05.07.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ BÜLENT TEZCAN’IN BASIN AÇIKLAMASI

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ BÜLENT TEZCAN’IN BASIN AÇIKLAMASI (05 TEMMUZ 2018)

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, düzenlediği basın toplantısında MYK’nın gündemine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:


Değerli basın mensupları, hepiniz hoş geldiniz. Merkez Yönetim Kurulumuz olağan toplantısını yapıyor. Kamuoyunda özellikle bu toplantının olağanüstü toplantı olduğu konusunda bazı haberler düşmüş; önce bir düzeltme yapalım, açıklık getirelim bu bizim haftalık olağan toplantımız. Normalde Pazartesi günü yapacaktık, ancak milletvekili seçilen arkadaşlarımızın mazbatalarını alması söz konusuydu, herkes seçim çevrelerinde, bu nedenle mazbatalar alındıktan sonra bugüne aldık. Özel bir gündeme dayalı bir olağanüstü toplantı değil, olağan Merkez Yönetim Kurulu toplantımız.
Bu toplantıda kuşkusuz seçim değerlendirmesini yaptık, genel olarak seçimle ilgili değerlendirmeleri yapıyoruz. Bundan sonraki yol haritamızla ilgili seçim sonuçları konusunda bir taraftan teknik değerlendirmeye ilişkin bir rapor, diğer taraftan siyasi değerlendirmeye ilişkin bir rapor, öbür taraftan da iller bazında yerel düzeyde örgütlerin yerel seçim sonuçlarına ilişkin hazırlanacak raporlar çerçevesinde daha geniş bir değerlendirme toplantısı yetkili kurullarda yapılacak. Parti Meclisi, Meclis Grubu ve İl Başkanları toplantısında ayrıntılı olarak önümüzdeki günlerde bu çalışmaları yapacağız. Merkez Yönetim Kurulumuzda seçim değerlendirmesini bu çerçevede yaptı arkadaşlarımız. Tabi önümüzdeki süreçte 2019 yılı Mart ayında yapılacak yerel seçimler var. Merkez Yönetim Kurulumuz bu değerlendirmelerin akabinde, 2019 yılı Mart ayında yapılacak yerel yönetim seçimlerine ilişkin stratejileri de konuşuyor. Hangi stratejinin izlenmesi, yerel yönetim seçimleriyle ilgili nasıl tutum takınılacağı konusunda da görüşmeler devam ediyor. Merkez Yönetim Kurulumuzun gündeminde bu konuları görüşüyoruz.
Değerli arkadaşlar, bugün Başbağlar Katliamının 25’inci yılı - acıların bir kez daha tazelendiği, 2 Temmuz Madımak Katliamının 25’inci yıldönümüydü - 5 Temmuz Başbağlar Katliamının 25’inci yıldönümü. Nereden olursa olsun toplumsal barışı ortadan kaldıran, toplumun vicdanını kanatan bu katliamları yürekten kınıyoruz, şiddetle kınıyoruz. Aradan 25 yıl geçmiş olmasına rağmen katliamların kaynağı olan nefret dilinin siyaset ikliminde devam ediyor olması hepimizi üzen, huzursuz eden bir tablo. Bu nedenle siyasetten nefret dilinin çıkarılmasını, kutuplaşmaya dayalı siyasetin terk edilmesini ve hızla toplumsal barış ve huzurun inşa edilmesini arzu ediyoruz. Bir kere daha Başbağlar Katliamında ve Sivas’ta Madımak Katliamında katledilenlere bir kere daha Allah’tan rahmet diliyorum ve bir kere daha vicdanlarımızın bu saldırıları unutmayarak toplumsal vicdanın diri tutulacağı barış, huzur günlerine olan özlemimizi paylaşmak istiyorum.
