28.04.2019

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (27 NİSAN 2019)

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI
(27 NİSAN 2019)
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:


Seçimin ardından halen Türkiye daha gergin günlerden geçiyor. Ülkeyi yönetenlerde bu gerginliği azaltmak, düşürmek yerine artırmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Nitekim, bugün de Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Kızılcahamam’da yaptıkları toplantıda bunu sürdürdü. Seçimlerin üzerinden 27 gün geçti. Aslında bu da bir rekor. Sandıktan çıkan belli, mazbata alınmış, her şey tamam ama sonuçlar bir türlü sürekli itirazlar nedeniyle kesinleşmiyor. Seçim kampanyasında kullanılan zehirli dilde 27 gündür sürekli tedavülde.
TOPLUMU PARÇALAMAKTAN MEDET UMUYORLAR
Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının istişare toplantısında yaptığı konuşma gerçek olmayanı gerçek, meşru siyaseti gayrimeşru, demokratik muhalefeti terörist, siyasi rakiplerini de düşman gibi göstermeye devam ettiklerini bir kere daha ortaya koydu. Toplumu kutuplaştıran, kin ve nefreti körükleyen bu dil milletimizin gerçek gündemini, sorunlarını yeniden karartmaya başladı. Anlaşılan iktidar sahipleri toplumu bölüştürmekten, parçalamaktan, ayrıştırmaktan medet umuyorlar. Biz kendilerini daha önce uyardık. “Böyle parçalanmış, ayrıştırılmış bir milletin dış düşmanlara ihtiyacı yoktur” dedik. AK Parti Genel Başkanının bugün sarf ettiği insaf ve izandan yoksun sözler atalarımızın ağacın kurdu içinde olur sözünü bir kere daha haklı çıkardı.
AK PARTİ GENEL BAŞKANI SUÇA ORTAK OLDU
Bundan 6 gün önce Türkiye’nin başkentinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanına karşı yani Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına karşı organize bir linç girişimi gerçekleşmiş ve bu linç girişimi Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak düşmüş. Bu lekeyi çıkarıp atacak tek şey birlik ve beraberlik içinde olayı kınayıp üzüntüyü paylaşmak olmalıyken iktidar bu olayı ilkin hafifletmeye, sonra makul ve mazur göstermeye çalıştı. Bugün ise Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının sarf ettiği sözlerle Sayın Genel Başkanımıza yönelik organize linç girişimini sahiplendi, suça ortak oldu. Dün toplumu geren, milletin arasına kin ve nefret tohumları ekenle bugün bu linç girişimini meşru göstermeye çalışanlar aynı.
“ALDATILDIK, KANDIRILDIK” DİYECEKLER
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, Kurtuluş Savaşı gazilerinin kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanına yönelik linç girişimine sarf ettiği sözlerle adeta meşruiyet kazandırmaya çalıştı. Bu sözler ne bizler, ne milletimiz, ne de tarih huzurunda unutulmayacaktır. Göreceksiniz günü geldiğinde de bu sözlerin sahipleri bundan utanacak, bu sözleri sahiplenmeyecek, aldatıldık, kandırıldık diyeceklerdir.
KIZGIN DEMİR EN ÇOK ONU TUTAN ELİ YAKAR
Linç hukuktan ve demokrasiden sapmadır. Bu ülkede her önüne gelen birilerine kendi meşrebince ceza kesmeye kalkarsa o devletin hali ne olur? Türkiye'nin orta yerinde şehidimizin cenazesinde devlet ricali olmasına rağmen bunun altını çiziyorum biz orada hükümet yetkilileri yoktu falan demedik aksine hükümet yetkilileri olmasına rağmen devletin kendisi bir buçuk saat boyunca ortadan kayboldu dedik. Demokrasi bir mahalle evinde bir köy evinde hapsoldu dedik. Hem seçimden hemen sonra kızgın demiri soğutmaktan bahsedeceksiniz ama o demiri elinizde tutmaya da devam edeceksiniz. O demiri ellerinde tutup demirin altındaki ateşi harlayanlar unutmasınlar ki kızgın demir en çok onu tutan eli yakar.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Cumhuriyet Halk Partisini bugün terörle yan yana anarak partimizi itibarsızlaştıracağını zannedebilir. Oysa bu çamur bizim üzerimize bulaşmaz, akar. Kurulduğu ilk günden bu yana bu milletin birliği ve beraberliği için siyaset yapan, Müdafaa-i Hukuk anlayışından neşet bulan, Kuvayı Milliye anlayışıyla gelişen Cumhuriyet Halk Partisi’ni terörle işbirliği içinde, ayrılıkçı terörle veya bir başka herhangi bir terörle işbirliği içinde göstermenin hiçbir şekilde bir gerçekliği yoktur.
