27.02.2019
27.02.2019
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, BATMAN’IN SASON İLÇESİNDE KONUŞTU
(27 ŞUBAT 2019)
2019 Yerel Seçim çalışmaları kapsamında Batman'a giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sason ilçesine geçti.
Sason Belediyesini ziyaret eden Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan Adayı Cuma Uçar ile görüştü.
Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu, esnaf ziyaretinde bulundu.
Belediye binası önünde parti otobüsünden vatandaşlara seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sason'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti anlatarak konuşmasına şöyle devam etti:
Benim için şunu dediler, bunu dediler. Ne derlerse desinler. Bir şeyi bilmenizi isterim ki ben fakirin ve fukaranın dostuyum. Ben fakirden, fukaradan yanayım. Ben zulme karşıyım, mazlumdan yanayım. Kim olursa olsun bu ülkede yaşıyorsa benim başımın üstünde yeri vardır. Herkesi kucaklarım, hiç kimseyi ötekileştirmem. Bu ülkede aynı havayı teneffüs ediyorsak, aynı suyu içiyorsak, aynı memlekette yaşıyorsak hiç kimsenin ötekileştirme hakkı yoktur. Ben 82 milyon vatandaşı başımın üstünde taşıyorum. Ben vatandaşlarımı bölmem, vatandaşlarımı ayırmam. Ben de sizler gibiyim, sizler nasıl yetiştinizse ben de öyle yetiştim. Yedi çocuklu bir aileden geliyorum. Yedi kardeşten üniversiteyi bitiren sadece benim. Diğer kardeşlerimin ne yaptığını çoğunuz bilmezsiniz. Kimisi işçi, emekli oldu; kimisi memur, emekli oldu; kız kardeşlerim evlendi. Annem okuma yazma bilmezdi, büyük ablam da okuma yazma bilmez. Ama ben sizden birisiyim, halktan birisiyim, sizler gibi yaşıyorum. Benim saraylarda yaşama gibi bir alışkanlığım yoktur, saraylar benim yerim değildir. Benim yerim evimdir, yurdumdur, çoluk çocuğumun yanıdır, vatandaşımın yanıdır. Vatandaşımla beraber oturmak isterim, onlarla beraber oturmak isterim. Ben başkaları gibi millete tepeden bakmam. Benim gençliğim de, çocukluğum da hep sizlerin yaşadığı gibi aynı bölgelerde, aynı yerlerde geçti. Üniversiteyi okudum, üniversiteyi bitirdim, çoluk çocuğum var, hiç kimseye muhtaç değilim. Allah’a çok şükür milyon dolarlarım olsun, milyar dolarlarım olsun, milyarlarım olsun, vatandaş fakir olsun diye bir düşüncem yoktur. Herkes zengin olsun, herkesin işi, herkesin aşı olsun, benim isteğim budur.
Hep şunu söylerim: Komşusu açken tok yatan bizden değildir. Eğer bir yerde açlık varsa, bir yerde yoksulluk varsa, bir çocuk yatağa aç giriyorsa ve bu ülkeyi yönetenler saraylarda oturuyorlarsa; ayın 31’i geliyor, Mart geliyor, Mart’ta güzel bir ders verin, Allah aşkına güzel bir ders verin! Ben sizden onu istiyorum sadece. Bireysel olarak benim hiçbir beklentim yok. Çoluk çocuğumun da bir beklentisi yok. Geçinip gidiyoruz, bir evde oturuyoruz çok şükür fena değil, ele güne muhtaç değiliz. Ama bu ülkede milyonlarca gencimiz işsizse, milyonlarca gencimizin işi yoksa ve onlar hala annelerinin ve babalarının eline bakar durumda iseler, 6 milyondan fazla insanımız geçimini sokaktan sağlıyorsa, 24 milyon insanımız bu sokaktan gelen paralarla geçimini sağlıyorsa oturup düşünmemiz lazım. Ülkeyi düzlüğe çıkarmamız lazım. Herkesin işinin, aşının olması lazım. Bunun mücadelesinin verilmesi lazım.
Ben Sason’a ilk kez geliyorum. Sasonlu kardeşlerimle beraber olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Sizlerden onur ve gurur duyuyorum.