TEK ADAM REJİMİNİ TAHKİM ETMEYE DÖNÜK ADIMLARIN BAŞLANGICI
Değerli arkadaşlar, milletvekilleri mazbatalarını aldılar - 600 milletvekili sanıyorum- ve Yüksek Seçim Kurulu seçim sonuçlarını açıkladı. TBMM göreve başlayacak. Seçim süreciyle ilgili adaletsiz, hukuka aykırı, meşruiyet sorunları yaratacak ciddi bir süreç yaşadık. Bunun sonucunda TBMM yeni dönemde göreve başlayacak. TBMM’de yeni dönemde görev alacak milletvekili arkadaşlarımızın tamamına, bütün milletvekillerine siyasi parti ayrımı yapmaksızın başarılar diliyoruz. Yeni yasama döneminin başarılı geçmesini diliyoruz. TBMM’nin yeni çalışma döneminde başarılı olmasını diliyoruz. Tabi burada özellikle yeni dönemde etkisizleştirilmeye çalışılan TBMM’den buna karşı yetkilerini koruma ve yetkilerini kullanma konusunda kararlı bir tutum bekliyoruz. Bütün milletvekillerinden bu konuda kararlı bir tutum bekliyoruz. Bir tek adam rejimi altındayız, tek adam rejimi süreci yaşıyoruz, kuvvetlerin bir elde toplandığı ve millet iradesinin yok edilmeye çalışıldığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Buna karşı en etkili ve güçlü mücadeleyi kuşkusuz parlamento verecektir, kendi yetkilerini koruyarak, vermelidir. Önümüzdeki yasama döneminin en önemli noktası parlamentonun bu konuda yetkilerini koruma ve milletin iradesini temsil etme konusunda kararlı bir mücadele beklentisidir. Önümüzdeki dönem Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak bu çerçevede etkin bir mücadele vereceğiz. Bütün siyasi partilerin de mecliste grubu olan, mecliste bulunan bütün milletvekillerinin de aynı çerçevede devam etmesini arzu ediyor ve bekliyoruz. Bu çerçevede adım atacak herkesle birlikte yürümeye hazırız. TBMM’de millet iradesini hakim kılmak, meclisin gücünü etkin kılma konusunda geniş bir mutabakat arayışının olması gerektiği düşüncesindeyiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak milletin bize verdiği yetkiyi bu çerçevede etkin bir şekilde kullanacağız.
Tabi tek adam rejimi ilk kanun hükmünde kararnamesiyle aslında anayasayı askıya alarak yola çıktığını gösterdi. Yayınlanan kanun hükmünde kararname çok açık bir biçimde kanunla yapılması gereken hususların kanun hükmünde kararnameyle yapıldığını gösteriyor ve tek adam rejimini tahkim etmeye dönük adımların başlangıcı; yani yeni dönem bu kanun hükmünde kararnameyle ne yazık ki kötü başladı, kötü devam etmemesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Tek adam rejimine karşı milletin iradesini savunma kararlılığımız devam edecek. Anayasayı askıya alan kanun hükmünde kararnameler ve bundan sonrasına ilişkin de muhtemelen Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle Türkiye’de hukuk düzeni tamamen ortadan kaldırmanın amaçlandığı bir sürece doğru giriyor. Bu nedenle hukuk, demokrasi ve özellikle milli iradeyi hakim kılma çabası ağırlık kazanacak, görünen tablo bu.
