17.02.2019

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, İZMİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI TANITIM TOPLANTISINA KATILDI

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, İZMİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI TANITIM TOPLANTISINA KATILDI (17 ŞUBAT 2019)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Halkapınar Spor Salonunda düzenlenen İzmir Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısında yaptığı konuşma şöyle:


Efendim hepinize yürekten teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun diyorum. Kısa bir konuşma yapacağım. Öncelikle şunu ifade edeyim, İzmir milletvekili olarak bana bu onuru yaşattığınız için bütün İzmirlilere yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
İzmir Türkiye’nin gözbebeği olan bir kent, İzmir demokrasinin kalesi olan bir kent, İzmir uygarlığın kalesi olan bir kent, İzmir 8 bin 500 yıllık bir tarihi bağrında taşıyan bir kent. O nedenle İzmir milletvekili olmanın onurunu ve gururunu yaşıyorum.
Efendim hepiniz hoş geldiniz, onur verdiniz, şeref verdiniz, hepinize en içten selamlarımı ve saygılarımı sunuyorum.


Ünlü edebiyatçı vardır Victor Hugo, İzmir için şöyle der, “İzmir bir prensestir, mutlu ilkbaharlar onun çağrısına cevap verir.” Dolayısıyla biz ‘Mart’ın sonu bahardır’ derken aslında yıllarca önce Victor Hugo’nun söylediğini bir anlamda tekrarlamış oluyoruz. Ama bahar sadece İzmir’e değil bahar bütün Türkiye’ye gelmeli. Bütün Türkiye’de insanlar mutlu olmalı, bütün Türkiye’de insanlar huzur içinde yaşamalı. Bütün Türkiye’ye bahar ve barış gelmeli. En büyük arzumuz budur.
Efendim İzmir’e büyük hizmetler yapıldı. O hizmetleri yapan arkadaşımız aramızda, Sayın Aziz Kocaoğlu, lütfen hep beraber ve ayağa kalkarak Aziz Kocaoğlu’nu alkışlayalım. 397 yıl hapisle yargılandı ama diz çökmedi ve boyun eğmedi. Bütün baskılara rağmen İzmir’e hizmet etti, hayatını bir anlamda İzmir’e ve İzmirlilere adadı. Hiç kimsenin, hiçbir belediye başkanının yapmadığı projelerin altına imzasını attı. İstanbul’un ve Ankara’nın iktidarın desteğine rağmen yapamadığı metroyu tek başına inatla ve kararlılıkla yaşama geçirdi.
Dolayısıyla Aziz Kocaoğlu sadece bir belediye başkanı değil aynı zamanda inançlı ve kararlı bir mücadele insanıdır. O nedenle diyorum hepimizin ona teşekkür borcu vardır. Bizler 12 maddelik yerel yönetimlerle ilgili bir belge hazırladık. Huzurlu kentler dedik, hesap veren kentler dedik, birlikte yaşama dedik, demokrasi dedik, halka hesap vermek dedik. Bütün bu 12 maddeyi yan yana getirdiğimizde 12 madde İzmir’de Aziz Kocaoğlu’nun hayata geçirdiği maddelerdir. Diğer belediye başkanlarımızla aynı doğrultuda hareket etmişlerdir. Ve pek çok örnek İzmir’den alınmıştır. O nedenle biz İzmir’i önemsiyoruz. İzmirlileri de önemsiyoruz. İzmir ve İzmirliler sadece İzmir’e değil bütün Türkiye’ye örnek olmuşlardır.


