04.07.2017

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ BÜLENT TEZCAN’IN ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NÜN 21. GÜNÜNDE MYK TOPLANTISI SONRASINDA YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASI (05 TEMMUZ 2017)

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ BÜLENT TEZCAN’IN ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NÜN 21. GÜNÜNDE MYK TOPLANTISI SONRASINDA YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASI (05 TEMMUZ 2017)

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "9 Temmuz günü saat 18.00’de Maltepe’de Pazar günü o büyük buluşmayı gerçekleştireceğiz. Adalet özlemi olan herkesin, adalet isteği olan herkesin buluşması ve sesini oradan bütün dünyaya yükselteceği o büyük buluşmayı gerçekleştireceğiz. Bu yürüyüşün tek bir sloganı var “Hak, hukuk, adalet”. Tema sadece adalet, bu yürüyüşün pankartı, afişi, flaması, bayrağı sadece “Adalet” pankartı olacak, Atatürk posterleri olacak ve Türk Bayrağı olacak. Bunun dışında pankart, flama taşınmayacak. Hiçbir kuruluş, dernek, sivil toplum örgütü, siyasi parti bayrağı, afişi ve flaması da taşınmayacak, sloganı da atılmayacak. Sadece “Hak, hukuk, adalet” sloganıyla mitingimizi tamamlayacağız" dedi. 

CHP Merkez Yönetim Kurulu, (MYK) Adalet Yürüyüşü’nün 21’inci gününde Adalet Yürüyüşü güzergahında toplandı.

İzmit Şirinyalı Mevkii’nde yapılan MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan şöyle konuştu:



Değerli basın mensupları, hepiniz hoş geldiniz. Bugün “Adalet” yürüyüşümüz sürecindeki üçüncü Merkez Yönetim Kurulu toplantımızı biraz önce tamamladık. Bu hafta sonunda Adalet Yürüyüşümüzü Maltepe’deki büyük buluşmayla tamamlayacağız. Bu çerçevede yürüyüş güzergahındaki Merkez Yönetim Kurulu toplantılarımızın da sonuncusunu yapmış bulunuyoruz olağan toplantılarımızın.

Değerli arkadaşlar, önce bir acı haberimiz var, Gemlik Belediye meclis üyemiz, Bursa Büyükşehir Belediye meclis üyemiz Avukat Özgür Aksoy’u kaybettik. Hain bir saldırı, bir kişinin adalet görevini yerine getirmesi sebebiyle, avukatlık görevini yerine getirmesi sebebiyle, avukatlık mesleğini icra eden Belediye meclis üyesi arkadaşımızı katletti. Uzun yıllar partimize emek vermiş, hala da emek veren bir arkadaşımızdı. Acısını paylaşıyoruz, ailesine başsağlığı diliyoruz. Bütün Bursa örgütümüze başsağlığı diliyoruz. Bütün arkadaşlarımız acılarını paylaşıyorlar. Bugün cenazesi defnedilecek. Örgütteki arkadaşlarımız ve bir kısmımızda defin törenine katılacak.

Değerli arkadaşlar, Adalet Yürüyüşümüzün son haftasına girdik. Artık geri sayım başladı. Pazar günü büyük buluşmayı gerçekleştiriyoruz. Öncelikle 15 Haziran günü Ankara’dan Sayın Genel Başkanımızın yola çıktığı günden bu yana Adalet Yürüyüşüne büyük destek veren, toplumumuzun her kesiminden gönlünü burayla paylaşan vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Dalga dalga büyüyerek yürüyüşümüz Maltepe’deki büyük buluşmaya gidiyor. 9 Temmuz günü saat 18.00’de Maltepe’de Pazar günü o büyük buluşmayı gerçekleştireceğiz. Adalet özlemi olan herkesin, adalet isteği olan herkesin buluşması ve sesini oradan bütün dünyaya yükselteceği o büyük buluşmayı gerçekleştireceğiz. Programımız görüyorsunuz, süre içerisinde, zaman içerisinde çok yoğun katılımlarla, düzenli bir şekilde tamamlanması için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bugün Merkez Yönetim Kurulumuzda Pazar günkü mitingin son rötuşları ve konuşmaları yapıldı. Miting düzenlemesiyle ilgili çalışmaları tamamladık.