YARGITAYIN ENİS BERBEROĞLU’NA DERHAL TAHLİYE KARARI VERMESİ GEREKİR
Değerli arkadaşlar, tabi yeni dönemde beklediklerimiz var. Şu ana kadar gerçekleşmemiş olması ciddi biçimde toplumsal huzursuzluğu tetikleyecek nitelikte. İstanbul milletvekilimiz Enis Berberoğlu haksız yere tutuklandı, bir siyasi operasyonun parçası olarak cezaevinde. Yeniden milletvekili seçildi, millet siyasetin emrindeki yargının oyununu bozdu, bir kere daha Enis Berberoğlu’nu parlamentoya gönderdi. Anayasanın hükmü açık, ‘yeniden milletvekili seçildiğinde yeniden dokunulmazlığı başlar’ diyor ve ‘hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet yoksa -ki yok, olsa milletvekili seçilemezdi - devam eden davalar dokunulmazlık kapsamına girer, davaya devam edilebilmesi sadece ve sadece dokunulmazlığının tekrar kaldırılması şartına bağlıdır.’ Sayın Enis Berberoğlu’nun Yargıtay’da bekleyen dosyası şu anda dokunulmazlık kapsamındadır ve Yargıtay’ın mahkemelerin derhal tahliye kararı vermesi gerekir. Mazbatasını aldı, mahkemesinden tahliye talebinde bulunuldu, mazbatası mahkemeye verildi. Buna rağmen hala tahliye kararı verilmemiş olması önümüzdeki süreçte tıpkı FETÖ yargısının yaptığı gibi bir tuzak kurma sürecinin başlatıldığına inşallah işaret değildir. İnşallah 24. dönemin başında FETÖ’cü yargıçların ve FETÖ’cü mahkemelerin yaptığı uygulamaların bir benzerini yapma hazırlığı değildir. Şu anda öyledir demiyoruz sabırla ve dikkatle izliyoruz ve bekliyoruz. Mahkemelerin bir an önce derhal Enis Berberoğlu’yla ilgili tahliye kararı vermesini bekliyoruz. Aksi hürriyeti tahdit suçudur. Dünün FETÖ’cüleri nasıl yargılanıyorsa, bugün aynı şekilde hukuka aykırı hareket edenler de yarın o tutumları nedeniyle hukuk önünde hesap vermek zorunda kalırlar.
EREN ERDEM SİYASİ BİR OPERASYONLA TUTUKLANMIŞTIR
Siyasi operasyonların bir diğer ayağı Parti Meclisi Üyemiz 26. Dönem İstanbul Milletvekilimiz Eren Erdem’e yönelik devam ediyor. Geçen hafta açıklama yaptım, Eren Erdem hukuka aykırı bir şekilde hukuki bir kararla değil, siyasi bir operasyonla tutuklanmıştır. Doğru bir yargılanmanın sonunda beraat edeceğinden hiçbir şüphemiz yoktur. Ancak operasyonun çapı kamuoyunda etkili görünsün diye, haksız yere mevcut Ceza Muhakemeleri Kanununa aykırı bir biçimde tutuklama önlemine başvurulmuştur. İki yıldır dokunulmazlığı olmayan ve o dönemde 38 kez yurtdışına giriş – çıkış yapmış olan Eren Erdem kaçmadığı halde bugün kaçma şüphesi var diye hapishanede tutulmaktadır. Bu bir başka rehin alma operasyonudur. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi, milletvekillerimiz, Parti Meclisi Üyelerimiz hiçbirimiz bu operasyonlara teslim olmadık, olmama konusunda da kararlıyız. Benzer şekilde bunun üzerinden yürütülmek istenen kirli propagandanın da hiçbir etkisi olmayacağını ve kamu vicdanında mahkum edileceğini çok yakından biliyoruz. Yargılanması gerekenler varsa bu konuda, Türkiye’de devlet kurumlarına yetkisi olmadığı halde hukuk dışı operasyonlar yaptıranlar yargılanmalıdır. Bu çerçevede Eren Erdem’in derhal tahliye edilmesi, özgürlüğüne kavuşması gerekir. Türkiye bu siyasi operasyonlardan bundan önce bir fayda elde edememiştir, bundan sonrada bir fayda elde etmesi mümkün değildir.
ANTALYA’DAKİ 5 GENCİMİZİN DERHAL TAHLİYE EDİLMESİ GEREKİR
Benzer şekilde sandıklara sahip çıkmak üzere seçim kurulları önünde demokratik hakkını kullanan gençlerimiz tutuklanmıştır. Antalya’da 10 gencimiz haksız yere gözaltına alınmış ve arkasından 5’i serbest bırakılıp 5 gencimiz de tutuklanmıştır. Bu Türkiye’nin fotoğrafıdır. Sandıkta hakkını savunan, sandık güvenliği için orada bulunan vatandaşın tutuklandığı bir ülke haline sokmuşlardır Türkiye’yi. Tek adam rejiminin fotoğrafıdır. 5 gencin derhal tahliye edilmesi gerekir. Hakimler, mahkemeler, savcılar kendilerini siyasi iktidarın silahşoru görmesinler. Mahkemeler, hakimler, savcılar hukukun koruyucularıdır, hukukun temsilcileridir, hukukun şövalyeleridir. Mahkemeler iktidarların silahşoru değil hukukun şövalyesi oldukları zaman ancak o ülkede huzur, adalet tesis edilebilir. Derhal bu operasyonların da son bulmasını bekliyoruz. 
