04.10.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (04 EKİM 2018)
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Milletin derdi aştır, milletin derdi iştir, millet hayat pahalılığı altında ezilmiştir. İşçi eziliyor, memur eziliyor, çiftçi eziliyor, işadamı eziliyor; ama biz cami yakmaktan, cami yıkmaktan söz ediyoruz. Bu açıkçası ülkenin gerçek meselelerini karartmaktır" dedi.


Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında şu değerlendirmelerde bulundu:
İyi akşamlar değerli basın mensupları. Hain bölücü terör örgütü Batman’da yedi Mehmetçiğimizi şehit etti. Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine ve milletimize sabır diliyorum. Bu tür terör eylemlerinin bir an önce bitmesini bekliyoruz, bir an önce bitirilmesini iktidardan bekliyoruz.
Değerli basın mensupları, bugün Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı sarayda diyanet camiasını ağırlamış ve son derece ilginç bir biçimde diyanet camiasını ağırlarken siyaset yapmış. Şu son dönemdeki gelişmeler; camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girince memleketimizin ne hale geldiğini gösteriyor, ama bir türlü bundan ders almamakta ısrar ediyoruz. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı sıkıştığı her noktada maalesef dini siyasete alet etmekten kaçınmıyor.
Tabi bir diğer ilginç nokta diyanet camiası bugün orada kendisini dinlerken, biliyorsunuz Diyanet İşleri Başkanlığı Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştur, kendisini dinlerken ilginç bir şekilde siyasetle ilgili sözlerinde hem Diyanet İşleri Başkanı, hem de camia alkışlıyor, neyi alkışladıklarının farkında olmadan. Camilerin yakılmasından, yıkılmasından, bunlardan bahsediliyor. Aslında bunların ne olduğunu en iyi bilmesi gereken bu camia, ama her nedense sarayın başı ne söylese alkışlıyorlar.
Değerli basın mensupları, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, Genel Başkanımızla ilgili olarak “sen ne anlarsın ezandan, Kur’an’dan” demiş. Ben de hangi nedenle bu lafları söyledi, niye söyledi diye baktım. Yani açıkçası bayram değil, seyran değil nereden çıktı bu laflar diye baktım; sonra gördüm ki dün Genel Başkanımız yaptığı konuşmada McKinsey’le ilgili bazı sorular sormuş. Demiş ki, “Siz ‘ekonomiye yapılan saldırı, dışarıdan yapılan saldırı, ezanımıza, bayrağımıza yapılan saldırılardan farksızdır” diyordunuz. Şimdi ne oldu da bir yabancı şirketi ekonomimizi denetlemek üzere işbaşına getiriyorsunuz, tutuyorsunuz.” Soru bu. Ama öyle anlaşılıyor ki, bu McKinsey meselesinden Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı son derece rahatsız olmuş. Hemen işin kolayına gitmiş, sorulara cevap verecek yerde meseleyi ezan meselesine, bayrak meselesine, hamasete çekmeye çalışmış.
Değerli basın mensupları, zaman hamaset zamanı değildir. Pazar yangın yerine dönmüştür, çarşı yangın yeridir. Marketlerde kasaya gelindiğinde arabalardan mallar boşaltılmaktadır, fatura çok yüksek diye. Daha dün yüzde 6’nın üzerinde bir enflasyon rakamı ülkemizde gerçekleşmiştir. Yüzde 6’nın üzerinde enflasyon rakamı dünyadaki 155 ülkenin yıllık enflasyon rakamından fazladır. Biz bu enflasyonu bir ayda yaşadık. Tabi bunun sıkıntısı içinde de, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, bugün sarayda diyanet camiasını toplamış esip yağıyor.
Cumhuriyet Halk Partisinin cami yaktığı, cami yıktığı hikayeleri defalarca kendisine anlatılmasına rağmen yine havalarda uçuşuyor. Bunların hiçbiri gerçek değil arkadaşlar. Ben açık söyleyeyim, yani Yunan askerinin Mihalıççık’ta kaçarken yaktığı camiyi bunlar Cumhuriyet Halk Partisi yaktı dediler. Sonrada bu camiyi Cumhuriyet Halk Partisinin onardığı ortaya çıktı.
Değerli basın mensupları, daha dün akşam Üsküdar’da Esentepe camini yıktılar. Cumhuriyet Halk Partisine cami yıktılar diyorlar, daha dün akşam Üsküdar’da kendi belediyeleri Esentepe’de cami yıktı. Daha önce de bunların bu tür eylemleri var. Malatya’da hatırlayın alışveriş merkezine yer açmak için cami yıktılar. Belediyeleri kendi belediye sınırları içindeki camileri SSK’ya teminat olarak gösterdi. Şimdi bunları yapan bir iktidar, bir yönetim kalkıyor Cumhuriyet Halk Partisini suçluyor.
