ye genel başkan olduk, devletin en önemli mekanlarına geldik.

-MUHTARLAR İÇİN 5 MADDE-

Muhtarların bir sürü derdi var biliyorum. Muhtarlar demokrasinin temel taşıdır. Bağımsız bir muhtarlar kanunu olması lazım. İlk yapacağımız bağımsız bir muhtarlar kanunu. Herkesin yeri var, seçimle gelen. Yeri olmayan sadece muhtar. Neden bağımsız bir binası yok? Bunların olması lazım. Muhtarlara kalıcı bir mekanın olması lazım. Özellikle belli sayıda vatandaşın seçtiği muhtarlar, belli büyüklükte olan muhtarlıklara belediyenin bir eleman tahsis etmesi lazım. Muhtarlık kanuna konacak bir hükümle olması lazım.

Belediye meclisinde diyelim ki bir kanun görüşülüyor, sizin mahallenizle ilgili, sizin hiç haberiniz olmaz. O zaman kanunda şöyle bir maddenin olması lazım, ister mahalle ister köy olsun belediye orayla ilgili bir karar alıyorsa o belediye meclisi toplantısında muhtarın söz ve karar sahibi olması lazım. Belediyelerde emlak vergisi toplanır. Emlak vergisini kim alır, belediye başkanlığı alır, toplanan emlak vergisinden belli bir payın muhtarlığa ayrılması lazım.

-OHAL-

Biz OHAL’den şikayetçiyiz. Ne var olağanüstü halde, niye OHAL var? Normal bir sürece Türkiye’nin süratle geçmesi lazım. Parlamento çalışıyor. Kanunları çıkarıyor. Bütçeyi çıkarıyor. Nedir olağanüstü hal? Hapishaneler tıka basa dolu. Milletvekillerinin hapse atılması doğru değildir. Bu demokrasimiz açısından doğru değildir.

Eğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını bu hükümet ikinci sınıf vatandaş haline getirmişse ben hesabını soracağım ama benden önce hesabını sizin sormanız lazım. Kalkıp dediler ki ’Suriyeliler için 30 milyar dolar para harcadık.’ Ben de çıktım dedim ki bu ’30 milyar doları kimin için ve ne zaman harcadınız?’ Kıyamet koptu, her türlü hakaret geldi. Kime verdin bu parayı, hangi Suriyeliye verdin? 30 milyar doları 3 milyon Suriyeliye verse herkes ev sahibi olurdu. Nerede bu para? Ben bunu soruyorum. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı için soruyorum.

-“ASLA BİR MİLİM GERİ ATMAYACAĞIM”-


Günün 24 saati her türlü hakarete maruz kalıyoruz. Sanıyorlar ki ben konuştukça beni tehdit ediyorlar, sanıyorlar ki ben geri adım atacağım Asla ve asla bir milim geri atmayacağım. Bu milletin hakkını sonuna kadar savunacağım. Benim için yandaş yok. Benim kitabımda yandaş yok. Benim için vatandaş var.

Efendim ‘Büyüme yüzde 11.1 arttı’. İyi de büyüme artıysa kamyon şoförü, çiftçi, işçi niye şikayet ediyor, ev kadınları niye şikayete ediyor, kimin cebi şişti? Bu parayı kim aldı? Ben bu paraların hesabını soracağım. Sen vergi vermemek için akrabayı talukatınla gideceksin Man’da şirket kuracaksın. Ben bunun hesabını sorunca bana her türlü hakareti yapacaksın.

-“SEN RIZIKTAN SÖZ EDEMEZSİN”-

Ağrıma giden şu, vergi ödememek için her türlü dümeni çevireceksin. Sonra dönüp millete diyeceksin ki ’ben yerliyim ve ben milliyim.’ Hadi canım sen de. Sen ne yerlisin ne millisin sen gayri millisin. Ben alın teriyle rızkını kazanan herkesin yanında oldum. Rızık helal bir kavramdır.

Rıza Sarraf gelecek senin bakanlarına milyonlarca dolar rüşvet verecek, sen o dosyayı kapatacaksın ve bana kalkıp rızıktan söz edeceksin. Sen rızıktan asla söz edemezsin, rızık başka haram başka, haram ile rızkı kimse karıştırmasın, haram ayrı rızık ayrı. Rızık başımın üstüne. Ama sen kalkacaksın Rıza Sarraf aleyhine tek cümle bile kullanmayacaksın. ’Bu adam sahtekardır’ diyemiyor.

-“DÜN AVUKATI TELEFON ETMİŞ, ’BİZ DAVALARDAN VAZGEÇMEK İSTİYORUZ’”-

Rıza Sarraf da benim aleyhime dünya kadar dava açtı. Dün avukatı telefon etmiş biz davalardan vazgeçmek istiyoruz, ister geç ister geçme kardeşim sahtekarın davası neyse o davanın üzerine sonuna kadar gideceğim.

Türkiye birlik olmak zorunda. 2019’da Türkiye bir yol ayırımındadır, iki tane seçeneğimiz var; bir, demokrasiden yana olanlar, iki, demokrasiye karşı olanlar. Demokrasiden yana olan kimse, ister ülkücü olsun, ister milliyetçi olsun, ister muhafazakar olsun, ister sosyal demokrat olsun, ister sosyalist olsun kim olursa olsun, kim demokrasiyi savunuyorsa benim başımın üstünde yeri var. Bayrak bizim ortak paydamız mı, evet ortak paydamız. Vatan ortak paydamız mı, evet. Demokrasi de 80 milyonun ortak paydası olmak zorundadır. ‘Benim dediğim hep doğru diğerlerinki hep yanlış’ bu olmaz.

2019’da demokrasiden yana tavır almak zorundayız. Bir vatandaşımız şöyle düşünebilir, ’ne gerek var demokrasiye, bir adam seçelim, eline de zaten bir sopa var, onu da verelim hatta ucuna çivi de takalım eğer birisi konuşursa kafasına vursun, sopayla ben onu tercih ediyorum’ diyebilir, ama o zaman Türkiye dünyada saygınlığını kaybeder. Otoriter bir rejim hiçbir zaman büyüme getirmemiştir, işsizlik getirmiştir, yoksulluk getirmiştir. Otoriter rejimlere hepimizin ortak tavır takınmamız lazım.

-“BURAYI PARİS’TEN DAHA GÜZEL YAPACAĞIZ”-

Allah’ın izniyle ve sizlerin de katkılarıyla buranın büyükşehir belediye başkanlığını alacağız, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığını alacağız. 5 yıl yetki verin, burayı Paris’ten daha güzel yapacağız.”