Efendim İzmir derken 8 bin 500 yıllık bir tarihten söz ettim. Bir kentin tarihinin 8 bin 500 yıllık derinliğe sahip olması, o kentte köklü bir kültürün varlığını da gösterir. O nedenle biz İzmir’e demokrasinin kalesi derken, sevginin, hoşgörünün kalesi derken, köklerini 8 bin 500 yıllık bir tarihten alan kültür oluşturuyor. O nedenle İzmir’in ve İzmirlilerin kültürü sadece Türkiye için değil dünya içinde örnek bir kültürdür. Tabi İzmir 8 bin 500 yıllık bir derinlik diyoruz ama Milli Kurtuluş Savaşının da en önemli illerinden, kentlerinden, beldelerinden biridir. Hasan Tahsin örneği verildi, birileri kurşundan söz ediyor. Eğer bu ülkede kurşundan söz edeceksen Hasan Tahsin’in kurşunundan söz edeceksin.
Ve kalkınmanın düşünsel olarak temellerinin atıldığı yerde İzmir’dir. Büyümenin temellerinin atıldığı yerde İzmir’dir. 17 Şubat 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi toplandığı zaman ülke nasıl büyüyecek, ülkenin her tarafına büyümeyi, kalkınmayı nasıl götüreceğiz, nasıl mücadele edeceğiz bunun hesapları yapılmış, bunun düşünsel altyapısı oluşturulmaya çalışılmıştır. O nedenle İzmir İktisat Kongresi sadece geçmiş değil geleceğimiz için de çok önemli hedefler belirlemiştir. Bakınız, bu kongrede Gazi Mustafa Kemal’in yaptığı konuşmadan bazı bölümleri sizlere okumak isterim. Şöyle der, 1923 Türkiye henüz bir tarım toplumudur ama şöyle der, “Arkadaşlar kılıç ile fetih yapanlar sabanla fetih yapanlara yenilmeye ve sonuçta yerlerini bırakmaya mecburdurlar”. Yani bilimi ve üretimi öncelemeyen bir toplumun gelecekte söz söyleme hakkı olmayabilir diyor. O nedenle ekonomik olarak büyümek zorundayız. Saban kılıcın önüne geçmiştir diyor ve devam ediyor, Misak-İ Millinin tanımını yapıyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Biliyorsunuz ki, Misak-İ Milli milletin tam istiklalini sağlayan ve bunu sağlayabilmek için ekonomisinin de gelişmesine engel olan bütün sebepleri bir daha ve kesinlikle geri getirmemek üzere kaldıran bir yöntemdir” diyor, Misak-i Milliden bunu anlıyor Gazi Mustafa Kemal. Ve yine devam ediyor İzmir İktisat Kongresinde, “Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner” diyor. Evet bugün geldiğimiz nokta Mustafa Kemal’in 1923’te altını çizdiği sözlerin, cümleleri yeniden hatırlamamızı zorunlu kılıyor. Ve Gazi Mustafa Kemal İzmir İktisat Kongresinde şunu da söyler, “Halkın sesi Hakkın sesidir” der. Bugün de aynı şeyleri söylüyoruz; halkın sesi Hakkın sesidir, halkın sesine kulak vermek zorundayız.


Düşünün, Türkiye’nin gündeminde kentsel dönüşüm var. Kentsel dönüşüm nasıl yapılacak? İstanbul’a bakın, Ankara’ya bakın, tam bir beceriksizlik. Kentsel dönüşüm yaptılar, insanları kentin varoşlarına sürdüler. İstanbul’da Fikirtepe’de yaptılar, insanların oturdukları gecekondularda kalmadı, kira ödeyecek paraları da kalmadı, ortada müteahhit yok, hiç kimse yok ve herkes dışarıda. Aynı şekilde Üsküdar’da, aynı şekilde Pendik’te pek çok insanlık dramı yaşanıyor. Ama aynı şeyi İzmir’de de yaptılar, aynı şeyi İzmir’de de Sayın Aziz Kocaoğlu hayata geçirdi ve kentsel dönüşümle ev sahibi olacak insanlara şu söz verildi: “Sizin garantiniz İzmir Büyükşehir Belediyesi olacaktır, siz kimseye gidip el avuç açmayacaksınız, yarın evimiz olacak mı, olmayacak mı diye bir endişeye kapılmayacaksınız.” Aynı süreci yeni Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız da yürütecek. Dolayısıyla bizler aldığımız mirası daha da ileriye taşıyacağız.
Değerli arkadaşlarım, süt projesi, kentsel ve kırsal arasındaki ilişkiler. Bakın size bir örnek vereceğim, Dünya Bankasının Londra’da düzenlediği bir toplantı var. O toplantıda konu Bağımsız Kentler Konferansı. Bağımsız kentlerden birisi de İzmir Büyükşehir Belediyesi. Tarımda İzmir Büyükşehir Belediyesinin yaptığını örnek alınacak model diye bütün dünyaya örnek gösterdiler. Şimdi tanzim satış mağazaları diyorlar. Onlar 1970’lerde kaldı. Şimdi 2019 yılındayız, 2019’da ne yapacaklarını bilmiyorlar. Onlara söyleyeyim, tarımda büyümeyi nasıl yapmak istiyorsanız, kırsal kesimle kent arasındaki ilişkiyi nasıl güzel yapmak istiyorsanız, geleceksiniz Aziz Kocaoğlu’ndan ders alacaksınız, o size bütün bu ayrıntıları anlatacak.
Örnek vereceğim, bizleri televizyonları başında izleyen vatandaşlarıma özellikle istirham ediyorum bu bölümü iyi dinlesinler, örnek vereceğim. Son 10 yılda üretici kooperatiflerinin üye sayısındaki artış İzmir’de yüzde 161. Yine kooperatiflerde çalışanların sayısındaki artış yüzde 616. 2007 – 2016 arasında kooperatiflerin cirosundaki artış yüzde 658. 2017’den bu yana kırsalda üreticiye aktarılan para 825 milyon lira ve Türkiye’de tarım gerilerken İzmir’de tarımın yıllık ortalama büyümesi yüzde 7,5. İzmir’de kırsalda hiç kimse ben açım demiyor, ama Türkiye’nin coğrafyasına gidin çiftçilerin tamamı perişan vaziyette. Demek ki, lafla gemi yürümüyor. Eylem adamı olacaksınız, aklınızı kullanacaksınız, kırsalla kent arasında sağlıklı bir ilişki kuracaksınız. Kırsaldan İzmir’e göç gelmiyor, ama İzmir’den kırsala gelir aktarılıyor. Bütün bunların tamamı bizim için çok önemli ve çok değerli değerli arkadaşlarım.