Bu çerçevede tekrar şunu hatırlatmakta yarar görüyoruz, mitingle ilgili bir kurallar bütünü hazırlayacağız ve yazılı olarak da dağıtacağız. Sizinle de paylaşacağız, katılımcılarla da paylaşacağız. Ama esas olarak şunların bilinmesinde yarar var tekrar tekrar:

Bir; bu yürüyüşün tek bir sloganı var “Hak, hukuk, adalet”. Tema sadece adalet, bu yürüyüşün pankartı, afişi, flaması, bayrağı sadece “Adalet” pankartı olacak, Atatürk posterleri olacak ve Türk Bayrağı olacak. Bunun dışında pankart, flama taşınmayacak. Hiçbir kuruluş, dernek, sivil toplum örgütü, siyasi parti bayrağı, afişi ve flaması da taşınmayacak, sloganı da atılmayacak. Sadece “Hak, hukuk, adalet” sloganıyla mitingimizi tamamlayacağız.

Değerli arkadaşlar, “Adalet” yürüyüşü güzergahında yürüyüşümüz devam ederken Türkiye’nin adalete ne kadar ihtiyacı olduğunu yaşanan olaylar bir kere daha gösteriyor. Bakın dün Hakimler Savcılar Kurulu kararnamesi yayınlandı, 780 hakim savcı sürgün edildi, yerleri değiştirildi. Şimdi artık iktidarın “FETÖ’cü hakim ve savcılara yönelik işlem yapıyorum” deme şansı da kalmadı. Çünkü 3 bin 500 hakim ve savcıyı FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle zaten ihraç ettiler o süreç içerisinde. FETÖ’cü olan yargı mensuplarına yönelik işlemlere herhangi bir itirazımız dün de olmadı, bugün de olmaz, yarın da olmayacaktır. Ancak bu Hakimler Savcılar Kurulu kararının iktidara koşulsuz biat etmeyen savcıları, hakimleri sürgün kararnamesi olduğunu çok iyi biliyoruz. 16 Nisan referandumu sürecinde söylediğimiz yargıyı tamamen iktidarın kontrolü altına sokma çabasının bir başka eşiğinde daha bulunuyoruz. Bakın bu hakim savcılar içerisinde FETÖ ana dava iddianamesini hazırlayan Necip Cem İşçimen var kızağa alındı. Oysa çok ciddi bir hazırlık yapmıştı, bunlar FETÖ’yle mücadele eden savcılar. Bu kararnamede yine Adil Öksüz’ün o kontrollü darbenin kara kutusu Adil Öksüz’ü tutuklama istemiyle sevk eden savcı sürgün edildi. Hani FETÖ’yle mücadele? Ama bir bakıyorsunuz yine bu kararnamede 16 Nisan’dan önce sosyal medya paylaşımlarında çıkıp “Hayır diyenler yarın PKK üyesi olarak, PKK’lı terörist olarak muamele görmeye hazır olsun” diyen savcılar ise terfi ettiriliyor. Bir şey çok açık, iktidara kul olmuş, biat etmiş, yargıçlık savcılıktan uzak duran, iktidarın emrinde hareket edenlerin ödüllendirildiği ama bağımsız yargıç hakim olarak, savcı olarak görev yapmak isteyenlerin ise cezalandırıldığı bir süreç. Biz bunu 16 Nisan öncesinde de söylemiştik, Türkiye buraya doğru gidiyor. O sürece destek verenlerin bu ibretlik tabloyu bir kere daha görmelerinde yarar olduğunu düşünüyoruz.

