26.06.2018

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, GENEL MERKEZDE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, GENEL MERKEZDE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında şu açıklamalarda bulundu: Değerli basın mensupları, Türkiye’nin yoğun gündemi içinde beraberiz, beraber olmaktan da son derece mutluyuz. Bir seçimi atlattık. Öncelikle

bütün muhabir arkadaşlara, bizim sesimizi bir şekliyle önce kendi mutfaklarına, sonra Türkiye’ye duyuran bütün muhabir arkadaşlara yürekten teşekkür ediyorum. Yükleri ağır, ama kameraman arkadaşlara da yürekten teşekkür ediyoruz. Onlar da sesimizi ve görüntümüzü büyük ölçüde Türkiye’ye duyurdular. Bu arada oy kullanan, hangi partiye mensup olursa olsun oy kullanan bütün vatandaşlarıma, demokrasiye sahip çıktıkları için yürekten teşekkür ediyorum. Ve bir başka teşekkürüm gönüllülere, demokrasi savunucularına. Hiçbir şey beklemeden, demokrasi adına binlerce gönüllü görev yaptı. Milletvekili olacağım, belediye başkanı olacağım, belediye meclis üyesi olacağım diye hiçbir beklentisi olmaksızın, sadece bu ülkede demokrasi olsun diye yola çıkıp bize destek veren binlerce gönüllü arkadaşıma da yürekten teşekkür ediyorum. Ve tabi teşekkürü asıl kendi örgütlerimize yapıyoruz. Bütün baskılara, şantajlara, tehditlere rağmen, bu tehditlerle karşı karşıya olmalarına rağmen yüreklice görevlerini yaptılar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün örgütlerine, yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun tamamına yürekten teşekkür ediyorum.
YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM
Bakın değerli arkadaşlarım, “bütün baskılara, şantajlara rağmen” dedim. OHAL vardı, yani olağanüstü hal uygulaması vardı. Baskılar vardı. Bıçaklanan arkadaşlarımız vardı, gençlerimiz vardı. Gece sabaha karşı Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayraklarını asan kardeşlerimiz vardı. Bunlar yılmadan görevlerini yaptılar. Devletin bütün imkanları kullanılıyordu karşı tarafta. Valisi, kaymakamı, güvenlik güçleri, radyoları, televizyonları, medyanın yüzde 95’i öbür tarafın kontrolündeydi, yani iktidarın kontrolündeydi. Bütün bu baskılara rağmen Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri gönüllülerle beraber önemli bir görev yaptılar. Daha önemlisi, sevgili vatandaşlarıma hatırlatmak isterim, daha önceki seçimlerde İçişleri Bakanı görevini bırakırdı, valiler tarafsız görev yapsın diye. İçişleri Bakanı koltuğunu korudu. Ulaştırma Bakanı görevinden istifa ederdi, hükümetin araçları iktidar lehine kullanılmasın diye. Onlar da kullanıldı. Ve daha da önemlisi, Adalet Bakanı istifa ederdi. Ne için? Adalete gölge düşmesin diye. Seçimin tarafsızlığına gölge düşmesin diye görevini bırakır ve istifa ederdi. Onlar da istifa etmediler. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi örgütlerinin hangi koşullarda bir zoru gerçekleştirdiğini bütün dünyanın bilmesini isterim. Vicdan sahibi olan herkesin bunu bilmesini isterim. Ne yaptılar? Seçimlerle toplumun üzerindeki ölü toprağını kaldırdılar. Hep beraber, korku ve sindirmeyi kaldırdılar, yüreklice davrandılar. Sonuç şu, iktidar partisine, Ak Parti’ye 7 puan kaybettirdiler. Kolay elde edilecek bir başarı değildir. Sıradan bir başarı değildir. OHAL’e rağmen, devletin bütün imkanlarına rağmen, bütün televizyonlara rağmen, bütün gazetelere rağmen, bütün baskılara ve şantajlara rağmen 7 puan indirdiler. O nedenle ben bu arkadaşlarıma teşekkür etmeyip de kime teşekkür edeceğim? Hepsine yürekten teşekkür ediyorum. 49,5 olan oyları 42,5’e düştü.
