27.03.2019

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VELİ AĞBABA: “AKP İKTİDARI YAKIN DÖNEMDE MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİNE DE GÖZ DİKECEK”

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VELİ AĞBABA: “AKP İKTİDARI YAKIN DÖNEMDE MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİNE DE GÖZ DİKECEK”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba Memurların iş güvencesi ile ilgili hazırladığı çalışmada “Sıra memurun iş güvencesine geldi. AKP iktidarı yakın dönem de memurların iş güvencesine de göz dikecek” dedi. Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba’nın hazırladığı Memurların İş Güvencesi Raporu şöyle:
MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİ TEHLİKEDE
AKP iktidarı Yeni Ekonomik Program ile Memurların iş güvencesine göz dikmiş durumdadır.
 Kamu Personeli Rejimi adı altında 657 sayılı yasada kapsamlı değişikliklerin yapılması gündemdedir.
Ülkemizde memurlar yoksulluk sınırının altında ücret almaktadır.
AB ülkelerinde ortalama memur maaşları ülkemiz de çalışan bazı memurların aldıkları ücretlerden 5,5 kat daha fazladır.
Türkiye 1992 yılında imzaladığı ILO’nun 151. Maddesine aykırı davranmakta, kamu görevlilerin sendikaya üye olabilme haklarını kısıtlamaktadır. Ayrıca son dönemler de Memurlara yönelik belirli bir sendikaya üye olabilmeleri yönünde ki artan baskılar da göz önüne alındığında Türkiye imzalayarak taraf olduğu uluslararası kanunları çiğnemeye devam etmektedir.
Memurlar ve Memur Sendikaları iktidarın baskısıyla sindirilmeye çalışılmakta, iktidar tek tip memur sendikası yaratmaya çalışmaktadır.
Memurların grevli toplu iş sözleşmesi hakkı AKP iktidarı tarafından hukuksuz bir şekilde yok sayılmaktadır.
Ülkemizde memurlarımızın grev yapabilmesi önünde herhangi bir engel yoktur.
Giriş
AKP iktidarı uzunca bir süredir ‘’kamu personeli rejimi’’ adı altında memurların iş güvencesine göz dikmiş durumda. Sürekli olarak kamu personellerinin esnek çalıştırılabileceği, 657 sayılı devlet memurları kanununda değişikliğe gidileceği belirtilmektedir. Yeni Ekonomik Program ilk açıklandığı zaman ilk dikkatimizi çeken şey ise ‘’kamu ’da esnek çalışma’’ ile ilgili açıklamalar olmuştu. Memurların günden güne güvencesiz, yoksulluk sınırında yaşamaya devam ederken, iktidar gelecek dönem de memurların iş güvencesine göz dikecek kazanılmış haklar gasp edilecektir.
AB ortalama Memur Maaşlar ülkemiz de memur maaşların 5,5 kat daha fazladır.
Türkiye’de yoksulluk sınırı 6 bin TL’yi aşarken 2019 yılında en düşük Memur ücreti ise 3468 TL olmuştur. Yine 2019 yılı Öğretmen maaşı ( 1/4 ) 4701 TL, Hemşire maaşı ( Lisans mezunu 5/1 ) 4565 TL olmuştur.
24 Haziran seçimleri öncesinde ‘’3600’’ ek gösterge sözü verilen öğretmenler ve sağlık personellerin ekonomik durumu ile AB ülkelerin de çalışan öğretmenlerin ve sağlık personellerinin ekonomik durumu arasında kayda değer farklılıkları bulunmaktadır.
AB üyesi ülkelerde memur tanımı ülkemiz de çalışan memurların durumlarına göre farklılıklar içermekle birlikte, AB üyesi ülkeler de devlet memurların ortalama aldıkları ücret 2500 Euro civarındadır.
AB ülkelerinde çalışan bazı memurlar; Öğretmenler ve hemşireler ile ülkemiz de çalışan öğretmen ve hemşirelerin aldıkları ücret arasında ciddi farklar bulunmaktadır.
Almanya’da yeni göreve başlayan öğretmenlerin aldıkları ücretler ortalama 3200 Euro civarındadır. Almanya’da hemşire maaşları ortalama olarak aylık 2000-2500 Euro arasında yer alırken, yıllık ortalama kazançları ise 30.000 ile 70.000 Euro arasında değişmektedir.
Fransa’da son güncel verilere göre ortalama bir kamu çalışanın yıllık maaşı 2300 Euro civarındadır. Fransa’da ilköğretim düzeyinde çalışan bir öğretmenin yıllık kazanç oranları 30.000-45.000 Euro arasında değiştiği görülmektedir. Fransa’da kamuda çalışan hemşirelerin yıllık kazançları ise 30.000 Euro ile 61.000 Euro arasındadır.
Yani ülkemiz de en düşük memur ücreti dikkate alındığında AB ülkelerinde memurların aldığı ücret ülkemiz de çalışan memur, hemşire ve teknisyenlerin aldıkları ücretlere göre 5,5 kat daha fazladır.