Değerli arkadaşlar, iktidar demokrasi nöbetlerine başlamış çok ilginç. Biz bu yürüyüşü, bu kutlu yürüyüşü başlattığımız zaman “Adalet Adliye sarayında aranır sokaklarda aranmaz” diyenler, demokrasiyi meydanlarda nöbet tutarak arama noktasına gelmişler. Bizim adaleti sokakta aramamızı kabul edemeyen, hazmedemeyenler demokrasiyi sokakta aramaya başlamışlar. Bu tabi önemli ve ibret verici bir gelişmedir. Başka bir şey daha var, ben merak ediyorum bu çağrıyı yapanlar demokrasi nöbeti çağrısını yapanlar ve başlatacak olanlar acaba Türkiye’de demokrasiyi kimin kaybettirdiğinin farkındalar mı? İktidarda kim var Türkiye’de? Bu çağrıyı yapanların iktidar kullanma yetkisi yok mu? Biz mi yönetiyoruz Türkiye’yi? Türkiye’de demokrasiyi ortadan kaldıran, kaybettiren, yok eden ana muhalefet partisi mi? Hem ülkeyi yöneteceksiniz, hem devletin bütün imkanları elinizde olacak iktidar partisi olacaksınız, ondan sonra da meydanda demokrasi arayacaksınız. Buna söyleyecek söz bulamıyoruz. Her halde olsa olsa Adalet Yürüyüşü’nün, o büyük kutlu yürüyüşün rüzgarı bunların ayarlarını bozdu, iktidar bir nöbete girdi, hani krize girerler ya, iktidar Adalet Yürüyüşünün nöbeti tuttu iktidarı, o yüzden şimdi meydanlarda demokrasi nöbeti arayışına girdiler. Gerçekten demokrasiyi arıyorlarsa biz her yerde destek vermeye hazırız. Ama biliyoruz ki onların niyeti demokrasiyi aramak değil, yok ettikleri demokrasi üzerinden bir tek adam rejimi kurmaktır. Oradan demokrasi çıkmaz.

Şimdi aynı 16 Nisan’da yaratmaya çalıştıkları tek adam rejiminin yapı taşlarını yeni içtüzük çalışmasıyla da hayata geçirmeye çalışıyorlar. Merkez Yönetim Kurulumuzda bunu da değerlendirdik. Önümüzdeki hafta içtüzük daha maddelerin ne olduğu belli değil ama basına yansıdığı kadarıyla, sızdırıldığı kadarıyla niyetlerinin ne olduğu konusunda aşağı yukarı bir fikir sahibiyiz. İçtüzük önümüzdeki hafta anayasa komisyonuna geliyor Salı günü, biz Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkilerini ortadan kaldıracak, kısıtlayacak, yok edecek bir içtüzük çalışmasına destek vermeyiz karşı çıkarız. Biz milletvekilini etkisiz hale getirecek bir içtüzük çalışmasına karşı çıkarız. Bakın muhalefeti susturacak bir içtüzük çalışması demiyorum görülen o ki bu niyet sadece muhalefeti değil bütün milletvekillerini, parlamentoyu etkisiz hale getirme girişiminin bir aracı olarak gündeme geliyor. Bu nedenle ister iktidar, ister muhalefet milletvekilinin hakkı milleti en etkili şekilde temsil edebilme hakkı ve görevidir. Bunu ortadan kaldıracak içtüzük girişimlerine sonuna kadar direnecek ve mücadele edeceğiz ama önce bir paketin verilmesini, dedikodu düzeyinden çıkıp şöyle gerçeklik alanına bir çıkmasını bekliyoruz. Bu noktada parlamentoyu fiilen ortadan kaldırmaya, işlevsiz bırakmaya dönük tek adam rejimi girişimlerinin bir parçası gibi görülüyor şu anda içtüzük çalışması, ama asıl mesele Salı günü önümüzde komisyona önce taslak geldiği zaman komisyon üyelerine daha ayrıntılı olarak konuşabileceğiz.