GERÇEK ENFLASYON EN AZ YÜZDE 25
Değerli arkadaşlar, iktidarın seçim dönemi içerisinde birçok seçim harcamasıyla iktidarını garanti almaya çalıştığını ve hesapsız davrandığını biliyoruz. Ancak önemli olan bir tablo vardı, Erdoğan meydanlarda ‘bize dönük bir dış operasyon var dövizin ve faizin yükselmesi, piyasaların ateşinin çıkması dış güçlerin Türkiye’ye dönük bir yeni ekonomik terör saldırısıdır’ diyordu. ‘24 Haziran geçtikten sonra bunların tamamı ateşi düşecek ve bambaşka bir Türkiye olacak’ diyordu. Geçti, 24 Haziran geçti ve merakla bekliyoruz. 24 Haziran geçti, enflasyon hala yükseldi iki haneli rakam. Resmi açıklamayla enflasyon yüzde 15.30, ekonomi birimimizdeki arkadaşlarımızın yaptığı hesaplamalarla pazarda gerçek enflasyon en az yüzde 25. Yüzde 25’ten yüzde 30’a kadar çıkan mutfaktaki enflasyon, pazardaki enflasyon en az yüzde 25. İki haneli enflasyon. Dolar düşmedi, faizler yüzde 25 – 30 arasında şu anda. Kredi faizleri yüzde 25 – 30 arasında. Şimdi soruyorum Erdoğan’a hani düşecekti seçimlerden sonrayı bekleyin diyordu? Seçimden sonrası geldi, millet bir kere daha iktidarda devam et dedi, hani düşecekti? Şimdi merakla bunu bekliyoruz ancak üretime dayanmayan bu rantiyeci ekonominin dövizi, faizleri düşürmesi, geçim sıkıntısını ortadan kaldırması, hayat pahalılığını ortadan kaldırması, refahı artırması ne yazık ki mümkün değil. Önümüzdeki süreçte vatandaşın refahını savunma konusunda mücadelemiz devam edecek.
Değerli arkadaşlar, Merkez Yönetim Kurulumuz genel olarak bu çerçevede Türkiye’nin ve siyasetin tablosunu değerlendirmeye devam ediyor. Önümüzdeki süreçte parlamento çalışmalarında da biraz önce söylediğim çerçevede etkin bir muhalefet görevini kararlılıkla yerine getireceğiz.
Hepinize teşekkür ediyorum, sorular varsa alabilirim.
OLAĞANÜSTÜ KURULTAY GÜNDEMİMİZDE YOK
Soru- Muharrem İnce merkezli parti içi muhalefetin de olağanüstü kurultay talebi vardı, bu talepler toplantıda değerlendirildi mi?