Sadece ben değil bütün Türkiye Sasonla gurur duyacak bütün Türkiye.
Başkanımız az önce Sason’a bir meydan ve daha büyük bir cami yapmak istediğini söyledi. Benim size sözüm, ama Kılıçdaroğlu sözü siyasetçilerin sözü değil, Kılıçdaroğlu sözü; Belediye Başkanını, Cuma Başkanı seçeceksiniz, meydanı da biz yapacağız, camiyi de biz yapacağız, ele güne muhtaç etmeyeceğiz.
Sason aslında görkemli tarihi olan bir ilçemizdir. Güzel bir tarihi var. Balınız çok meşhur, ceviziniz de çok meşhur. Aslında tütününüz de çok meşhurdu, ama gözü kör olsun tütünü kapattılar, işletmeyi kapattılar. Şimdi dışarıdan tütün getiriyorlar. Sanki ülkede tarla yok, insan yok, tütün yok, eken biçen yok, dışarıdan tütün ithal ediyorlar, nohut ithal ediyorlar, canlı hayvan ithal ediyorlar, et ithal ediyorlar, mercimek ithal ediyorlar. Sonunda kuru soğan da ithal ettiler. En sonunda o kuyruklara da “varlık kuyruğu” dediler. Allah aşkına hangi akılla, hangi mantıkla bunu söylüyorlar ben anlamış değilim. Allah’tan korkmuyorlar. Allah’tan korksalar memleket bu hale mi gelirdi, bakmayın siz öyle dediklerine. Bunlar kimden korkuyorlar? Bunlar Trump’tan korkuyorlar, Macron’dan korkuyorlar, Merkel’den korkuyorlar, Allah’tan korkuları falan yok! Allah’tan korksalar; bu memleket cennet gibi, bir çocuk yatağa aç girmez, bir çocuk! Eğer bu ülkede binlerce çocuk yatağa aç giriyorsa günah bunların boynuna. Bunları bileceğiz, bunları anlatacağız, bunları konuşacağız. “Ülkede yok şu dert var, ülkede bu dert var...” En büyük dert 17 yıldır bu memleketi yönetip memleketi kuru soğana muhtaç edenlerdir, en büyük dert budur zaten!
Ben Sason’un sadece cevizini, sadece balını dillendirmek istemedim tabi, sizin son zamanlarda son yıllarda çileğiniz de meşhur. Ama gel gör ki, başkan daha bana ne bal ikram etti, ne de ceviz. Başkan ikram edecek misin? Tabi işin şaka yönü bir tarafa balınız da meşhurdur, yaylalarınız da meşhurdur, ceviziniz de meşhurdur. 40 – 50 ton ceviz üretiyorsunuz, Türkiye’nin her tarafına gönderiyorsunuz. Gönül ister ki, sizin adınızı sadece Türkiye değil bütün dünya duysun. Emin olun bunu yapmak benim boynumun borcudur, yapacağım ben bunu.
Efendim işsizlik en temel sorunlarımızdan birisidir, genç nüfusta işsizlik çok daha yüksek. Batman için ne diyorlar biliyor musunuz? “İşsizliğin başkenti Batman” diyorlar. Binlerce gencimiz işsiz, binlerce gencimiz iş arıyor. Bugün gazetelerde görmüşsünüzdür, birinci sayfalarda var, televizyonlar göstermiyorlar ama. Diyarbakır’da 587 kişi alınacak, bir kuyruk var sonu görünmüyor, herkes gelmiş başvurmaya. Şanlıurfa’da yine işsizlik kuyruğu var, stadyumda kura çektiler, 40 bin kişi başvurmuş. Ne olacak bu insanların hali düşünen var mı Allah aşkına? İşsizlerin hali ne olacak diye düşünen var mı? Onların işi gücü olsun diye düşünen var mı? Çıkıp ahkâm kesiyorlar, “efendim dış güçler yaptı, şu yaptı bu yaptı…” İyi de bu memleketi 17 yıldır dış güçler mi yönetiyor? 17 yıldır bu memlekette kim başbakanlık yaptı, kim cumhurbaşkanlığı yaptı, kim 17 yıl bu ülkeyi yönetti ve kim 17 yılın sonunda memleketi bu hale getirdi? Biz bu memleketi seviyoruz, bu memleket için canımızı da veririz, canımızı da feda ederiz, bayrağımız için, ülkemiz için, vatanımız için, her şeyimiz için, birlikte yaşamak için, huzur içinde yaşamak için mücadele etmek bizim hepimizin ortak görevi olmak zorundadır.