Son olarak arkadaşlar, 9 Temmuz bir büyük “Adalet Buluşması” olacak. “Adalet Sözcüsü, Adalet Kılıcı, Adalet Temsilcisi Kılıçdaroğlu...” Bu sözleri ben söylemiyorum, bugüne kadarki 21 günlük yürüyüş boyunca vatandaşların sevgi gösterileriyle Sayın Genel Başkanımıza taktıkları isimler bunlar. Bir yerde “Adalet Sözcüsü” demişler, bir yerde “Adalet Kılıcı Kılıçdaroğlu” demişler, bir yerde “Adaletin Temsilcisi Kılıçdaroğlu” demişler. Demek ki, toplumun çok büyük bir adalet yarası var kanayan ve Kemal Kılıçdaroğlu 15 Haziran’daki bu yürüyüşüyle bu yaraya merhem olma konusunda yola çıktı. O yola çıkış bir telaş başlattı. 9 Temmuz Pazar günkü buluşma, o büyük buluşma adalet ortak paydası çerçevesinde, hayır buluşmasından daha geniş bir buluşmayı temsil edecek. 16 Nisan’da evet diyenlerinde beklentilerini ve isteklerini kucaklayan bir büyük adalet buluşması gerçekleştireceğiz.

Hepinize teşekkür ediyorum, sorularınız varsa alabilirim.

Soru- Bugün Sayın Genel Başkanın Hürriyet Gazetesi Yazarı Murat Yetkin’e verdiği bir demeç var. Orada İstanbul girişinde bir provokasyon duyumu ve buna bağlı olarak mitingin ertelenebileceği ya da yasaklanabileceğine değin endişesi dile getirilmiş. Böyle bir girişim olursa siz buna karşı ne yapacaksınız? Bir de bu yönde İçişleri Bakanıyla ya da hükümetle bir temasınız oldu mu?

Bülent TEZCAN- Arkadaşlar, faraziyeler üzerinde konuşmayı çok uygun bulmuyoruz. Yani buna ilişkin provokasyon söylentileri zaman zaman geliyor ama biz bu mitingi yapacağız. Güvenlik içerisinde yapmak için gayret gösteriyoruz ve gerçekleşecek. Vatandaşlarımız da güvenle gelsinler o alana.

Soru- 21 gündür en yoğun tedbirlerin alındığı günü yaşıyoruz. Az önce ajanslara da düştü, bir aracın saldırı hazırlığında olduğu iddiasıyla yakalandığı, bir IŞİD’linin gözaltına alındığı söylendi. Birincisi ihbar var mı bir IŞİD saldırısı yönünde size de ihbar geldi mi? İkincisi o gözaltının gerekçesi nedir?

Bülent TEZCAN- İsterseniz sondaki kısımdan başlayalım. Burada işte bölgede bir IŞİD operasyonu olduğu bilgisini aldık emniyet güçlerinden de. Ancak bunun bir rutin çalışma sonucu olduğunu öğrendik. Yani bu yürüyüşe dönük bir özel saldırı ya da planlamaya dayalı bir operasyon değilmiş emniyetin yaptığı açıklama. Rutin, emniyetin bölgedeki terör örgütlerine yönelik rutin çalışmasının bir parçası. Doğal olarak yürüyüş güzergahı buradan geçince emniyetin dikkati ve çabaları da belli noktalara daha fazla yoğunlaşıyor. Bu yararlı da bir şey. Bu çerçevede özel bir yürüyüşe dönük saldırı planı değil ama genel operasyonlar çerçevesinde yapılmış bir önlem, bir operasyon olduğu bilgisini aldık.

Önlemlerin artırılması meselesine gelince, biz bundan rahatsız değiliz, biz bundan ayrıca bizim de talebimizdir, bu provokasyon girişimlerine karşı güvenli bir şekilde yürüyüşü tamamlayıp mitingi gerçekleştirmek istiyoruz. Öncelikle o ilk günden bu yana emek veren bütün emniyet mensuplarına ve jandarma görevlilerine teşekkür ediyoruz. Gerçekten çok büyük çaba gösteriyorlar bu konuda.