Bülent TEZCAN- Değerli arkadaşlar, Genel Merkezimizin gündeminde olağanüstü kurultay yoktur. Evet, bu konular Merkez Yönetim Kurulumuzda da görüşüldü, değerlendirildi. Sayın Genel Başkanımızın bir olağanüstü kurultay çağrısı gündeminde yoktur. Merkez Yönetim Kurulumuzun gündeminde de bir olağanüstü kurultay yoktur. Seçim sonuçları çerçevesinde kuşkusuz seçim sonuçlarının tümü değerlendirilebilir, ama bu noktada kurultayı gerektirecek bir tablo söz konusu değildir. Seçim sonuçlarını ayırarak, sandıklardan birinin sonucunu farklı, diğerinin sonucunu farklı yorumlamak doğru bir yöntem değildir. Bu süreçte Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız, milletvekillerimiz ve örgütlerimiz ortak hedefe doğru yönelmiştir, tümü partinin ortak çabasının ürünüdür; bu noktada seçim sonuçları daha sağlıklı bir süreçte değerlendirilecektir. Kurultay tartışmaları seçim sonuçlarının sağlıklı değerlendirilmesinin önündeki en önemli engellerden birisidir. Çünkü objektif değerlendirme partinin iç iktidar yarışından arınarak sağlıklı bir bakış açısıyla ancak yapılabilir. Şu anda partinin bir iç iktidar yarışı içerisinde olmasının gelecek planlaması ve hedeflemesi açısından faydası olmadığını düşünüyoruz. Bu noktada 9 ay sonra yerel seçimler var. Kurultay zamanında yapılacaktır. Genel Merkezin konuya yaklaşımı budur, gündemimizde kurultay yoktur. Yerel seçimlere hazırlanacağız.
GENEL BAŞKANIN BAŞKA BİR İHSANA İHTİYACI YOK
Soru- Sayın Muharrem İnce ‘Kemal Bey’le buluştuğu yemekte kendisine Onursal Genel Başkanlık teklif ettiğini, Genel Başkanın da evet ya da hayır demediğini’ söyledi. Bu konuda bir değerlendirmesi oldu mu Sayın Genel Başkanın?
Bülent TEZCAN- Sayın Genel Başkanımızın daha önce basına da yansıyan, benim de yaptığım, kendisinin de yaptığı değerlendirmeler vardır. Öncelikle özel bir yemekte, eşlerin de katıldığı bir yemekte konuşulanların ana bağlamından koparılarak bu çerçevede servis edilmiş olması yakışık almayan, şık olmayan, siyasi nezaket ölçüleriyle bağdaşmayan bir tutumdur. Nezaketsiz bir tutumdur. Sayın Genel Başkan bunu kamuoyuyla da paylaşmıştır. Sayın Genel Başkan Türk siyasetinde çok büyük bir demokratik olgunlukla son bir yıl içerisinde Türkiye siyasetinin gündemini belirlemiştir. Gündem yaratan ve takip edilen bir parti noktasındadır Cumhuriyet Halk Partisi. Demokrasinin önünde kurulan büyük tuzağı 15 milletvekilini göndererek bozan Sayın Genel Başkanımızdır. Bunu mu yaparak yanlış yapmıştır? Sayın Genel Başkanımız Millet İttifakını kurarak, ittifak içerisinde muhalefetin seçimlerde daha etkin bir sonuç almasını sağlamıştır. Bunu yapmakla mı yanlış adım atmıştır? Sayın Genel Başkanımız Sayın Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı yapmıştır, yanlış bir Cumhurbaşkanı adayı mı göstermiştir, kötü bir Cumhurbaşkanı aday mı göstermiştir?
Bütün bu süreç gösteriyor ki, Sayın Genel Başkanımız bu sürecin hiçbirisinde parti içi iç iktidar meselelerini önüne koyarak bu meseleleri merkeze alarak karar vermeyecek olgunlukta bir siyasetçi olduğunu göstermiştir. Doğru olan adımların atılması gerektiğini ve inandığı doğru adımları hiçbir iç iktidar hesabına kapılmadan atabileceğini göstermiştir. Dolayısıyla Sayın Genel Başkanın herhangi bir biçimde Genel Başkanlıktan başka bir ihsana ihtiyacı yoktur. Herhangi bir ad altında şu veya bu Genel Başkanlık ihsanına ihtiyacı yoktur. Örgütün tabanı ve kamuoyunun vicdanı Genel Başkanımıza vereceği ihsanı büyük bir gönül rahatlığıyla vermektedir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tutumu Cumhuriyet Halk Partisinin önümüzdeki süreçte ihtiyaç duyduğu yöntemin ta kendisidir, tutumun ta kendisidir. Bu nedenle Türkiye’de yerel seçimlerde de partiyi suhuletle başarıya götürecek olan anlayışın böyle bir anlayış olduğunu düşünüyoruz ve başından beri söylediğimiz şey şudur, buraya iç iktidar kavgalarıyla gelmedik, tam tersine Genel Başkanımızın iç iktidar kavgalarının kompleksinden arınmış tutumları sonucunda Türkiye bu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi bu noktaya gelmiştir. Yüzde 30’un altında da bu tutumun payı ve başarısı vardır, yüzde 22,5’ta da bu vardır, 22,5’la 30’u ayırarak bir yere varamazsınız. Hepsinin altyapısını hazırlayan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve onun anlayışıdır. Bu çerçevede herhangi bir ihsana gerek duyduğunu hiçbirimiz düşünmüyoruz. Olağanüstü kurultay bu çerçevede gündemimizde yoktur.