FETÖ, PKK, SURİYE… HER KONUDA UYARDIK, DİNLEMEDİLER
Biz aslında Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanını defalarca uyarmıştık. Önce devletin kılcal damarlarına kadar giren paralel yapı için onları yıllarca uyardık dinlemediler. Ordumuzun kozmik odasına, milletin haremi ismetine terör örgütünü soktular. Üstelik birde arkalarından ne istediniz de vermedik diye ağladılar. Komutanlarımız onur ve şerefleri için yaşamlarına son verdi, zindanlarda yaşamlarını yitirdiler. Milli ordumuz darmadağın oldu onlar seyrettiler. Ordunun komutasını teröristlere teslim ettiler. Darbe yapacak güce erişmelerine göz yumdular, yüzlerce insanımız bu yaptıkları nedeniyle şehit oldu. Allah’tan ve milletten af dileyip bu işin içinden çıkmaya çalıştılar.
PKK terör örgütü ile müzakereler konusunda da kendilerini defalarca uyardık. Bu sorunu terör örgütüyle değil meşru zeminde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çözün dedik dinlemediler. Dolmabahçe'de kapalı kapılar ardında işleri götürmeyi seçtiler. İmralı'da bu işleri götürmeyi seçtiler müzakerelerle.  Açılım ve barış süreci dediler teröristlerle pazarlığa oturdular. Habur'da göstermelik çadır mahkemeleri kurdular, valilere emir verdiler hendek kazan, şehirlerin altına silah ve bomba depolayan teröristlere dokunmayın dediler. Sonuç? Yüzlerce Mehmetçiğimiz şehit oldu.
Suriye meselesinde defalarca uyardık dinlemediler. Hakaretler ettiler ve bugün şimdi 3,5 milyondan fazla Suriyeli ülkemizde, onları beslemek, doyurmak zorundayız. 35 milyar dolardan fazla parayı sadece Suriye’den gelenler için harcadılar. Güney sınırımız terör koridoru haline geldi. Orada güvenliği sağlamak için yüzlerce şehit verdik halende veriyoruz. Bu millet bunların yaptığı hataların bedelini kanıyla canıyla ödedi, halende ödüyor. Ama hiç çekinmeden Cumhuriyet Halk Partisini on parmaklarında on kara sürmeye kalkıyorlar ama kendi gözlerindeki merteği görmüyorlar.
TERÖRLE İŞBİRLİĞİ YAPANLAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
Tekrar söylüyorum, bu çamurlar bizim üzerimizde durmaz akar gider ama sizler üzerinizdeki bu lekelerden zor kurtulursunuz. Çok açık söylüyorum, bundan sonra kimler terörle işbirliği yapıyorsa, terör örgütleriyle işbirliği yapıyorsa, teröristlerle işbirliği yapıyorsa suç duyurusunda bulunacağız. İstiap haddi artık doldu. Yarın bir gün yine kalkıp Allah ve millet beni affetsin falan demek bu işi çözmez.
İSTANBUL SEÇİMLERİ İÇİN TÜRKİYE’Yİ FEDA ETMEYE HAZIR
24 Haziran’dan sonra şu dendi, artık tek sorumlu benim. Evet tek sorumlu sizsiniz ve tek sorumlu olarak Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanını Başkentin ortasında bir linç girişimiyle karşı karşıya kalmaktan koruyamadınız. Şimdi burada kalkıp özür dileyeceğinize, bununla ilgili olarak da bir hesap vereceğinize neredeyse diyeceksiniz ki, bu linç girişiminin sorumlusu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. İnsaf.
