04.06.2020
04.06.2020
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İl Başkanları toplantısında konuştu.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantıda şunları söyledi:
Değerli arkadaşlar hepinize Ankara’dan selamlarımı, saygılarımı gönderiyorum. Pandemi sürecinde ya da Covid-19 dediğimiz virüsün yarattığı salgın hastalık sırasında örgütlerimiz de, belediye başkanlarımız da son derece başarılı ve güzel bir çalışma sergilediler; gerek İl Başkanlarımız, gerek Milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimiz gerçekten güzel bir sınav verdiler. Türkiye’de yaşanan sorunları olabildiğince sağlıklı bir şekilde kavramaya ve o sorunlara çözüm üretmeye de özel bir önem verdik. Yaptığımız basın toplantılarının tamamında, iktidara yani hükümete özel bir eleştiri getirmeden sorunların nasıl çözülmesi gerektiğini ifade ettik. Bir kısmına uydular, bir kısmına uymadılar. Ama şu gerçek ortaya çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu tür olaylarla karşılaşıldığında çok daha sağlıklı, çok daha köklü, kalıcı önlemlerin alınacağı yani bunları yapabilecek partinin CHP olduğu ortaya çıktı.
Bu bağlamda ben İl Başkanlarımızı da bu vesileyle yürekten kutluyorum. Kendi bölgelerindeki sorunlara eğilmeleri, sorunları yeri geldiğinde Belediye Başkanlarına, Belediye Başkanları yoksa Ankara’ya milletvekillerine duyurma dolayısıyla da ortak sorunlara eğilme ve çözüm üretme konusunda hepimiz elimizden geleni yaptık. 19 ilde bu tarımda yaşanan ciddi bir sorun vardı afet olarak da adlandırılıyor bazı bölgelerde sıcaklığın çok yükselmesi ve arkadan soğuk havanın gelmesi ürüne büyük ölçüde zarar vermişti. 19 ile milletvekili arkadaşlarımız önümüzdeki hafta gidecekler, Adana’dan başlıyor Tunceli’ye kadar 19 il, Diyarbakır var, Düzce var, Elazığ var, Hatay var, Kars var, Kastamonu var, Mersin var. Bütün bunlara, 19 ile gidecekler. Tabi doğal olarak İl Başkanlarımızla da buluşacaklar. Siz milletvekili arkadaşlarımızı hasarın en yoğun olduğu yerlerde çiftçilerle buluşturmaya çalışın. Oradan gelen raporlar çerçevesinde de biz Ankara’da genel bir politika oluşturmaya özen göstereceğiz.
Değerli arkadaşlarım, yine kısaca şunu ifade edeyim. Belediye Meclisi toplantılarında çoğunluğumuzun olduğu yerlerde büyük ölçüde Belediye Başkanlarımız inisiyatiflerini kullanarak sorunlara hakim oluyorlar, çözmeye çalışıyorlar. Belediye Başkanlarımızın ya da Belediye Meclisinin çoğunluk olmadığı yerlerde ise sorunla karşılaşıyorlar. Ama hiçbir Belediye Başkanımız; efendim ben sorunla karşılaşıyorum, elim kolum bağlandı bir şey yapamıyorum demiyor, demeyecek de. Sizler İl Başkanı olarak her koşulda Belediye Başkanlarımıza destek olacaksınız. Onların önüne çıkan engeller varsa o engelleri aşmaya çalışacaksınız, onlara destek vereceksiniz. Artı siyaseten eğer Belediye Başkanımız eleştiriyorsa o eleştirilere öncelikle cevabı siz vereceksiniz. İl Başkanı olarak cevabı siz vereceksiniz. Dolayısıyla Belediye Başkanlarımızın görev yapmaması ya da çalışmaması için iktidar kanadı elinden gelen her türlü engeli gösteriyor. Ama hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar bizim görevimiz de bütün bu engelleri aşmak, belde halkına hak ettiği hizmeti vermektir. Böylece CHP’nin yerel seçimlerde elde ettiği başarının kalıcı olması için Belediye Başkanlarının önüne çıkan engelleri boşa çıkarmak Belediye Başkanının da görevi, Belediye Meclis Üyelerinin de görevi, milletvekillerinin de görevi, MYK üyelerinin, Parti Meclisinin ve Genel Başkan olarak da hepimizin ortak görevidir. Bu ortak görevden hareket etmeliyiz ve bu ortak görevi mutlaka büyütmeliyiz. Dayanışma içinde büyütmeliyiz.