MYK, GENEL BAŞKANIMIZIN TAM MUTABAKATLA ARKASINDADIR
Soru- Gündemimizde yok diyorsunuz ama bir taraftan buna yönelik talepler var, çağrılar var, Sayın Kılıçdaroğlu’na tepki çağrıları var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz öncelikle yani buradan mesajınız olacak mı bu çağrılara ve imza toplanması noktasında? Diğer taraftan da Sayın Muharrem İnce ‘Genel Başkan gündemimizde yok dedi ama MYK’dan çıkacak kararı bekliyorum ben MYK’nın tavrını bekliyorum’ demişti. Siz MYK’nın gündeminde de yok dediniz ama MYK’dan herhangi bir aykırı görüş var mı? Bu oybirliğiyle ya da tam mutabakatla çıkan bir karar mı?
Bülent TEZCAN- Merkez Yönetim Kurulumuz Genel Başkanımızın tam mutabakatla arkasındadır. Merkez Yönetim Kurulumuzda herhangi bir farklı yaklaşım ve düşünce yoktur. İmza meselesi, tüzükte düzenlenmiş bir haktır, hiç kimse tüzükteki hakkını niye kullandı diye bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da Sayın Genel Başkanın bir serzenişi olmaz, ama Genel Merkezin ve Genel Başkanın gündeminde bir kurultay çağrısı yoktur. Partinin kurultay delegelerinin büyük ağırlığının da bu konuda partiyi bir kurultay tartışması içerisine çekmenin uygun olmayacağı, olmadığı kanaatinde olduğunu görüyoruz, biliyoruz. Bu nedenle bu süreçten delegelerin yüzde 51’inin imzasıyla bir kurultay toplama sürecinin sonuca ulaşacağını düşünmüyoruz. Parti delegelerinin, kurultay delegelerimizin sağduyuyla gelecek belirlemesinde partinin bir iç iktidar yarışını, bir kurultay yarışını taşımasının doğru olmayacağını düşündüğü inancındayız. Bizim gördüğümüz bu doğrultudadır. Ama sonuçta takdir kurultay delegesinindir.
MECLİS’TE BİRLİKTE HAREKET ETME İRADESİNİN DEVAM EDECEĞİNE İNANIYORUZ
Soru- Efendim bir de Millet İttifakı boyutu var. Dün iki partiden de açıklamalar geldi, ‘ittifak dağıldı’ denildi, ‘bitti, işlemini tamamladı’ denildi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz? Hangi partinin bundan sonraki süreçte iktidar partisiyle daha yakın olabileceğine yönelik de yorumlar var, bazı milletvekillerinden de açıklamalar geldi. Bunu nasıl değerlendiriyor Cumhuriyet Halk Partisi?
