22.12.2022

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur Belediyesi Toplu Açılış Törenine Katıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bazıları kaygılanıyorlar. Uyuşturucu baronları kaygılanıyor. Acaba Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı gelirse bizim burnumuzdan getirir mi? Evet uyuşturucu baronları, sizin burnunuzdan getireceğiz. Beşli çeteler… Acaba bugüne kadar götürdüklerimizi, geri alabilirler mi? Alacağız. Bu milletin hakkını, hukukunu teslim edeceğiz. Yer altı dünyası, mafya; hesabını soracağız. İşçisi, çiftçisi, memuru, emeklisi, taksi şoförü… Herkes kazanacak. Uyuşturucu baronları, beşli çeteler, mafyalar bunlar kaybedecek. Bunları, Türkiye’den silip atacağız. Bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur Belediyesi’nin düzenlediği toplu açılış törenine katıldı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada; şunları söyledi:

Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim gençler.

Efendim Burdur’da olmaktan son derece mutluyum. Sizlerde izlediniz, bende Belediye Başkanımızı hem dikkatle izledim, hem yaptığı hizmetleri görsel olarak da hepimiz yakından izledik.

Öncelikle Belediye Başkanımıza hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ederim. Kendisini yürekten kutluyorum. Başkan şöyle bir kalk alkışlasınlar.

Dün Antalya’daydık, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız da gerçekten Antalya’yı yeniden ayağa kaldırdı. Bütün olanaksızlıklara rağmen Belediye Başkanlarımız güzel ama gerçekten çok güzel hizmetler veriyorlar. Bizim yedi maddemiz var. Seçimlerden önce açıkladık, Belediye Başkanlarımıza söyledik. Kazandığınız andan itibaren yedi maddenin gereğini yapacaksınız diye. Vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmayacaksınız, oy verdi, vermedi böyle bir ayrım yapmayacaksınız, herkesi kucaklayacaksınız. Seçildiniz, artık belde sizden sorulacak, büyük kent, anakent sizden sorulacak. Herkesi kucaklayacaksınız. Pozitif ayrımcılık yapacaksanız yoksul mahallelerden başlayacaksınız. Yoksul mahalleler ihmal edildi onları kucaklayacaksınız, onlara hizmet götüreceksiniz. Onlarda güzel bir şehirde yaşadıklarını fark edebilmeliler. Bütün bunların altyapısını hazırlayacaksınız.

Belediye Başkanlarımız böyle çalışıyor. Dediler ki bir ara seçimlerden önce, sakın ha sakın CHP’ye oy vermeyin, oy verirseniz sosyal yardımlar kesilir. Niye keselim Allah aşkına, niye keselim. Tam tersine biz sosyal yardımları sağ elin verdiğini sol el görmeyecek ilkesiyle yapıyoruz. Yani kişinin onurunu koruyoruz, onuruna saygı duyuyoruz. Dolayısıyla onun yoksulluğunu afişe etmiyoruz. Sağ el hazırlayacak, sol ele verecek. Sağ elle, sol elin yardımlaşması olacak. Herkesin onuru, herkesin gururu korunacak. Bu ilkeden yola çıkıyoruz, bu ilke bizim için son derece değerli bir ilkedir. Çünkü bu ilke aynı zamanda bizim inancımızın da bir gereğidir. Kişinin yoksulluğunu afişe etmek, onun onurunu zedelemek doğru bir olay değildir.

Kente meydan kazandırdığını söyledi Belediye Başkanımız. Dün Finike’deydik Finike’de de meydan yoktu Büyükşehir Belediye Başkanımız orayı da çözdü. Finike Belediyemizle beraber Finike’nin de bir kent meydanı olacak. Kent meydanı neden önemli?

Değerli Burdurlular, kent meydanı her kentte olması gereken önemli bir alandır. Çünkü orada eğleniriz, orada gezeriz, orada mitingler yaparız, orada halaylar çekeriz. Kent meydanı kentlinin enerjisini boşalttığı yerdir. Orada gezmek, konuşmak, tartışmak, mitingler yapmak, bayram kutlamaları yapmak her şey kent meydanında olur. Meydansız bir kent düşünülemez. Başkan, izlerken dedi ki, İl Özel İdaresinin binasını da istedik bize vermediler. Onu da yıkacaktık, meydanı da daha büyük yapacaktık diye. Başkan hiç meraklanma az kaldı o binayı sana vereceğiz, onu yıkacaksın Burdurlulara onların hak ettiği güzel bir meydanı yeniden inşa edeceksin. Onu yapacaksın. Bunları herkesin bilmesini isterim.

Efendim dostlarla beraberim, protokolü tek tek saymak biraz uzun oluyor. Bazen protokolü sayarken atladıklarımız da olabilirse o da ciddi sorun yaratıyor. O nedenle ben izin verirseniz hepinize sevgili dostlarım deyim, sevgili kardeşlerim deyim, sevgili arkadaşlarım deyim.

Bir şeyi bilmenizi isterim, dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz. Bir şeyi bilmenizi isterim, dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Yedi iklimimiz var. Yine bir şeyi bilmenizi isterim, çok güzel insanlarımız var, hasletlerimiz var, geleneklerimiz var, örflerimiz, adetlerimiz var, şarkılarımız, türkülerimiz var. Her bölgenin kendine özgü güzellikleri var. Urfa’nın hoyratını dinlerken hüzünleniriz ama Karadeniz’in türkülerini dinlerken keyifleniriz. Dolayısıyla bakıldığı zaman bu güzel coğrafyada beraber yaşamak istiyoruz. Ama bu güzel coğrafyada kavga etmek istemiyoruz, kucaklaşmak istiyoruz. Bu güzel coğrafyada zenginliklerimizi herkesin bilmesini istiyoruz. Dolayısıyla yoksullaşmak istemiyoruz. Bu güzel coğrafyada dayanışma kültürünün büyümesini ve geliştirilmesini istiyoruz. Kimse kimseye küsmemeli, kimse kimseye kin ve öfke duymamalı. Tam tersine beraber olmalıyız, büyütmeliyiz sevgiyi, umutlarımızı büyütmeliyiz. Bunun üzerinden gidersek Türkiye hızla büyür, hızla gelişir.

Sevgili Burdurlular, önemli bir konuda size bilgi vermek isterim. Dünyanın en önemli üniversitesine gittim teknolojide dünyanın bir numaralı üniversitesine gittim. Yani Amerika’da MIT’e gittim, Harvard üniversitesine gittim o da dünyada sayılı üniversitelerden birisi. İngiltere’de üniversitelere gittim. Bana hep şu suçlamayı yaptılar. Vay efendim siz oraya icazet almaya mı gidiyorsunuz? Hayır efendim. Biz Kuvayı Milliyeciyiz, biz icazeti sadece ve sadece sizden alırız başka bir yerden almayız. Biz Kuvayı Milliyeciyiz. Bizim kitabımızda öyle git dışarıya el avuç aç, yalvar yakar, para ver cebimi dolduracağım, doları dolduracağım, efendim oğlum buradan dolar göndersin, dolarla alıp bilmem New York’ta 30 – 35 katlı gökdelenler yapsın. Bizim kitabımızda bunlar yoktur. Biz haram yemeyiz. Bizim haramla ilgimiz yoktur. O nedenle dedim helalleşelim diye. Biz oraya şunun için gittik. Artık Türkiye teknoloji çağını yakalamak zorundadır. Türkiye büyümek zorundadır. Türkiye dünyaya meydan okumak zorundadır teknoloji konusunda. Bakınız hepinizin cep telefonları var. Ama hiçbirisi Türkiye’de üretilmiyor. Nerede? Yabancı ülkelerde. Kimin pazarıyız biz? Katma değeri yüksek ürün üreten ülkelerin pazarıyız. Biz Türkiye pazar olmasın diyoruz, Türkiye üretsin, ürettiğini bütün dünyaya satsın ve gururlu, onurlu bir ülke olsun diyoruz. 21.yüzyıl bilgi yüzyılıdır. Niye gittiğime somut bir örnek vereceğim size. Almanya’da Türkiye kökenli iki vatandaş Covid-19 aşısını buldu. Alman ekonomisine yaptıkları katkı 140 milyar dolar iki kişinin. Ben isterim ki, onlar Türkiye’de olsaydı, onları kaçırmasaydık, burada üretselerdi, 140 milyar doları da biz kazansaydık. Ama bugün devleti yönetenlerin bunlardan haberi bile yok. Zaten üzüldüğüm noktada o. Biz büyüyeceğiz ve gelişeceğiz. Türkiye sığınmacıların deposu olmasın dedim. Türkiye çöplerin deposu olmasın, dünyanın getirdiği çöpleri biz almayalım, burada niye çöp deposu yapalım Türkiye’yi yapalım diye. Biz üretelim, biz kazanalım, biz ürettiğimizle gururlanalım. Dolayısıyla biz bunları yapalım. Bilim, üniversite bilgi üretecek. Bizim üniversitelerimizin de bilgi üretmesi lazım. Bunun için gittim bilmenizi isterim. Onlar bilmiyorlar, onlar farkında değiller ama unutmayınız bu kardeşiniz bilginin ne olduğunu bilir, bilimin ne olduğunu bilir, aklın ne olduğunu bilir, akıl akıldan üstündür kavramının atasözünün ne kadar değerli olduğunu bilir. Bu kardeşiniz ilim Çin’de bile olsa gidin öğrenin diyen peygamberimizin sözünü bilir. Bu kardeşiniz bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum diyenin kim olduğunu gayet iyi bilir. Bilgi ayrı bir şeydir, bilim ayrı bir şeydir. Bilgiden, bilimden koptuğunuz andan itibaren katma değeri yüksek ürün üretemezsiniz. O nedenle Türkiye’nin teknoloji devrimini, teknoloji çağını yakalaması lazım. Yakalamazsak sonumuz felaket olur. O nedenle Türkiye yeni bir hamleyi başlatmak zorundadır. Hem Amerika’da, hem İngiltere’de çok sayıda Türkiye kökenli bilim insanlarıyla 70 kişilik bir ekip kurduk. 24 saat çalışacak bu ekibimiz. Türkiye nasıl büyür, Türkiye bilimde, teknolojide nasıl kalkınır ve Türkiye kendi bölgesinde nasıl, kendi bölgesinde, Avrupa’da, Kafkaslarda, Ortadoğu’da nasıl daha güzel, daha güçlü bir ülke olabilir? Çünkü şuna inanıyorum, bizi iktidar yapacaksınız ve biz bugünden neyi nasıl yapacağımızın hesabını yapmak zorundayız. Neyi nasıl yapacağımız konusunda size söz vermek zorundayız. Ve sizde size verdiğimiz sözleri tek tek yazacaksınız ve bir çetele atacaksınız. Söz verdiler yaptılar, söz verdiler yaptılar, söz verdiler yaptılar. Göreceksiniz söz vereceğiz ve yapacağız.

Tek isteğim var. Yarın sandığa gideceksiniz. Bu bir maraton. Maratonun sonuna doğru geliyoruz. Tek isteğim var. Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz o ayrı bir şey. Ama önümüzdeki süreçte sandığa gittiğinizde elinizi vicdanınıza koyup ona göre oy verin tek isteğim bu elinizi vicdanınıza koyun. Çocuklarınızı düşünün, evlatlarınızı düşünün. Gencecik pırıl pırıl evlatlarınız. Gencecik pırıl pırıl evlatlarınız niye geleceği yurtdışında arasın, hangi gerekçeyle yurtdışında arasın? O zaman bir sorunumuz var. Biz yetiştireceğiz, biz fedakarlığı çekeceğiz, biz eğiteceğiz ama elin oğlu sıfır maliyetle bizim en zeki çocuklarımızı alacak kendi ülkesinde çalıştıracak. Niye bunlar kendi ülkemizde yani Türkiye’de çalışmıyorlar? Neden onlara bu imkanları sağlamıyoruz? Tarımdan tutun sanayiye kadar her alanda ciddi sorunlarımız var. Belediye Başkanlarımız görev yaparken Belediye Başkanlarımızın vaatlerinin gerçekleşmeyeceğini, yapamayacaklarını söylüyorlardı. Her türlü engeli çıkarıyorlar. Arkadaşlarıma şunu söyledim bütün Belediye Başkanlarıma. Sizin göreviniz her türlü engeli aşıp halka hizmet etmektir. Halka hizmet hakka hizmettir bunu bileceksiniz ve bu çerçevede hareket edeceksiniz. İnsanların sorunlarına kilitleneceksiniz ve sorunları çözmek için elinizden gelen her çabayı göstereceksiniz. Engel çıkarıyorlar biliyorum. Mahkemeye veriyorlar biliyorum. Tehdit ediyorlar biliyorum. Müfettiş gönderiyorlar biliyorum. Ya ne yaparsanız yapın biz bu millete hizmet edeceğiz hiçbir güç alıkoyamaz.

Efendim kısaca söyleyeceklerim bunlar. Dediğim gibi sandığa gideceksiniz ve oy kullanacaksınız. Biz güzel bir ülkeyiz, büyümek istiyoruz, kalkınmak istiyoruz, evlatlarımızın iş güç sahibi olmasını istiyoruz. Evlatlarımızın bizden daha iyi bir yaşam standardı yakalamasını istiyoruz. Okullarımızın güzel olmasını istiyoruz, üniversitelerin güzel olmasını istiyoruz, yurt sorununun çözülmesini istiyoruz. Tarlasını eken çiftçinin zarar etmemesini istiyoruz, kar elde etmesini istiyoruz. Ne güzel Burdur Belediye Başkanımız dedi karakılçık buğdayını ektirdik, Toprak Mahsulleri Ofisi 7 bin lira veriyordu biz çiftçiden bunu 14 bin liradan aldık. Bir belediye yapıyor ama koskoca hükümet bunu yapamıyor. Burdur Belediyesi yapıyor ama onlar yapamıyorlar. Aynı şekilde diğer Belediye Başkanlarımızda benzer çabaları gösteriyorlar. Her bir Belediye Başkanımız emin olun tarih yazıyor tarih. Bu Türkiye’ye tarih yazdıracağız. Neyin nasıl yapılacağını anlatacağız.

Sevgili anneler, sizlerde meraklanmayın çok güzel ama çok güzel projelerimiz var. Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Hiçbir anne evladını yatağa aç yatırmayacak. Bu ülkede yoksulluğu bitireceğiz. Hiç kimse ben yoksulum demeyecek. Hiç kimse benim gelirim, giderim ne olacak diye düşünmeyecek. Ve kırsalda çalışan aynı zamanda Burdur’un geniş bir kırsal kesimi var. Kırsalda çalışan gençlerin ve kadınların sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Yani kırsalda çalışan gençler ve kadınlar yaşı, zamanı geldiğinde emeklilik haklarını kazanacaklar. Böylece gençler kırsalda rahat çalışacaklar, büyük kentlerin varoşlarına gidip acaba asgari ücretle iş bulabilir miyim, bulamaz mıyım diye bir kaygıya kapılmayacaklar. Tarlada çalışacak, üretecek, kazanacak, onun sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Kadınların sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Böylece onlara sosyal güvenlik haklarını sağlamış olacağız. Onlar kırsalda çalışacak çünkü tarım stratejik sektördür. Çiftçi üretmezse hepimiz aç kalırız. Güzel projelerimiz var emin olun. Özel ekonomi bölgelerimiz var. Mesela ben birisini Erzurum’da açıkladım. Erzurum, Iğdır, Kars, Elazığ, Tunceli o bölgenin tamamı tarım ve hayvancılık özel ekonomi bölgesi olacak.

Bakın, Kafkasların ve Ortadoğu’nun yıllık et ihtiyacı 25 milyar dolar. Türkiye 500 milyon dolar bile para kazanamıyor. Ama özel ekonomi bölgesi ilan edip orada gerekli teşvikleri verirseniz 25 milyar doların 2 milyar dolarını alsanız dahi ki daha fazlasını alacağız o bölgede nasıl bir kalkınma olacaktır, nasıl bir büyüme olacaktır.

Şanlıurfa’ya gittim. Bütün çiftçiler elektrik fiyatlarından şikayet ediyorlar. Dedim Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını bize verin Şanlıurfa’daki bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz dediler. Yapamazsınız dediler. Yapacağız göreceksiniz. Denizli’de bir belediyede bunu hayata geçiriyoruz, Ocak ayı içinde gideceğim kurdeleyi keseceğim. Güneş enerjisi, doğalgaz alıyorsun dolar veriyorsun, kömür alıyorsun dolar veriyorsun. Allah’ın güneşi bedava kardeşim. Sadece panel parası vereceksin. Bedavaya değil illa para verecekler, illa lobilere teslim olacaklar. Bunları bitireceğim hiç endişe etmeyin. Tamamını bitireceğim. Bu milletin huzuru için, bu milletin geliri için herkesin ama herkesin hakkını ve hukukunu teslim edeceğim. Bundan emin olmanızı isterim.

Tek kişiler bazıları kaygılanıyorlar onları da söyleyeyim. Uyuşturucu baronları kaygılanıyor acaba millet ittifakının cumhurbaşkanı gelirse bizim burnumuzdan getirir mi? Söyleyeyim, evet uyuşturucu baronları sizin burnunuzdan getireceğiz endişe etmeyin. Beşli çeteler acaba bugüne kadar götürdüklerimizi gelir alabilirler mi? Alacağız. Bu milletin hakkını, hukukunu teslim edeceğiz. Yeraltı dünyası, mafya hesabını soracağız. Bu ülkede herkes huzur içinde yaşayacak. İşçisi, çiftçisi, memuru, emeklisi, taksi şoförü, kamyon şoförü kim varsa herkes kazanacak. Kim kaybedecek? Uyuşturucu baronları, beşli çeteler, mafyalar bunlar kaybedecek. Bunları Türkiye’den silip atacağız. Bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz.

Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun efendim.


CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU BURDUR’DA - 2