DÜNÜN TEK ADAMI, ARTIK BUGÜNÜN TOPAL ÖRDEĞİDİR
Bu bizim için çok önemli bir sonuçtur. Güçlü ve aydınlık bir Türkiye’nin kapısını araladılar. Güçlü ve aydınlık bir Türkiye beklenti içinde olanları yüreklendirdiler. Biz yapabiliriz algısını toplumun her kesimine ve bütün dünyaya anlattılar. Sadece bunu mu yaptılar? Hayır. Bu sonuç aynı zamanda parlamentoda iktidar partisinin çoğunluğu kaybetmesine de yol açtı. Dünün tek adamı, bugünün artık topal ördeğidir. Herkes bu gerçeği bilsin. Dünün tek adamı, güçlü adamı, bugünün topal ördeğidir. Her istediğimi yaparım, her istediğini yapamayacak.
DUVARIN BİR KISMINI YIKTIK, GERİ KALAN KISMINI DA YIKACAĞIZ
Parlamentonun itibarını biz koruyacağız. Milletin bize verdiği yetkinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. O yetkiyi nasıl kullanacağımızı da biliyoruz. Bu milletin demokrasiye özlemi var. Birlikte yaşama özlemi var. Kavgadan uzak durma özlemi var. Bunu sağlayacak olan halkın bize verdiği yetki ve bizim parlamentodaki gücümüz olacaktır. Yani özetle duvarın bir kısmını yıktık. Aynı azim ve kararlılıkla duvarın geri kalan kısmını da yıkacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Seçimin kaybedeni, bu seçimin tek kaybedeni vardır, Ak Parti’dir. 7 puan kaybetmiştir. Parlamentoda çoğunluğunu kaybetmiştir. Kazananı da demokrasidir. Sandığa gidip, oy veren, demokrasiyi savunan milyonlardır, kazananı bunlardır.
KUMPASI BOZDUK VE BİR SİYASAL PARTİNİN ÖNÜNÜ AÇTIK
Bu süreci kolay elde etmedik, bu sonucu da kolay elde etmedik. Hangi süreçlerden buraya geldiğimizi de herkesin bilmesi lazım. Daha seçime girmeden önce, iktidar partisinin demokrasiye kumpas kurduğunu fark ettik. Bir siyasal partinin seçime girmesini engellemek için her yolu denediler. Ama o kumpası demokrasiye aşık olan bizler bozduk. Ve bir siyasal partinin önünü açtık. Belki de cumhuriyet tarihinde ilktir. Rakibimiz olan bir siyasal partinin seçime girmesi için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bu bizim demokrasiye aşık olduğumuzu gösterir. Bu bizim düşünce özgürlüğüne verdiğimiz önemi gösterir. Bu bizim vatanseverliğimizin tartışmasız olduğunu gösterir. Bu bizim parlamentoya verdiğimiz itibarın ve güvenin ne olduğunu gösterir.
MİLLET İTTİFAKI, TARİHİMİZİN EN ÖNEMLİ DEMOKRATİK KURUMLARINDAN BİRİ
Sonra Anadolu’yu barıştırdık. Çok önemli bir şey yaptık, “Asla yan yana gelemezler” diye nutuklar atanların nutuklarını boşa çıkardık. Millet İttifakı’nı kurduk. Toplumun gerginlikten uzak durmasını sağladık. Eski kavgaları bir yana bırakıp, güzel bir geleceğe, ortak bir geleceğe bakma hedefini ortaya koyduk. Ve Millet İttifakı bizim tarihimizin en önemli demokratik kurumlarından birisi olacaktır. Demokrasiden yana tavır alanların, farklı siyasal görüşlerde de olsalar, bir arada durmalarının ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlattık. Bu bizim için çok önemli bir sonuçtu.
