10.09.2023

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP 100. Yıl Hatıra Ormanı Açılış Töreninde Konuştu

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi 100. Yıl Etkinlikleri kapsamında CHP 100. Yıl Hatıra Ormanı Açılış Törenine katıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet demek CHP demektir. CHP demek aslında Türkiye demektir...100 yıllık bir CHP, okullar kurarak, savunma sanayisini kurarak, Malatya’dan tutun Nazilli’ye kadar fabrikalar inşa ederek ve Osmanlı’dan devralınan bütün borçları ödeyerek, dışarıda hiç kimseye el avuç açmayarak, şu devlete gideyim, acaba bana para verir mi, IMF’ye gideyim acaba bana para verir mi, efendim Ortadoğu’yu gezeyim, şeyh ve krallardan para bulabilir miyim diye yalvarabilir miyim, bunların hiçbirisi yapılmadı. Türkiye büyüdü, kalkındı, okullaştı, ormanlaştı. Türkiye güçlü bir ülke olarak çıktı ortaya. Osmanlı’nın borcunu da son kuruşuna kadar ödedi. CHP işte budur” dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Efendim bugün çok güzel bir şey yapıyoruz. Ağaç dikiyoruz. Üstelik 1923 ağaç dikiyoruz.

Partimizin 100’üncü yılı. 100 yıllık bir çınar ama bu çınar sürekli filiz veren, sürekli büyüyen bir çınar. Dolayısıyla bugün ağaç dikmenin, 1923 ağaç dikmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Birlikte yapacağız, birlikte sulayacağız, birlikte büyüteceğiz. Önümüzdeki süreçte bu ağaçların sayısı da çok daha fazla artmış olacak.

Kentleşmeden söz ettik, şehirleşmeden söz etti değerli arkadaşlarım. Değerli Ankaralılar, Saraçoğlu Mahallesi’nde otururken arka tarafta yeşil bir alan vardı ve bahar geldiğinde orada bir ağacın bütün pembe çiçeklerinin açtığını görürdüm. Her bahar o ağacın hem yeşillenmesini, hem çiçek vermesini beklerdim. Kentleşme güzel bir şey, kentlerde milyonlarca insanın yaşaması da bir şekliyle doğal karşılanabilir. Ama orada yaşayan insanların yeşile ihtiyacı var, parklara ihtiyacı var, ağaçlara ihtiyacı var, kuşlara ihtiyacı var. Dolayısıyla bu ihtiyacın giderilmesi lazım. Kentler rant yaratır ama o rantların halk için olması lazım. Yani halkın yararlanması lazım. Buraya dikilecek olan 1923 ağaç eminim bu bölgeye de, Ankara’ya da güzel bir atmosfer katacaktır. İklim değişikliğinden tutun, yazın veya yaz akşamları insanlar burada ağaçların altında çocuklarıyla beraber oturacaklar, konuşacaklar, arkadaşlık edinecekler ve dertleşecekler.

Dolayısıyla bu ormanın oluşması, 1923 ağacın bir araya gelerek bir süre sonra sayılarının artarak bu bölgede bir orman atmosferinin, yeşil atmosferinin olması olağanüstü güzel bir olay. Umarım bunu hep beraber gerçekleştireceğiz, ağaçlarımızı dikeceğiz ve ondan sonra bunların bakımını Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş ve Çankaya Belediye Başkanımızla birlikte yapacaklar.