Bir başka önemli konu değerli arkadaşlar. Kısır tartışmalardan örgütün büyük bir dikkatle kaçınması lazım; Ali şunu söyledi, o bunu söyledi, AK Parti şunu yaptı, şu şunu yaptı, bunlardan tamamen soyutlayacağız kendimizi, önemli bir konu olmadığı sürece bu kısır tartışmalara girmeyeceğiz. Tam aksine var olan sorunların nasıl çözüleceğini, nasıl çözülmesi gerektiğini anlatacağız halka. Yani iktidar olmak istiyorsak halka umut vermeliyiz; “Evet bunlar iktidara gelince sorunu çözerler…” Şimdi halk belediyeler üzerinden CHP’nin Türkiye’nin kalıcı bütün sorunlarını çözebileceğini görmeye başladı. Dolayısıyla bizim, İl Başkanlarımızın, İlçe Başkanlarımızın, Milletvekillerimizin, Belediye Başkanlarımızın sorunlara kilitlenme ve sorunları çözme gibi bir görevi var. Bu görevi halk yakında bize verecek. İlk seçimlerde bu görevi bize verecek. Millet İttifakıyla beraber Türkiye’nin demokratikleşmesi, var olan sorunların çözülmesi için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. Bu konuda kendinize güvenmeniz lazım. Evet, biz Antalya mı Antalya’nın sorununu çözeriz, Hakkari mi Hakkari’nin sorununu çözeriz, Rize mi Rize’nin sorununu çözeriz. Bakın Rize’de çay toplanmaya başlandı değil mi? Oraya ilk milletvekili ekibini gönderen CHP’dir. Çay üreticisinin sorununu çözmeye çalışan yine CHP’dir. 19 ile ayrıca gönderiyoruz. Çiftçilerin sorunları var ve sorunların aşılması lazım. Artı bulunduğunuz bölgede, ilde esnaf zor durumda gerçekten, dükkanı da kapandı esnafın, işyerinde çalışanlara izin verildi, bunlar da gittiler. Dolayısıyla bir gelirsizlik gerçeğiyle karşı karşıya Türkiye, bu gerçeğin doğurduğu temel sorunlar var, o sorunları nasıl çözeceğiz? Biz çözeceğiz. Bizim Belediye Başkanlarımız çözmeye başladılar ama Türkiye genelinde önümüzdeki süreçte ilk seçimlerde çok daha kalıcı, çok daha tutarlı politikalarla biz çözeceğiz.
Kısır tartışmalara girmeyin derken inanç işlerine, inanç işi, diyanet işleri, müftülük, kilise, cemevi bu tartışmaların hiçbirisine girmeyeceğiz, bu tartışmaların tamamen dışında kalacağız. Neden? Herkesin inancına saygılıyız da ondan. Herkesin inancına saygılıysak bu tartışmalar sadece iktidarın tetiklediği ve eğer tartışmalara taraf olursak bizim de maşa olduğumuz bir konum ortaya çıkar. Bu tartışmalara girmeyeceğiz.
İki, asker. Efendim Genelkurmay şunu yaptı, şu şunu yaptı, asker bunu yaptı… Kışla. Buraya da girmeyeceğiz. “Camiye, kışlaya siyaset girmeyecek, yargıya siyaset girmeyecek” dedik ta en başından beri. En başından beri söylediğimiz budur. Dolayısıyla bizim tartışmaya gireceğimiz alan nedir? Esnafın sorunu var mı tartışacağız, çiftçinin sorunu var mı tartışacağız, KOBİ’nin sorunu var mı tartışacağız, çevrede sorun var mı tartışacağız. Yani doğrudan vatandaşı ilgilendiren, doğrudan halkı ilgilendiren ve bir sorunla karşı karşıya kalan ve bizden çözüm bekleyen vatandaşın sorununa kilitleneceğiz ve ona çözüm üreteceğiz. Bu bizim için çok değerli.