ORTA ANADOLU’DA CHP’NİN SESİ ARTIK DAHA GÜR ÇIKACAK
Her türlü baskı, şantaja ve tehdide rağmen sandık güvenliğini sağlamak bizim namus borcumuzdu. Gönüllüler, demokrasiden yana olan bütün partiler ve örgütümüz sandıklara sahip çıktı. Her oyun üzerinde titredik, her tablonun üzerinde durduk ve demokrasimize sonuna kadar sahip çıktık. Şu gerçeğin herkes tarafından bilinmesi lazım. Sağlıkla işleyen bir demokraside, devletin liyakat esasına göre yükseldiği bir demokraside sandık güvenliği diye bir şeyden söz edilmez. Çünkü devletin memuru görevini yapar, herkes görevini yapar. Ama iktidar liyakat sistemini sonlandırdığı için, özellikle militanları görevlendirdiği için, bu konuya ayrı bir önem ve ağırlık verdik ve güzel sonuçlar elde ettik. Bu süreçte Orta Anadolu’da artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin sesi daha gür çıkacak. Uzun yıllardır Milletvekili çıkaramadığımız pek çok ilde, 13 ilde Milletvekili çıkardık. Artık o iller şu tabloyu çok net görecekler. Parlamentoda bizim bir sesimiz var ve bizim sorunlarımızı parlamentoda dile getirecek bir Milletvekilimiz var, görecekler. Hem sahada görecekler, hem parlamentoda görecekler. Sahada vatandaşın sorunlarına nasıl sahip çıkılır, parlamentoda bölgenin sorunları nasıl dile getirilir, çok daha net, çok daha açık görecekler. Ve herkes buna tanık olacak.
BÜTÜN RENKLERİ PARLAMENTOYA TAŞIMAYI BAŞARDIK
Millet İttifakı’nın getirdiği bir şey daha var. 12 Eylül darbe hukukunun getirdiği yüzde 10 seçim barajını yerle bir ettik. Onlar yüzde 10 seçim barajının arkasına yıllar yılı sığındılar, “Darbelere karşıyız” diyerek darbe hukukunu tahkim ettiler. Önemli bir adım atıldı Millet İttifakı’yla, darbe hukukunun bu bölümü en azından bu seçimlerde sonlandırıldı. Sonuçta kazanan demokrasi oldu.
Değerli arkadaşlarım, bir şey daha gerçekleştirdik. Eskiden iktidarın istediği 2 partili bir parlamentoydu. Şimdi bütün renkleri parlamentoya taşımayı başardık, bütün renkleri. Bütün sesleri, bütün görüşleri parlamentoya taşımayı başardık. Yüzde 100 mü? Hayır. Ama önemli bir kısmını parlamentoya taşıdık. Bu bizim demokrasiye olan bağlılığımızı gösterir. Bu bizim insanların düşüncelerine saygı göstermenin ne kadar değerli olduğunu gösterir. Ve biz bu konuda da bütün barajları yerle bir ettik değerli arkadaşlarım.
VATANDAŞIN HAKKINI, EKONOMİSİNİ VE GAZİ MECLİSİMİZİN İTİBARINI KORUYACAĞIZ
Dün arkadaşlarıma şu talimatı verdim. Bir, her milletvekili, her il başkanı, her ilçe başkanı, gönül birliği içinde, beraber, milletin hukukunu sonuna kadar koruyacağız. Birinci ilkemiz bu, milletin hukuku sonuna kadar korunacak. Sarayın çıkardığı kararnameler, sonuna kadar irdelenecek. Varsa milletin hukukuna zarar getirecek her düzenleme, parlamentoda mücadelesi verilecek. Nerede mücadele gerekiyorsa, orada mücadelesi verilecek. Vatandaşın hakkı, hukuku ve adaleti korunacak.
İkinci konu, Gazi Meclisimizin itibarını koruyacağız. Bu meclis sıradan bir meclis değildir. El kaldırılan, indirilen bir mecliste değildir orası. Kurtuluş Savaşı’nı yöneten bir meclistir. Yetkilerinin büyük bir kısmının elinden alındığını biliyoruz, bunun farkındayız. Hangi sonuçlar doğuracağını da biliyoruz. Ana hedefimiz, bütün o yetkilerin parlamentoya tekrar iade edilmesidir, ana hedefimiz budur. Ama kısa sürede iç tüzük değişikliği geldiğinde, gazi meclisin hakkını ve hukukunu yine koruyacağız. Bu konuda son derece dikkatli olacağız.