Bakın şunu açıkça söyleyeyim, milletin derdi aştır, milletin derdi iştir, millet hayat pahalılığı altında ezilmiştir. İşçi eziliyor, memur eziliyor, çiftçi eziliyor, işadamı eziliyor; ama biz cami yakmaktan, cami yıkmaktan söz ediyoruz. Bu açıkçası ülkenin gerçek meselelerini karartmaktır, başka hiçbir şey değil.
Şimdi bakınız, yanlış politikalarıyla bu ekonomiyi savunmasız bırakanlar, dışarıdan borçlanmak nedeniyle dışarıdan emir alır hale getirenler, şimdi bu sıkıntıyla konuyu, gündemi başka yere doğru çarpıtmak istiyorlar.
Ben açıkça şunu söyleyeyim, bizim sormuş olduğumuz sorular, McKinsey’le ilgili sorular, iktidarın bu krizle ilgili sorumluluğunu ortaya çıkacak olan sorunlar, yine Türkiye’nin gerçek meselelerine el atan, gerçekçi, ayakları yere basın bir programın yapılması için önerdiğimiz 13 tane konu başlığı, Genel Başkanımızın önerdiği 13 tane konu, bence açıkça ifade edeyim,  şu anda Türkiye’nin üzerine gitmesi gereken temel konulardır. Türkiye’de bir an önce ayakları yere basan bir programı ortaya koyamazsak; ne bu hayat pahalılığıyla, ne durgunlukla mücadele etmemiz mümkün olmayacaktır. Yani dün açıklıyorlar, “enflasyon beklemediğimiz kadar yüksek çıktı, toplumun her kesimlerin taşın altına elini sokacağı bir enflasyonla mücadele programını önümüzdeki günlerde açıklayacağız.” Neden arkadaşlar önümüzdeki günlerde? Siz değil misiniz bu ucube Cumhurbaşkanlığı, Başkanlık, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hızlı karar almayı sağlayacağını söyleyen? Nerede hızlı karar? Kriz çıkmış, milletin mutfağı, milletin cebi yangın yerine dönmüş, siz hala daha “enflasyonla mücadele programını inşallah önümüzdeki günlerde yürürlüğe sokacağız” diyorsunuz.
Çok açıkça şunu ifade edeyim. Bakın, biraz önce işsizlerden söz ettim. Şimdi kalkıyorsunuz diyorsunuz ki; dinimizden, camilerimizden, imandan bahsediyorsunuz, bir de yargılıyorsunuz. Sen ne anlarsın gibi bir takım laflar. Yani kimin bunlardan ne anladığı konusunda laf söylemek açıkçası şirk koşmaktır Allah’a.
Şimdi şunu ifade edeyim, Sayın Kalın dün akşam bir açıklama yapıyor. Diyor ki, üç tane kamu bankasına işsizlik fonundan para verildiğini onaylıyor sermaye olarak ve diyor ki, “bu devlette kamuda kaynakların etkin kullanımıdır.” Çok açıkça ifade edeyim bu üç kamu bankasına sermaye olarak işsizlik fonundan verilen para, işsizin parasıyla borcunu ödemeyen şirketi kurtarma operasyonudur. Bugüne kadar hep söyledikleri özel sektör işini bilir, özel sektörün borcu devletin borcu değil dedikleri olay sonunda şöyle olmuştur. Özel sektörün borcu bugün yavaş yavaş artık devletin borcu olmaya doğru, milletin borcu olmaya doğru hızla gitmektedir. 11 milyar Türk lirası para, üç tane bankaya işsizlik fonundan ödenmiştir. Oysa işsizlik fonu bugün işsizliğin hızla arttığı bir ortamda işsiz kalanlara işsizlik maaşı ödemek için kurulmuş olan bir fondur.
Şimdi bütün bunların, yani bu geç kalmaları, ekonomide bu sıkıntıları, işsizlik fonundan kalkıp şirket kurtarma operasyonlarının hepsinin üstünü örtmek için yine tamamen o eski söyleme, dinimize, imanımıza sığınan bir takım retoriklerle iş götürülmeye çalışılmaktadır. Çok açık söyleyeyim zaman hamaset yapma zamanı değildir. Zaman bir an önce önlem alma zamanıdır.
Teşekkür ediyorum değerli basın mensupları.