100. yıl. CHP’nin 100. yılı demek aslında Türkiye demektir. Nedeni şu; Cumhuriyeti kurduğumuzda bir bez üretecek fabrikamız dahi yoktu. Cumhuriyeti kurduğumuzda ayakkabı üretecek fabrikamız yoktu, Cumhuriyeti kurduğumuzda entegre savunma sanayimiz yoktu, Cumhuriyeti kurduğumuzda uçaklarımız yoktu, her şey dışarıdan gelirdi. Dumlupınar’a gitmiştim. Dumlupınar Belediye Başkanı beni davet etmişti. Gittiğimde törene katıldık, törenden sonra Dumlupınar’da bir müze var. O müzeyi gezdirdiler. Dumlupınar meydan savaşında kullanılan silahların sergilendiği bir müze. Almanlara ait, Fransızlara ait, Amerikalılara ait, Ruslara ait silahlar var. Bize ait tek bir silah bile yok. Dışardan almışız mücadele etmek için. Bu ülkeyi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hangi şartlarda bu ülkeyi inşaat ettiğini eğer biz bilmezsek ve çocuklarımıza öğretmezsek görevimizi yapmamış oluruz. Cumhuriyet ilan edildikten sonra, TBMM toplandıktan sonra ilk yapılan işlerden birisi siyasi bağımsızlığımızı, ekonomik bağımsızlıkla nasıl güçlendirebiliriz? Bunun mücadelesi verilmiştir: Eğer siz ekonomide güçlü değilseniz, sizin siyasi bağımsızlığınız tehlikededir. O nedenle 1923 yılında İzmir’de İktisat Kongresi toplanır.

Ankara’dan örnek vereyim. Bir adım daha geriye gidelim Kayseri’ye. 1921 yılında Kayseri’de uçak fabrikasının temeli atılır. 9 yıl sonra Kayseri’den kalkan ilk uçak Ankara’ya iner. Etimesgut’u bilirsiniz hepiniz. Uçak motorları fabrikası Etimesgut’ta kurulur. Daha sonra Eskişehir’de ikinci uçak fabrikası kurulur, inşa edilir ve uçak üretmeye başlar. 1940’lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden 5 ülkeden birisi de Türkiye’dir. Ve CHP, seçimlerde kazanamayıp iktidarı devrettiğinde Merkez Bankası’nın kasasında 176 ton altın vardır. Daha sonra ne bu uçaklar kalır, ne uçak motorları fabrikası kalır, ne Kırıkkale’de kurulan entegre savunma sanayi yeteri kadar gelişir.

Cumhuriyet Halk Partisi demek aslında, bizim ülkemizin geleceğinde en önemli ve en nitelikli kararları alan bir parti demektir. Siz savunma sanayinden başlayıp çağdaş bir eğitim sistemi olsun diye köy enstitülerini bütün coğrafyada düzenli, dengeli oluşturursanız, dağıtırsanız ve orada gencecik çocuklarımız, evlatlarımız okuma yazma öğrenirse işte o zaman Türkiye büyür ve kalkınır.

Okuma oranı kaç Cumhuriyet kurulduğunda? Kadınlarda binde 8. Yani bin kadından ancak 8’i okuma yazma biliyor. Erkeklerde ise yüzde 8 ile 10 arasında değişen bir rakam var. Yani 100 erkekten en fazla 10’u yani 10 kişi veya 12 kişi okuma yazma biliyor. Falih Rıfkı Atay anılarında şunu yazar: Der ki; Ankara başkent oldu. Fakat devlette memur olarak çalışacak okuma yazma bilen birisini bulamıyoruz. Giderdik tren istasyonunda beklerdik, acaba kravatlı birisi inerse, başında şapka olan birisi inerse kesin bu okuma yazma biliyor, bunu alalım devlete götürelim memur yapalım diye.