Üçüncüsü, ekonomide yangın var. Mutfakta yangın var. Ve önümüzdeki süreç, sıradan bir süreç değil, tıpkı bu seçimlerin sıradan bir seçim olmadığı gibi. Vatandaşın hakkını korurken, onun ekonomisini de koruyacağız. Pek çok bilgiyi kamuoyundan gizleyeceklerdir, bilgileri kamuoyuyla paylaşmayacaklardır. Bizim görevimiz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin görevi, bütün bilgileri derleyip, toparlamak ve kamuoyuyla paylaşmak olacaktır. Bunların hepsini bir şekliyle sağlayacağız değerli arkadaşlarım.
Hepinize teşekkür ederim, sorular varsa alayım.
TEK ADAM REJİMİNİ SAVUNAN TEBRİK EDİLEMEZ
Gazeteci – Sayın Genel Başkan, dün Sayın Muharrem İnce’nin de bir değerlendirmesi oldu, seçim sonuçlarına ilişkin olarak. Aradaki farkın büyük olduğunu, hile olsa bile doğrudan sonucu etkileyecek bir durumun olmadığını söyledi. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Sonuca hile karıştı mı? Bir de Sayın Erdoğan’ı seçim sonrası tebrik ettiniz mi? Edecek misiniz?
Kemal KILIÇDAROĞLU – Sondan başlayayım. Demokrasiye inanmayan bir insan tebrik edilemez. Yasama, yargı ve yürütme organını kendisine bağlayan bir insan tebrik edilemez. Tek adam rejimini savunan tebrik edilemez. Nesini tebrik edeceğim? Bir partinin genel başkanı olarak, mahkemelere hakim tayin ediyor, onu mu tebrik edeceğim? Demokrasiyi savunuyorsa, güçler ayrılığı ilkesini getirecekse, bu konuda yeni bir anayasa değişikliği yapacağız diyorsa ilk ben tebrik edeceğim. Ama hayır, tek adam rejimini sonuna kadar sürdüreceğim diyorsa, bir diktatörün nesini tebrik edeceğim ben? Nesini kutlayacağım? Diğer sorunuz?
Gazeteci – Seçim sonuçlarında bir hile var mı?
Kemal KILIÇDAROĞLU – Seçim sonuçlarında her şey olabilir. Ama bakın az önce söyledim, bütün sandıkların güvenliğini sağlamak için örgütler, partiler ve bir gönüllü ordusuyla çalıştık. Demokraside hile var değerli arkadaşlarım, seçimde değil. Eşit şartlarda olmadı, eşit şartlarda bir mücadele olmadı. Bunu biz bir mazeret olarak ileri sürmüyorum. Ama demokraside ortaya konulan hileli tabloya dikkatinizi çekmek için söylüyorum bunu. Sandıkta değil, demokraside hile var.
“DİKENİ SULARSANIZ, ADALETSİZLİĞİ PERÇİNLERSİNİZ”
Gazeteci –Mahir Ünal’dan, Ak Parti sözcüsünden bir açıklama geldi. Sayın Muharrem İnce’nin artık CHP’nin doğal lideri olduğunu söyledi. Bir de onunla bağlantılı olarak partinizden bazı milletvekillerinden de size istifa et çağrıları var ve kurultay talepleri de dillendiriliyor. Bu bağlamda bu sorularımı nasıl yanıtlarsınız efendim?
Kemal KILIÇDAROĞLU – Mahir Bey kendi partisinde darbe yapıldığı zaman neredeydi acaba? Yüzde 49,5 oy alan bir partinin genel başkanı saraya çekilip, istifa edeceksin diye elinden istifa dilekçesi alındığı zaman Mahir Bey neredeydi? Biz hiçbir zaman dış telkinlerle ya da birilerinin telkiniyle kendi politikamızı oluşturmayız. Bizim bir geleneğimiz var. Bir Kuvayımilliye geleneğinden geliyoruz. Biz demokrasiye inanıyoruz. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Biz birilerinin talimatıyla el kaldırıp, indiren bir parti de değiliz. Sayın Ünal dönüp, önce bir kendi partisine baksın.  Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün üyeleri, kendi aramızda oturup konuşuruz, tartışırız da. Ama biz demokrasiye inanan bir partiyiz. Geleceğe inanan bir partiyiz. Aydınlık bir Türkiye’ye inanan bir partiyiz. Tek adama teslim olan bir parti değiliz. Mahir Ünal kendi partisinin tek adama teslim edildiğini herhalde benden çok daha iyi biliyordur. Ayrıca tebrik edecek misiniz diye Erdoğan’ı söylediğinde, dikta heveslisi olan birisi tebrik edilmez. Ona, seni kutluyorum, başarı elde ettin, hangi başarı? Hangi başarıyı elde etti? Topal ördek durumunda. Mevlana’nın güzel bir sözü var. Diyor ki, “Dikeni sularsanız, adaletsizliği perçinlersiniz.” Biz dikeni sulama niyetinde değiliz. Yine Mevlana diyor ki, “Dostluk edeceğiniz kişileri iyi bulun, iyi belirleyin. Bülbül sizi güle götürür, karga çöplüğe götürür.” Biz gülden ve bülbülden yanayız.