Bu ülkenin doğusu da, batısı da, güneyi de, kuzeyi de cennet gibidir. Türkiye cennet gibi bir ülke midir diye sormak isteyenlere söylemek isterim: Gelin Sason’a, Sason’u görün, Sason’un dağını görün, ovasını görün, yaylalarını görün, insanlarını görün. Sason cennet gibi bir yer. Ama cennet gibi bir ülkede cehennemi yaşatıyorlar bize. İşsizlik var, yoksulluk var, bunları aşmak zorundayız.
Üç belediye başkanı arkadaşımla beraber geldim. Çankaya Belediye Başkanı arkadaşım burada Alper Taşdelen, İzmir’den Konak Belediye Başkan Adayı arkadaşım burada Abdül Batur ve Büyükçekmece Belediye Başkan Adayımız burada Hasan Akgün.
Bakın değerli arkadaşlarım, üç Belediye Başkanı arkadaşımı buraya getirme nedenim şudur: Hani size söz verdim ya meydanı yapacağız diye, hani size söz verdim ya camiyi yapacağız diye. Üç Belediye Başkanıyla beraber Allah’ın izniyle geleceğiz o meydanı açacağız kurdeleyle, o camiyi de hizmete açacağız kurdeleyle. Biz size her türlü hizmeti getireceğiz hiç endişeniz olmasın.
Bir şey daha söyleyip sözlerime son vermek istiyorum. Bakın değerli kardeşlerim, işsizlik var dedik, yoksulluk var dedik, Türkiye cennet gibi bir ülkedir dedik. Cennet gibi bir ülkede hep beraber huzur içinde yaşayabiliriz dedik. Kavgaya gerek yok, gerginliğe gerek yok. Hizmetse, hizmet yarışına evet, ama niye kavga, neden kavga? Kavgadan uzak duracağız. Bu ülkede herkesin mutlu olabileceği bir tabloyu yeniden inşa etmek zorundayız. İnşallah yerel seçimleri alacak, yerel seçimlerde yeni bir tarih yazacağız, yeni bir başlangıç yapacağız. İstanbul’u, İzmir’i, Ankara’yı, Mersin’i, Bursa’yı, Adana, Aydın, Uşak bütün bunları Allah’ın izniyle alacağız, yeni bir sayfayı açacağız.
İstanbul’da yaşayan vatandaşlar diyorlar ki, nefes almak istiyoruz nereye? Doğru CHP’li belediyelerin olduğu yere gidiyorlar. Niçin? Orada huzur var, orada bereket var, orada insana saygı var, orada hiç kimseyi ötekileştirmeme var. Bütün bunların hepsini yapıyoruz. Bize inanın, bize güvenin, biz size inanıyoruz ve size güveniyoruz. Size hizmet etmek halka hizmet etmek, Hakka hizmet etmek demektir. Çünkü biz size hizmet etmeyi, halka hizmet etmeyi, vatana hizmet etmeyi, vatandaşa hizmet etmeyi kutsal bir görev görüyoruz, mübarek bir görev görüyoruz. Çünkü bir çocuğun karnı doyarsa, bir çocuk yatağa aç girmezse, her ailede huzur olursa, her sokakta, her mahallede huzur olursa Türkiye’de de huzur olur. Herkesin karnı doyarsa Türkiye’de de huzur olur. O zaman Türkiye’nin itibarı artar. Üreten Türkiye’nin itibarı artar. Sarayda oturmakla itibar artmıyor. Sarayda oturmakla itibar artsaydı, memleketin itibarı çok daha yükseklerde olurdu, ama öyle değil.
O nedenle değerli kardeşlerim, sizlere hizmet etmeyi, sizler için çalışmayı, Belediye Başkanımız başta olmak üzere hep beraber kendimize vazife edindik. Sizler için çalışacağız, sizler için mücadele edeceğiz, sizler için mücadele etmeyi de kutsal bir görev kabul edeceğiz.
Hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Hepiniz sağ olun, var olun diyorum.