Bülent TEZCAN- Değerli arkadaşlar, kuşkusuz Millet İttifakı bir seçim ittifakıydı ve seçim için kurulmuş ittifak protokolü hazırlanmıştı, ancak o ittifak protokolünün esasını oluşturan değerler sadece seçim sürecine özgü değerler değil seçimden sonrasını da kapsayacak değerlerdi. Bu çerçevede hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, demokrasiyi inşa etme, demokrasiyi kurma, kuvvetler ayrılığı prensibini yerleştirme, olağanüstü hali kaldırma ve Türkiye’de güçlü meclis, TBMM’yi güçlü meclis esasıyla çalıştırma düşünceleri ittifak protokolünün ortak paydasıydı. Bu sadece seçim dönemiyle sınırlanacak hedefler değildir. Seçimden sonrasını da kapsayan hedeflerdir. Nitekim seçimden bir hafta önce Millet İttifakı bir tutum belgesi yayınladı ittifak protokolünden ayrı olarak, ek olarak. O Millet İttifakı Tutum Belgesinde de, parlamento oluştuktan sonra Millet İttifakını oluşturan partilerin parlamentoda hangi ortak ilkeler çerçevesinde hareket edeceğinin irade beyanı vardı. Teknik olarak tabi ki seçimler bitince Millet İttifakı sona ermiştir. Ama bu ortak değerler çerçevesinde parlamentoda ittifakın değerleri etrafında birlikte hareket etme iradesinin devam edeceğine inanıyoruz.
Soru- Bir temasınız oldu mu?
Bülent TEZCAN- Hayır herhangi bir temasımız yok. Ben tutum belgesi çerçevesinde söylüyorum bunları.
YEREL SEÇİMLERİN ZAMANINDA YAPILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
Soru- Efendim önümüzde meclis başkanlığı seçimi var. İttifakta parlamenter demokrasiden yana bir tutum vaat etmişti seçmene Millet İttifakı. Parlamenter demokrasinin işlemesi açısından da seçmende bu ittifakın parlamentoda da birliğini sürdürmesi beklentisi vardı, ama dün sadece İYİ Parti değil Temel Karamollaoğlu da CHP’nin yerel seçimler konusunda, erkene alınması konusunda bu işe balıklama atladığı yönünde ifadeler kullanarak o da ittifakın bittiğini söyledi. Bu anlamda seçmen nezdinde muhalefet cephesinde bir kırılma, bir hayal kırıklığı mı yaratılıyor?
İkinci nokta, meclis başkanlığını görüştünüz mü MYK’da? Meclis başkanı adayınız konusunda ne düşünüyorsunuz, nasıl gerçekleşecek?
Bir de seçim öncesi Adalet Bakanlığının Fethullah Gülen’le ilgili belgelerini inceliyordu heyetiniz ABD’den iadesiyle ilgili. ABD’den iadesi konusunda MYK’ya ulaşan bir bilgi var mıdır Gülen belgeleri konusunda?
Bülent TEZCAN- Son sorudan başlayım. MYK’da o belgelerle ilgili herhangi bir ulaşan bilgi yok. Bu çerçevede bir değerlendirmemiz olmadı, arkadaşlarımız çalışmalarını yürüttüler ve ilgili yerlere raporlarını verdiler.
Sayın Temel Karamollaoğlu’nun açıklaması hangi çerçevededir onu bilemiyorum, ama şu önemli, bizim yerel seçimlerin erkene alınmasına ilişkin Cumhuriyet Halk Partisinin herhangi bir kabulü sözkonusu değildir. Eğer buna dayanarak bir açıklama yapıldıysa, o yanlış bilgiye dayalı bir açıklamadır. Türkiye’de yerel seçimlerin erkene alınması anayasa değişikliğini gerektirir. Türkiye’de bir anayasa değişikliği yapılacaksa bugün, yargı bağımsızlığını sağlamak üzere öncelikli olarak anayasa değişikliğinin yapılması gerekir. Türkiye bir seçim tablosundan çıkmıştır. Bu süreç içerisinde bugün yeniden 9 ay kalmışken seçimlere tekrar 3 ay içerisinde seçim yapalım, bunun için de anayasayı değiştirelim düşüncesi doğru değildir. Belediye Başkanlarını da halk seçer, milletvekillerini de halk seçer. Dolayısıyla eğer belediye başkanlarının seçim dönemlerini kısaltacak böyle bir adımda anayasa değişikliği için bizden herhangi bir destek bekleniyorsa, bu desteği bulamazlar. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz zamanında yerel seçimlerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konudaki tutumumuzda çok nettir bunun bilinmesinde fayda var.