Memurların iş güvencesi tehlikede
Eski Başbakan ve Meclis Başkanı şimdi ise İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı olan Binali Yıldırım 24 Haziran seçimleri öncesi baklayı ağzından çıkarmış ve Türkiye işçi memur ayrımının ortadan kaldırılarak tek tip çalışma hayatının olması gerektiğini vurgulamıştı. Yaz aylarında açıklanan ‘’YENİ EKONOMİK PROGRAM’’ taslağında bu duruma vurgular yapılmış ve kamuda esnek çalışmanın yaygınlaştırılması için çalışmaların yapılacağı açıklanmıştı. Zaten uzunca bir süredir performans ve mülakat sistemi ile güvencesiz ve esnek bir hale dönüştürülen kamu çalışma rejimi ileri ki dönemde de daha da güvencesiz hale getirilecek ve 657 sayılı Devlet Memurları yasasında kapsamlı değişiklikleri de beraberinde getirecektir.
 Yeni Ekonomik Programa göre;
Kamu kurumlarının esnek çalışma ile iş tatmini ve verimi yüksek işgücüne sahip olmaları sağlanacaktır. Yani kamu da çalışan memurların iş güvencesi elinden alınacak, kamu emekçilerinin çalışma sistemi baştan aşağı değiştirilerek esnek ve kuralsız bir hale getirilecektir.
Esnek çalışma ile bir sonra ki aşama olan kamu performans sistemi hayata geçirilecek, kamu personellerinin tüm hakları elinden alınacaktır.
Yeni programda haftalık çalışma süresi olan 40 saat doldurulması şartına vurgu yapılırken, bu çalışma saatinin belirli aralıklarını evden çalışarak da tamamlanabileceği belirtilmektedir. Bu şekilde haftalık 40 saat üstü çalışmalarda kazanılan fazla mesai ve izin gibi haklar ortadan kaldırılacaktır.
Esnek çalışma sisteminin kalıcı hale getirilmesi bundan sonra ki dönem de kamu da mevcut çalışma sistemi haline getirilecektir.
657 Sayılı devlet memurları kanunu ileri ki dönemlerde tamamen değiştirilerek, güvencesiz bir yapıya kavuşturulacak ve kamu alanının topyekûn tasfiye süreci başlayacaktır.
Memurların grev hakkı anayasal bir haktır, AKP İktidarı uluslararası hukuk kurallarını ve anlaşmaları çiğnemektedir.
Türkiye’de memurların toplu iş sözleşmesi hakkı bulunmakta Lakin grev hakkı bulunmamaktadır. Bu durum ILO normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına aykırıdır. Ülkemiz de memurlar hukuksuz bir şekilde grev hakkından mahrum bırakılmıştır.
Diğer ülkelerde ki durumlar incelendiğinde;
Fransa'da memurun hem statülü güvencesi hem de grev hakkı vardır.
İtalya, ispanya, Yunanistan gibi ülkelerde de memurların hem statülü güvenceleri hem de grev hakları vardır. İsveç, Norveç, Finlandiya, Lüksemburg, Portekiz, Kıbrıs Rum Kesimi gibi ülkeler de memurlar grev haklarından yararlanmaktadır.
Türkiye İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS), Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri ve BM İkiz Sözleşmelerini onaylanmış ve bu sözleşmeler kamu çalışanların toplu sözleşme ve grev hakkını güvence altına almıştır. Bu sözleşmelerin hükümleri 657 ve 4688 sayılı yasalardan üstündür. Yani 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda belirtilen Memurlara grev yasağı ortadan kalkmış durumdadır. Yani AKP iktidarının sürekli olarak bahsettiği gibi Memurların grev hakkı yok değil aksine grev hakkı vardır.
AKP iktidarı imzaladığı ve taraf olduğu uluslararası yasal mevzuatlara uygun davranmayıp Memurların grev hakkını hukuksuz bir şekilde ortadan kaldırmaktadır.
Bu duruma göre Türkiye 1992 yılında imzaladığı ILO’nun 151. Maddesine aykırı davranmakta, kamu görevlilerin sendikaya üye olabilme haklarını kısıtlamaktadır. Ayrıca son dönemler de Memurlara yönelik belirli bir sendikaya üye olabilmeleri yönünde ki artan baskılar da göz önüne alındığında Türkiye imzalayarak taraf olduğu uluslararası kanunları çiğnemeye devam etmektedir.
Sonuç;
Memurlarımızın sahip olduğu 657 sayılı yasadan asla geri bir dönüş söz konusu olmamalıdır
Kamu da performans ve mülakat sistemi gibi uygulamalar son bulmalıdır
Memurlarımız artan enflasyon oranları da göz önüne alınarak yoksulluk sınırı altında yaşamaya mahrum bırakılmamalıdır
İktidarın Memur sendikaları üzerinde kurduğu baskıya derhal son verilmelidir.
Yandaş sendikacılığın yaratılması noktasında kamu kurumlarında memurlara yönelik müdahalelerden derhal vazgeçilmelidir.
Kamu çalışanlarının sendikal hakları uluslararası belgelerde şekillenen normlar dâhilinde iyileştirmeli, özellikle grev hakkının tanınarak yasal çerçevesinin şekillendirilmesi gerekmektedir.