Ayrıca şu da çok önemli. Negatif dil kullanmamaya bütün İl Başkanlarımızın özen göstermesi lazım. Mahvolduk, perişan olduk, memleket elden gidiyor… Hayır negatif dil kullanmayacağız.
Kullanacağımız dil şu: Türkiye bölgenin en güçlü devleti midir? Evet, en güçlü devletidir. Türkiye bütün bu sorunları aşma kapasitesine sahip midir? Evet, sahiptir. Tarih bunu göstermiş midir? Evet, Türkiye Cumhuriyeti tarihine bakıldığında en zor dönemlerde dahi Türkiye bütün sorunlarını aşma kapasitesine sahiptir. Sorun nedir peki? Sorun Türkiye iyi yönetilmiyor, iyi yönetilirse bunların tamamı aşılır. Biz ne yapıyoruz? Türkiye’yi iyi yöneteceğiz. Her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Bizim iktidarımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bizim iktidarımızda yoksulluk diye bir kavram olmayacak.
Bunları söyleyeceğiz. Yani vatandaşa umut vereceğiz. Ha örnek mi istiyorsunuz? Belediyeleri örnek gösterebilirsiniz. Çünkü bütün Belediye Başkanlarına şunu söyledim: Bulunduğunuz beldede bir tek çocuk dahi yatağa aç girmeyecek, her çocuğun karnı doyacak, her çocuk huzur içinde akşam evde yatağına girecek.
Dolayısıyla bu çerçevede halka umut veren bir dili kullanacağız. Negatif bir dil kullanmayacağız. Mahvolduk, öldük, eyvah işte falan filan yok böyle bir şey. Tam tersine biz güçlüyüz, imkanımız var. Evet, Türkiye’nin imkanları var. Evet, gerçekten de var Türkiye’nin imkanları. Türkiye güçlü. Evet, gerçekten de güçlü. Şunu söyleyin; bizim en büyük gücümüz nedir biliyor musunuz? İnsan gücümüz, genç insan, nüfusun yarısından fazlası genç. Taşı sıksa suyunu çıkaracak. Ama şimdi işsiz. Biz bunların tamamına istihdam alanı yaratacağız, tamamı çalışacak, tamamı üretecek. Türkiye’yi bölgenin üretim üssü haline getireceğiz. Bunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Türkiye’yi bölgenin üretim üssü haline getireceğiz. Bizim Merkez Türkiye Projesini asla unutmayın. O proje çok önemlidir. 2035 yılına kadar kişi başına gelirin 20 bin dolar olmasını hedeflemiştir. Merkez Türkiye Projesinin bulunduğu alanda da kişi başına gelirin 25 bin dolar olması hedeflenmiştir. Ve onun üzerinde uzun uzun sosyoloğu da çalışmıştır, iktisatçısı da, ekonometri uzmanı da. Her alandaki insanlar oturup çalıştılar. Tarımcısı da çalıştı ve dolayısıyla biz Türkiye’yi bölgenin her alanda önemli bir üretim üssü haline getireceğiz. Bunu da her gittiğiniz yerde rahatlıkla ifade edebilirsiniz. Bunlar bizim için çok önemli, çok değerlidir.
Her kesime ulaşmayı hedefleyen tek partiyiz. Bakın, bir dönem Türkiye’de yüzbinlerce taşeron işçisi vardı ama hiçbir siyasi parti görmezdi bunları. Tek parti biziz gören, örgütleyen. Erzurum’dan başlayıp İstanbul’a kadar önce dernek kurduran, ondan sonra bu derneklerle toplantı yapan, haklarını savunan, sonunda da haklarını teslim eden tek partiyiz.