Doğal Yaşam Parkı sadece İzmir için değil, sadece Türkiye için değil bütün Avrupa için en önemli merkezlerden birisidir. Yapan kim? İzmir Büyükşehir Belediyesi. Hayata geçiren kim? İzmir Büyükşehir Belediyesi. Örnek alınması gereken kent hangisi? O kent İzmir. Dolayısıyla İzmirlilere şükran borçluyum.
Kısa bir şey daha ifade edeyim. Bizim bütün belediyelerde asgari ücret 1 Ocak’tan itibaren 2 bin 200 lira. AK Partili belediyelerde çalışan, MHP’li belediyelerde çalışan bütün işçi kardeşlerime seslenmek istiyorum. Sen 2 bin 20 lira değil, 2 bin 200 lira almak istiyorsan, iş güvencesi istiyorsan bu seçimlerde hiçbir endişeye kapılmadan gideceksin CHP’li belediye başkanlarına oy vereceksin kardeşim. Seni 2 bin 20 liraya mahkum eden anlayışa izin vermeyeceksin. Bize diyorlardı ki, bunu yapamazsınız. En küçük belediyemizden en büyük belediyemize kadar 2 bin 200 lira. Eğer işçi kardeşim sende 2 bin 200 lira, en az rakam, net 2 bin 200 lira almak istiyorsan ve 1 Ocak’tan 1 Nisan’a kadar aradaki farkı da almak istiyorsan CHP’li belediyeye gideceksin oyunu vereceksin kardeşim. Göreceksin CHP’li belediyeler sosyal adaleti sağlayan belediyelerdir.
Başka bir şey daha, tanzim satış mağazaları dediler insanları kuyruğa sokuyorlar. İzmir Büyükşehir Belediyemiz ne yapıyor? İzmir ‘de 35 bin yoksul haneye belli aralıklarla patatesi ve soğanı belli kilolar içinde götürüp teslim ediyor, onları kuyruğa sokmuyor. Tıpkı her hafta sütü haneye teslim ettiği gibi.
Değerli arkadaşlarım son sözlerim, baktılar İzmir’den istedikleri gibi bir kişi çıkmıyor, İzmir’de de söz sahibi olmak istiyorlar. Ne yaptılar? Dışarıdan ithal aday getirdiler, ithal belediye başkanı getirdiler. İthal belediye başkanıyla devasa bir İzmir yönetilir mi? İthal bir belediye başkanıyla devasa bir İzmir yönetilemez. İzmir’i yönetecek kişinin İzmir’in kültürüne sahip olması lazım, İzmir’i yönetecek kişinin İzmirli olması lazım. İzmir’i yönetecek kişinin İzmir’in kültürüne ve tarihi dokusuna sahip çıkması lazım.
Ve dolayısıyla, bizi zaman zaman eleştiriyorlar efendim şununla ittifak yaptınız, bununla ittifak yaptınız. Sandıkta bütün seçmenlerle ittifak yapıyoruz, sandıkta! AK Partili kardeşlerime de sesleniyorum, geleceksin kardeşim Cumhuriyet Halk Partisine oy vereceksin, Türkiye’yi bu sefaletten elbirliğiyle kurtaracağız, Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız. Birlikte Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Huzur içinde yaşanan kentler inşa edeceğiz, hiç kimsenin aşıyla, işiyle, ekmeğiyle oynamayacağız. Gönlümüzde yatan herkesin aşı olsun, herkesin işi olsun, herkes evinde huzur içinde yaşasın. Kentinde huzur içinde yaşasın. Mutlu yaşayan, huzurlu yaşayan kentleri inşa edeceğiz ve sizlere sözüm söz CHP’li belediyelerin olduğu her yerde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek.
Görevi yeni devralacak Belediye Başkan Adaylarımıza daha önce yapılan çalışmaların devam ettirilmesi gerektiğini ifade etmek isterim. Bir başarımız var ve bu başarılar kişilerle değil ideallerle, düşüncelerle kaim olmak ve sürdürülmek zorundadır. O nedenle yeni görevi alacak olan, yeni bayrağı alacak olan arkadaşlarımızın diğer arkadaşlardan devraldıkları bayrağı daha da güçlendirerek ileriye taşımaları gerekiyor.
Hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, hepinize yürekten teşekkür ediyorum, hepiniz sağ olun, var olun diyorum.
Güzel günler göreceğiz, hep birlikte güzel günler göreceğiz. Hakkarilisi de görecek, İzmirlisi de görecek. Karslısı da görecek, Tekirdağlısı da görecek. Çankırılısı da görecek, Çorumlusu da görecek. Hep beraber ülkemizi aydınlığa taşıyacağız. Gazi Mustafa Kemal’in Türkiye’sini yeniden onurlu, hiç kimsenin önünde diz çökmeyen bir Türkiye yeniden inşa edeceğiz.
Hepinize selamlar, sevgiler sunuyorum, sağ olun, var olun diyorum.