Bugünkü konuşmalardan anlaşılan bir diğer husus, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İstanbul’daki seçim sonuçlarını içine sindirememiş. Sadece İstanbul’daki seçim sonuçları değil Türkiye’deki seçim sonuçlarını da içine sindirememiş. Diyor ki, mahalli idare seçimlerinde 2019’da yani 31 Mart’ta yapılan seçimlerde aldığımız yüzde 44.4 oy bugüne kadar mahalli idare seçimlerinde aldığımız en yüksek oydur. Ben tavsiye ediyorum danışmanlarına bir emir versin 2014 yılında yüzde kaç oy almışlar bir onu getirsinler kendisine. Yüzde 45.5 oy almış. Ama burada daha önemli bir şey var. Cumhur İttifakı olarak baktığımız zaman 2014’te almış oldukları oyun 10 puan altına düşmüşler. Ama bu genel oranlarda benim görebildiğim kadarıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanını o kadar telaşlandırmıyor. En büyük telaş İstanbul seçimleri. İstanbul seçimleri için gerekirse Türkiye’yi feda etmeye hazır.
YSK HAKİMLERİNİ HUKUK CİNAYETİNE ZORLUYORLAR
Aslında bu seçimlerin artık tartışılacak bir yanı kalmadı. Sandıktan çıkan milletin iradesi bellidir. İstanbul’da da milletin iradesi bellidir. İstanbulluların iradesi bellidir. İstanbullular benim Büyükşehir Belediye Başkanım Ekrem İmamoğlu’dur demiştir. Nokta. Bunu ta 31 Mart’tan beri söylüyoruz.
Bugün bakıyorum Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun çıktığı sandıklardan çıkan ilçe belediye başkanları ile övünüyor ama Ekrem İmamoğlu’nun seçimiyle ilgili olarak şaibe var diyor. Buna kargalar bile güler. Şaibenin gerekçesi de sandık kurulları. Diğerlerinde de aynı sandık kurulları var. Hatta şunu söyleyeyim, unutmasınlar 24 Haziran’da kendilerinin çıktığı sandıklarda da üç aşağı beş yukarı aynı sandık kurulları var. Artık yeter. Yüksek Seçim Kurulu hakimleri üzerinde kurdukları ağır baskıdan vazgeçsinler, gölge etmesinler. Onları, Yüksek Seçim Kurulu hakimlerini bir hukuk cinayetine zorlamaktan vazgeçsinler. Hep diyoruz, Yüksek Seçim Kurulunun tek bir pusulası vardır bu pusulanın adı da hukuktur. Pusulanın doğruyu göstereceğine ve yargıçların hukuktan sapmayacağına, hukuk cinayetine ortak olmayacaklarına inanmak istiyoruz.
SEÇİMİ KAŞIMAYI BIRAKSINLAR, HERKES İŞİNE GÜCÜNE BAKSIN
Bu seçim işini artık kaşımaktan vazgeçin, mızıkçılık yapmaktan vazgeçin. Artık herkes işine gücüne baksın. Türkiye tarihinin en derin ekonomik krizini yaşıyor. Ama Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanının, yani yönetimden tek başına sorumlu olduğunu söyleyen kişinin yaptığı konuşmada ekonomiye dair tek bir sözcük yok. Oysa üretim bitmiş, 8,3 milyon işsizle tüm zamanların işsizlik rekorlarını kırmışız, bundan önce ekonomide yaptıkları hatanın üstünü örtmek için herkesi borca batırmışlar. Döviz rezervlerimizi, Merkez Bankası’nın kasasındaki dövizlerimizi yemişler bitirmişler, dolar 6 liraya dayanmış, ülkemin insanları evinin, tarlasının, ahırının, fabrikasının tapusunu, arabasının, traktörünün ruhsatını bankalara kaptırmanın kabusunu görüyor. Onlar ise belirsizlik üzerine belirsizlik yapıyorlar. Baştan beri söylüyorum bunlar milletten koptu, millete dürbünün tersiyle bakıyorlar, milletin sesini duymuyorlar. İşleri, güçleri seçim sonuçlarını beğenmedik deyip mızıkçılık yapmak.
Tekrar söylüyorum, artık mızıkçılığı bırakın bu ülkenin gerçek gündemine dönün.
Teşekkür ediyorum.