9 AY SONRA YEREL SEÇİMLER VAR, DUVARIN İKİNCİ KISMINI ORADA YIKACAĞIZ
Gazeteci – Konuşmanızda Sayın Muharrem İnce’nin başarısını değerlendirmediniz. Onun başarısını nasıl buluyorsunuz ve Muharrem İnce’nin oyu ile CHP’nin oyu arasında 8 puanlık kadar bir fark var. Ve CHP’yi başarısız bulan ve sizin de istifa etmeniz gerektiğini ve Olağanüstü Kurultaya gidilmesi gerektiğini savunan yine parti içinden belli bir kesim var. Olağanüstü Kurultaya gidilecek mi?
Kemal KILIÇDAROĞLU – Bir, Muharrem Bey’in Cumhuriyet Halk Partisi’nden fazla oy almasını öteden beri savunduk zaten. Aksi halde nasıl Cumhurbaşkanı adayı olacak? Neden Muharrem Bey 6 oklu rozeti çıkarıp, Türk Bayraklı rozet taktı? Herhalde daha fazla oy almak için. Dolayısıyla biz Muharrem Bey’in bütün çalışmalarına katkı verdik ve gösterdiği performansı da son derece yerinde ve doğru bulduk. Asla, hiçbir eleştiri de yapmadım. Çalıştı, genç, dinamik, enerjik. Çalıştı, mücadele etti, mitingler yaptı, bunların hepsi doğrudur. CHP’den fazla oy alması kadar da doğal bir şey olamaz zaten. Oy almasaydı o zaman zaten büyük sorun çıkacaktı. Ama kendisinin de ifade ettiği gibi, oyun daha fazla olması lazımdı. Beklentinin altında kaldı, kendisinin ifadesi. Dolayısıyla partide ne olacağını, ne biteceğine partililer karar verir. 9 ay sonra yerel seçimler var. Duvarın ikinci, kalan kısmını orada yıkacağız, 9 ay sonra. Çok daha güçlü bir sonuç elde edeceğiz, göreceksiniz. Bir tarafa yazın. Çok daha güçlü sonuçlar elde edeceğiz. Bütün veriler bunu gösteriyor. Biz şu anda, arkadaşlarıma söyledim, 3 konuda talimat verdim, örgüt, il başkanı, ilçe başkanları ve milletvekilleri, hep beraber çalışacaklar. Koltuk sevdası olanların bu partide yeri yoktur. Altını çiziyorum, koltuk sevdası olan, bireysel çıkışlarla kendisine yol arayan kişilerin bu partide işi yoktur. Bu partiye gelecek kişilerin hepsinin ortak özlemleri olmak zorundadır, ortak hedefleri olmak zorundadır. Demokrasi gibi, kadın erkek eşitliği gibi, yargı bağımsızlığı gibi, güçlü Türkiye gibi, bağımsız ve gerçekten Türkiye’yi onurlandıran bir dış politika gibi... Bunların olması lazım, bizim hedefimiz bu. Bu hedeflerle ilgilenen ve bu hedefleri savunan her kişinin başımızın üzerinde yeri vardır. Her şey hukuk içinde olur ama bireysel çıkar peşinde koşup da, efendim milletvekili olmadım, milletvekili olmadığım için ben şimdi eleştireceğim... Bu koltuk sevdasına tutulanların bizim partimizde yeri yoktur.
Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar.