15.12.2022
15.12.2022
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bazıları yargıç, savcı cübbesi giyebilirler; hiçbir önemi yok. Hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar vermeyen hiç kimse yargıç ve savcı değildir. Onlar göstermelik yargıç ve savcılardır, tarih onlarla ilgili de hükmü verecektir. Ne derler büyüklerimiz; ‘Sultanın sofrasına oturan alimin fetvasına itibar edilmez.’ O nedenle birilerinin sofrasına oturan yargıcın verdiği karar hükümsüzdür. Milletin vicdanında hükümsüzdür. Böyle bakıyoruz, böyle değerlendiriyoruz biz. Vicdani kanaat yaradanın yüreğimizdeki sesidir, yaradanın yüreğindeki sesi yoksa bir yargıcın o kişi zaten yargıç da değildir. Bütün bunları bilerek azim ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Eyüpsultan Ağaçlı Mahallesinde düzenlen İBB Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Temel Atma Törenine katıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’li belediye başkanları ve milletvekillerinin de katıldığı törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Teşekkür ederim.
Efendim Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımızın güzel konuşmasını dinledik. Diğer Büyükşehir Belediye Başkanlarımız da burada. Değişik illerden gelen yine Belediye Başkanlarımız hepiniz buradasınız. Hepinize gerçekten yürekten teşekkür ederim.
Biz güzel bir aileyiz, çok güzel bir aileyiz. Çünkü biz, her ortamda, her yerde demokrasiyi savunuruz. Her yerde ve her ortamda adaleti savunuruz. Her yerde ve her ortamda güzellikten söz ederiz, başarıdan söz ederiz. Varsa bir eksiğimiz o eksiğimizi dayanışma içinde gidermeye çalışırız. Ve biz, vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmayız. Hangi görüşten, kimlikten, inançtan olursa olsun; ona hizmet götürmeye çalışırız. Onun iç dünyasına, manevi dünyasına saygı duyarız. Onun güzel bir kentte yaşamasını isteriz. Çünkü o kent bizim olduğu kadar onun da kenti aynı zamanda. Güzelliklerin yaşanmasını ve büyütülmesi isteriz. Hizmetlerin görülmesini isteriz. Ve en büyük özelliğimiz, bizim ailemizin, CHP’li ailenin en büyük özelliği, hesap vermekten çekinmeyiz. Tam tersine, bizi seçen halkımıza hesap vermeyi onurlu görev kabul ederiz. Bu bağlamda baktığınızda bunları düşünmeyenlerin doğal olarak hedefi haline geliriz. Çünkü onlar bunu düşünmezler.
Kentin rant yarattığını hepimiz biliriz. Kentte yaşıyorsanız o kentin bir rantı vardır. Ama bizim ailemizin temel hedefi, o rant o kentte yaşayanlarındır, birilerinin değildir. Bir grubun değildir, bir çıkar odağının değildir. O kentte yaşayan bütün insanlarındır. İstanbul’u da böyle düşündüğümüzde, diyorlardı ki; ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder.’ Hala içlerine sindirememişler, hala. Hala, ‘nasıl İstanbul’u kaybettik’, bunun acısını yaşıyorlar ve intikam almaya çalışıyorlar.
Ön sırada otururken bir tarafımızda il başkanımız, bir tarafımızda büyükşehir belediye başkanımız var. İkisine de siyasi yasak getirmek istiyorlar.
Ekrem Başkan konuşurken düşündüm; evet iki tarafımda da böyle, niçin, hangi gerekçeyle? Bana akıllı bir gerekçe söylesinler. Yalova Belediye Başkanımız burada, aylardır görevine başlatılmıyor. Bütün bu haksızlıkları biliyoruz. Belki bizim bir eksiğimiz, haksızlıkları geniş kitlelere aktarma konusunda biraz nazlıyız. Oysa bunu anlatmalıyız. Her yerde anlatmalıyız, her ortamda anlatmalıyız.
Bizler ülkemizi seviyoruz. Güzel bir ülkede yaşıyoruz. Ama bir ülkenin yöneticileri o ülkeyi yaşanamaz hale getirirlerse bize düşen büyük bir sorumluluk var; halkı aydınlatmak.
Sunucu arkadaşımız; ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ dedi. Evet, Gazi Mustafa Kemal’in, anayasanın birinci maddesi; ‘hakimiyet bila kaydü şart milletindir’ der. Milletin üstünde başka bir güç yoktur der. Ama siz yargıyı etkiliyorsanız, parlamentoyu yetkisiz hale getiriyorsanız; bize düşen görev demokrasiyi yeniden inşa etmektir. Ve demokrasinin bütün kurumlarını yeniden inşa etmek demektir. Tarihin bize yüklediği çok ciddi bir sorumluluk var, o sorumluluk içinde hareket ediyoruz zaten.
Bakın değerli arkadaşlarım; milletvekillerimiz hapse atıldı, milletin seçtiği milletvekilleri hapse atıldı ve biz bunun mücadelesini verdik. Beraat ettiler hepsi ama bugün hala farklı düşünen insanların cezalandırılmak istendiği bir ortamı yaşadığımızı biliyorum, sizler de tanığısınız zaten. İstanbul’u kaybetmenin acısını yüreklerinde hala hissediyorlar. ‘Nasıl oldu da İstanbul’u kaybettik?’ İstanbul’un rantına doymadılar. Beni şaşırtan şu; bu kadar harama tamah eden bir anlayış nasıl olur da iktidar olabilir? Nasıl olurda bu olabilir, yapılabilir aklım almıyor.
Ve bizler hep birlikte bu mücadeleyi yapacağız. Nereden ve nasıl bir baskı gelirse gelsin, hep beraber omuz omuza birlikte yürüyeceğiz, dayanışma kültürü içinde yürüyeceğiz. Kin ve öfke duymadan, altını özenle çiziyorum kin ve öfke duymadan… Yapılan her haksızlığa karşı, azim ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bizim temel görevimiz budur, kavga çıkarmak değil haksızlıkları gidermek.
Bazıları yargıç cübbesi giyebilirler, bazıları savcı cübbesi giyebilirler, hiçbir önemi yok. Hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar vermeyen hiç kimse yargıç ve savcı değildir. Onlar göstermelik yargıç ve savcılardır, tarih onlarla ilgili de hükmü verecektir.
Ne derler büyüklerimiz; ‘Sultanın sofrasına oturan alimin fetvasına itibar edilmez.’ O nedenle birilerinin sofrasına oturan yargıcın verdiği karar hükümsüzdür. Milletin vicdanında hükümsüzdür. Böyle bakıyoruz biz, böyle değerlendiriyoruz biz. Vicdani kanaat nedir? Vicdani kanaat yaradanın yüreğimizdeki sesidir, yaradanın yüreğindeki sesi yoksa bir kişinin, bir yargıcın o kişi zaten yargıç da değildir. Bütün bunları bilerek, azim ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
Asla umutsuz değiliz. Bütün baskılara rağmen biz, gerçekten de 11 büyükşehir belediyesinde ve diğer belediyelerimizde destan yapmaya, destanı büyütmeye çalışıyoruz. Ve yapıyor da belediye başkanlarımız. Günün 24 saatinde dinlendiklerini, günün 24 saatinde denetlendiklerini de çok iyi biliyoruz. Hep söylerim; denetlemezsiniz namertsiniz, dinlemezseniz namertsiniz. Bizim Allah’tan başka kimseye verilmeyecek hesabımızı yoktur, her yerde ve her ortamda.
‘40 yıldır çözemediler’ diye Ekrem Başkan söyledi. Bir sorun galiba burada 40 yıldır çözemediler. 40 yıldır niye çözemediler? Bunu dinlediğimde aklıma şu geldi. 40 yıldır çözemediler çünkü rantı paylaşamıyorlar. Rantı paylaşsalar sorun çözülecek. Ama biz rantı halka verdiğimiz zaman 40 yıllık bir sorun rahatlıkla çözülebiliyor. Bütün bunları biliyoruz zaten.
O nedenle CHP’li aile sıradan bir aile değildir. Biz, avukat bürolarında kurulan bir parti değiliz, biz Milli Kurtuluş Savaşı sırasında Sivas Kongresi’nden başlayarak kurulan bir partiyiz. Bizim genlerimizde yurtseverlik yatar. Biz halka hesap vermeyi hayatımızın her alanında onurlu bir görev olarak kabul ederiz. Biz topladığımız, aldığımız her kuruş verginin, her kuruş katkının hesabını mutlaka veririz. Bu çerçevede bakmak gerekiyor.
Değerli arkadaşlarım, elbette ki eleştiriler gelecektir, her eleştiriyi de saygıyla karşılarız. Hiçbir eleştiriden de çekinmeyiz. Doğaldır, hayatın akışı içinde eleştiri gelebilir. Elbette ki eleştiri geldiği zaman, biz de varsa bir eksiğimiz eksiğimizi tamamlarız, hatamız varsa hatamızı gideririz. Bütün mesele eleştirinin ön yargısız ve iyi niyetle yapılmış olmasıdır ve doğru eleştiri yapılırsa başımızın üstünde yeri vardır.
Bu çerçevede güzel bir temel atma törenini bugün gerçekleştireceğiz. Gerçekten de Mustafa Kemal Gavuzoğlu… Bedriye Hanım buradalar. Allah rahmet eylesin Mustafa Kemal’e. Dolayısıyla Sayın Gavuzoğlu aramızda, Bayan Gavuzoğlu. Çok güzel bir temel atma töreni için, verdiğiniz katkı için ve burada olduğunuz için size gerçekten de Gavuzoğlu ailesine selamlarımı, saygılarımı, hürmetlerimi sunuyorum. Bunu bilmenizi isterim efendim.
Burada yaş almış İstanbullular kalacaklar. Onların da güzel bir dünyada yaşama hakları var. Onların da bir araya gelme, sohbet etme hakları var. Onların da kentin kendilerine verdiği, daha doğrusu İstanbul’un İstanbullulara vermiş olduğu yarardan yararlanma haklarının olması gerekiyor. O çerçevede yaptığınız bağış ve Ekrem Bey’in bugün hep birlikte atacağımız temele verdiği katkı son derece değerlidir. Bölge açısından da son derece değerli. Muhtar arkadaşımız buradaydı galiba değil mi? Evet muhtar arkadaşımız burada. Bölge için de bu yatırımın çok büyük bir katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Size de yürekten teşekkür ederim.
Efendim bu güzel tesis için bir araya geldik. Kısaca şunu söyleyeyim. Her birimizin tarihe karşı yüklendiği bir sorumluluk var güzel ülkemiz için. Ve her birimiz bu mücadelenin bir parçası olmak zorundayız. Bizim mücadelemiz; hak, hukuk ve adalet mücadelesidir. Bizim mücadelemiz, insanlığa her türlü katkıyı verme mücadelesidir. Bizim mücadelemiz hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, herkesin huzur içinde yaşadığı, caddelerinde, sokaklarında özgürce gezdiği bir Türkiye mücadelesidir. Bizim mücadelemiz bir hak mücadelesidir, bizim mücadelemiz bir adalet mücadelesidir. Ve bu adalet mücadelesini, ne yaparlarsa yapsınlar sonuna kadar azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Bundan bütün İstanbulluların da, bütün Türkiye’nin de emin olmasını isterim. Bu mücadeleye en büyük katkıyı yapacak olan da bu ülkenin gençleridir. İlk kez sandığa gidip oy kullanacak olan gençler sadece bizim siyaset tarihimize değil dünya siyaset tarihine de çok güzel bir miras bırakacaklar ve şunu söyleyecekler; ‘Biz, otoriter bir yönetimi oylarımızla, demokratik yollarla değiştirdik’ diyecekler. Onların yapacağı katkı bizim siyaset tarihimiz içinde, dünya siyaset tarihi içinde önemli bir katkı olacak.
Hepinize tekrar yürekten teşekkür ederim.
29.11.2024
29.11.2024
29.11.2024
29.11.2024