Hangi şartlarda devletin inşa edildiğini bizim bilmemiz lazım ve evlatlarımıza öğretmemiz lazım. 100 yıllık bir Cumhuriyet Halk Partisi, okullar kurarak, savunma sanayisini kurarak, Malatya’dan tutun Nazilli’ye kadar fabrikalar inşa ederek ve Osmanlı’dan devralınan bütün borçları da ödeyerek, dışarıda hiç kimseye el avuç açmayarak, şu devlete gideyim, acaba bana para verir mi, IMF’ye gideyim acaba bana para verir mi, efendim gidiyim işte bilmem Ortadoğu’yu gezeyim Ortadoğu’daki şeyhlerden, krallardan acaba para bulabilir miyim diye yalvarabilir miyim? Bunların hiçbirisi yapılmadı hiçbirisi. Türkiye büyüdü, Türkiye kalkındı, Türkiye okullaştı, Türkiye ormanlaştı ve Türkiye güçlü bir ülke olarak çıktı ortaya. Osmanlı’nın borcunu da son kuruşuna kadar ödedi. Cumhuriyet Halk Partisi işte budur. Yani kul hakkına saygılı oldu. Hiç kimseyi ötekileştirmedi, herkesin okumasını istedi. Kadınların okula gitmesi zaten mümkün değildi. Kız çocuklarının okula gitmesi zaten mümkün değildi. Bugün her anne baba kız çocuğunun da okumasını istiyor, kız çocukları okula gidiyorlar. Dolayısıyla Cumhuriyet demek Cumhuriyet Halk Partisi demektir. Cumhuriyet Halk Partisi demek aslında Türkiye demektir. Böyle bakmamız lazım. Böyle baktığımız zaman Türkiye’nin büyümesi ve kalkınması için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. Tabi demokratik standartlar içinde. Bir ülkenin büyümesinin, bir ülkenin kalkınmasının temel nedeni, temel felsefesi aynı zamanda halktan toplanan vergilerin hesabının millete verilmesidir.

Sevgili anneler, sevgili kadınlar, elektrik düğmesine bastığınızda 4 çeşit vergi ödüyorsunuz, musluğu açtığınızda 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Ekmek aldığınızda vergi ödüyorsunuz, dolmuşa bindiğinizde vergi ödüyorsunuz. O zaman ben vergi ödüyorsam benim ödediğim vergilerin nerelere harcandığını benim bilmem, benim öğrenmem gerekiyor. Benden zorla alıyorsun bu parayı, nereye harcadın, kime harcadın? Ayrıca dünya kadar borç ediniyorsun, aynı zamanda gidiyor yalvarıyorsun bana borç para verin diye. Nereye gidiyor bu paralar? Devletin şeffaf olması lazım. Yani vatandaştan alınan her kuruşun hesabının vatandaşa verilmesi lazım. Sosyal devlet dediğiniz, demokrasi dediğiniz, aydınlanma dediğiniz halkına hesap veren devletle olur. Bir devlet yani bir yönetim, yani bir iktidar halkına hesap vermiyorsa, paraların nereye gittiğini kimse bilemez. Bugün yaşadığımız dramlardan birisi de maalesef budur.

1923 ağaç dikeceğiz. Biraz uzun bir konuşma oldu. Ama 100. yılın gereği olarak bu konuşmayı yapmak ihtiyacını hissettim. Umarım önümüzdeki yüzyıllarda Türkiye Cumhuriyeti, bütün görkemiyle ve kuruluşundaki felsefeyle büyümüş olur. Bizim kuruluşumuzdaki felsefe şudur; insan haklarıdır, kadın erkek eşitliğidir, eğitimdir, sorgulayan eğitimdir, laik sistemdir. Ayrıca biz Cumhuriyeti kurduktan sonra bütün mazlum milletlere örnek olduk. Onlarda Cumhuriyeti kurdular. Biz Milli Kurtuluş Savaşını verip bağımsızlığımızı elde ettiğimizde bütün mazlum milletlerde bağımsızlık savaşı verdiler. Yani Türkiye Cumhuriyeti, aynı zamanda bütün mazlum milletlere örnek olan bir devlettir. Bunun da kıymetini hepimizin bilmesi lazım.

Hepinize yürekten teşekkür ederim. Hepiniz sağ olun, var olun diyorum.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Beytepe Lodumlu rekreasyon alanında ağaç fidanı dikerek can suyu verdi, vatandaşlarla bir araya geldi.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ 100 YAŞINDA