Diğer noktaya gelince, Millet İttifakı parlamenter demokrasi merkezinde bir ittifak değil, bir düzeltmeye ihtiyaç var, kuvvetler ayrılığı ve güçlü meclis ilkeleri etrafında bir ittifak protokolü hazırlamıştı. Bu çerçevede kuvvetler ayrılığını tesis etme ve güçlü meclisi sağlama konusunda biraz önce söylediğim değerler çerçevesinde bir beraberliği ilkeler çerçevesinde hatta daha da genişleyerek devam etmesinin Türk demokrasisi açısından yararlı olacağı inancımızı koruyoruz ve bunu paylaşıyoruz. Tabi farklı değerlendirmeler olabilir, o değerlendirmelere de saygı duyarız.
TBMM Başkanı konusunda herhangi bir şu anda verdiğimiz bir karar yok. Onu zamanı gelince Sayın Genel Başkanımız, yetkili kurullar, grup başkanvekillerimiz ya da ben hangimize düşüyorsa zamanı gelince o açıklamayı yaparız. Henüz bu konuda verilmiş bir karar yok.
EVRENSEL HUKUK NORMLARI ŞARTIYLA ÇALIŞMALARA KATKI VERİRİZ
Soru- Hükümet kanadından çocuk tacizcileri için idam, hadım gibi öneriler getiriliyor. CHP’nin bu konudaki tutumu nedir?
Bülent TEZCAN- Değerli arkadaşlar, kamuoyunda vicdanını ağır bir şekilde yaralayan, hepimizi rahatsız eden çocuk tacizi, çocuklara istismar ve cinsel saldırı ve şiddet çerçevesindeki olayların yaygınlaştığını son dönemde dikkatle izliyoruz ve bu hepimizin yüreğini dağlıyor, rahatsız ediyor. Bu konuda bir ciddi toplumsal mücadeleye ihtiyaç var. Hukuk boyutuyla, eğitim boyutuyla, sosyolojisiyle olayı bütün boyutlarıyla ele almak zorundayız. Biz daha önce de benzer şekilde demiştik, bu konuda etkili olan evrensel hukuk normlarının içerisinde kalmak kaydıyla, etkili olan bütün hukuki önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz ve parlamentoda bu çerçevedeki çalışmalara etkin olarak katkı vermeye hazırız. Ancak tek başına hukuki önlemlerin yetmediğini, bir ciddi toplumsal eğitim ve toplumsal önlemlerinde alınması gerektiğini, bunun bir paket olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz, aynı noktadayız bu çerçevede.
Soru- Efendim gündemde kurultay yok dediniz ama peki bir MYK revizyonu gündeme gelebilir mi? Buna yönelik bir değerlendirme oldu mu?
Bülent TEZCAN- Değerli arkadaşlar şunun bilinmesi gerekir, Sayın Genel Başkanımız Merkez Yönetim Kurulunu Parti Meclisinin içerisinden kendisi atar. Şu andaki Merkez Yönetim Kurulumuz Parti Meclisi içerisinden Genel Başkanımızın atadığı Merkez Yönetim Kuruludur ve bu konuda Genel Başkanımızca alınacak her türlü karara Merkez Yönetim Kurulumuz sonuna kadar destek olacaktır. Bu MYK’yla ilgili bir karar da olsa buna da Merkez Yönetim Kurulumuz sonuna kadar destek olacaktır. Sonuç itibarıyla bu Genel Başkanımızın tasarrufundaki bir husustur. Biz Merkez Yönetim Kurulu üyeleri olarak sadece şunu söyleyebiliriz, Merkez Yönetim Kurulu üyelerimiz bu noktada eğer Genel Başkanın süreci bundan sonra yönetmesi açısından bu gerekliyse tamamen Genel Başkanın takdiridir ve saygıyla karşılarız, ona da sonuna kadar destek veririz. Bununla ilgili herhangi bir tereddüt yoktur. Hiçbir MYK üyesi arkadaşımız açısından bu konuda bir tereddüt yoktur. Ama gündeme gelmiş böyle bir konu yok.
Teşekkür ederim, iyi günler arkadaşlar.