Şimdi Belediye Başkanlarımıza söyledim. İkinci bir grup daha var kim onlar? Apartman görevlileri. 1 milyonun üstünde apartman görevlisi var. Yerleri belli, yurtları belli, kaldıkları yerler de belli, buralara ulaşılacak. Apartman görevlilerinin hakkı nedir, hukuku nedir? Belediye Başkanı arkadaşlara şunu söyledim: Apartman görevlilerine mahalle mahalle belli dönemlerde bir Pazar günü sabah kahvaltısı vereceksiniz. Yeri geldiğinde ne diyorlar? CHP sağa kaydı. Nasıl sağa kayıyor? Eğer siz kapıcının hakkını savunuyorsanız, apartman görevlisinin hakkını savunuyorsanız, taşeron işçisinin hakkını savunuyorsanız o zaman halkın partisi oluyorsunuz demektir. Ezilenlerin partisi oluyorsunuz demektir. Ezilenlerin hakkına, hukukuna sahip çıkıyorsunuz demektir.
Tank -Paleti, her yerde söyleyeceksiniz. Tank-Palet… Milli bir fabrikayı, Avrupa’nın en büyük tank palet fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çektiler. Erdoğan’ın akrabalarına, Ethem Sancak’a peşkeş çektiler. Kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya peşkeş çekenin milliyetçiliğinden kuşku duyuyoruz zaten. Eğer milliyetçiysen kardeşim kendi ordunun fabrikasına sahip çıkacağız. Bunu söyleyebilirsiniz her yerde.
Süleyman Şah Türbesi, bunu her yerde söyleyebilirsiniz. Kendi döneminde, iktidarında, Cumhuriyet’ten bu yana, bakın Cumhuriyet’ten bu yana ilk kez toprak kaybımız vardır. Kendi bayrağımızı, kendi toprağımızdan indirdik, askerimizin sırtına da verdik Süleyman Şah’ın kemiklerini ve oradan kaçtık.
Her İl Başkanının, İlçe Başkanının ve milletvekilinin Belediye Başkanlarına sahip çıkması lazım. Müfettiş ordusu gönderiyorlar. Çıkıp İl Başkanı olarak toplantı yapacaksınız; bizim Belediye Başkanına İçişleri Bakanlığı bir müfettiş ordusu göndermiş, göndermezse namerttir diyeceksiniz. Biz her kuruşun hesabını veririz. Ama merak ediyoruz diyeceksiniz, bu Serik Belediyesinde, iki bakanın huzurunda, AK Parti ve MHP milletvekillerinin huzurunda, valinin huzurunda 500 bin liralık rüşvetten söz edildi, bunu söyleyen AK Parti Belediye Başkanı. Niye kimsenin sesi çıkmıyor, niye kimse konuşmuyor? Bunu anlatacaksınız.
Antalya’da Kumluca Belediye Başkanıyla ilgili bizim eski bir milletvekili partiden attığımız eski bir milletvekilinin başlattığı bir kampanya var. Yalova Belediye Başkanıyla ilgili de aynı şekilde. Yalova Belediye Başkanının hiçbir günahı yok. Bütün incelemeler yapılsın eyvallah, biz hiç inceleme yapmayın demiyoruz. Denetim yapmayın demiyoruz, yapacaksınız. Ama adil, adaletli yapacaksınız, doğru yapacaksınız. Buradan gideceğiz.
Bir başka şey, iktidar vurgusu yapmaktan hiç çekinmeyin. Her cümlenizin sonuna sorunu aktardıktan sonra var sorun, hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Biz bu sorunu çözeceğiz. Milletin desteğiyle, halkın desteğiyle biz bu sorunu çözeceğiz. Türkiye sorunlarla boğuşan bir ülke değil başarılarıyla övünen bir ülke olacaktır. Böyle diyeceksiniz. Bugüne kadar Türkiye sorunlarıyla boğuşan bir ülke halindedir, biz sorunları çözeceğiz başarılarımızla övüneceğiz. Nerede? Bütün dünyada. Bölgenin en güçlü ülkesi olacağız biz. Evet, bölgenin en güçlü ülkesi olacağız, bunu inanarak söyleyeceğiz, kararlılıkla söyleyeceğiz.
Değerli arkadaşlarım, bu salgının yarattığı atmosfer nedeniyle bir araya gelemedik bir salonda veya bir başka ortamda, teknolojinin bize sağladığı bu imkanla bir araya geldik., şimdi sizleri dinleyeceğim.
21.12.2024
21.12.2024
20.12.2024
20.12.2024