Buradaki mesele şu; tabi siz de görüyorsunuz her geçen gün sayımız artıyor. Her geçen gün kortej uzunluğu artıyor, ilgi artıyor, İstanbul’a yaklaştıkça bu daha da büyüyecek. Bu çerçevede, kortej düzeni içerisinde korteje aranarak kişilerin katılması önlemi bizce de uygun bir önlemdir. Anons araçlarından da bunu uyarıyoruz. Kortej içerisinde araçların alınmaması özel araçların. Bizim makam araçlarımız da dahil olmak üzere alınmaması da doğru bir önlemdir. Bunların hepsi bizim mutabakatımızla alınmış önlemlerdir. Daha önce de yol güzergahının yürüyüşe kapatılmasını talep etmiştik araç girişlerinin trafiğe kapatılması, tek şeritte diğer yoldan gidiş geliş şeklinde verilmesi talebi. Bu çerçevedeki alınan önlemler son güne yaklaştıkça, provokasyon söylemleri de arttıkça doğru alınması gereken önlemlerdir.

Bir şeye dikkat çekmek ihtiyacı duyuyorum. Devleti yönetenler, hükümetin başındaki yetki sahipleri sözlerine dikkat etmek zorundalar. Başbakan, Başbakan Yardımcısı gibi o durumda, o pozisyondaki kişilerin bu yürüyüşü terörle ilişkilendirmeye çalışmaları, bunu bir siyaset malzemesi olarak kullanmaya kalkmaları tamamen masum ve mazlum bir eylem biçimi, özü, hedefleri ve niteliği itibariyle mazlum, masum, demokratik bir eylemi terör eylemi ile irtibatlandırmaya çalışılan sözleri provokasyon yapmak isteyenleri teşvik eden, tahrik eden, cesaretlendiren sözlerdir. Onun için dün Sayın Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin sözleri dahil olmak üzere o yakışmayan sözleri kullanmamalarını ve daha dikkatli konuşmalarını tavsiye etme ihtiyacı duyuyorum.

Soru- Sayın Elitaş dün akşam katıldığı bir televizyon programında Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakana OHAL’e ilkesel olarak karşıyız, ancak mecliste bir sorun çıkarmayacaklarını, direnmeyeceklerini ifade etti dedi. Kendisinin de buna tanıklık ettiğini söyledi. Bu konuda bir değerlendirmeniz olacak mı?

Bülent TEZCAN- Sayın Elitaş’ın Sayın Genel Başkanımızla Başbakanın yaptığı görüşmede hazır bulunup bulunmadığını bilmiyorum. Ne kadar tanıklık etti, bu söz ne kadar doğrudur onu bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var, olağanüstü hal ilan edilirken parti adına mecliste konuşmayı ben yaptım. Bizim orada söylediğimiz şey çok açıktır. Parlamentoyu devre dışı bırakmayın, 15 Temmuz darbe girişimine karşı parlamentoyla birlikte mücadele ettik, bundan sonra hesaplaşma sürecinde de parlamento etkin bir şekilde devrede olması gerekir. Parlamentoyu devre dışı bırakırsanız çok farklı sonuçlar doğar dedik ama bizim uyarılarımızı dinlemediler 20 Temmuz darbesini oluşturdular. 15 Temmuz’u bir fırsata dönüştürüp bir 20 Temmuz darbesi, bir OHAL darbesi yaptılar. Sayın Genel Başkanımızın Sayın Başbakana ne söylediğini ben çok iyi biliyorum. Bunu zaman zaman basın önünde de tekrar etti Sayın Genel Başkanım tahmin ediyorum ya da etmediyse bile birebir görüşmelerimizden biliyorum. Sayın Genel Başkanın Başbakana söylediği söz aynen şudur; parlamento devre dışı bırakılmamalıdır, mecliste neye ihtiyaç duyarsanız darbe girişimiyle mücadele etme konusunda biz o süreçte 15 Temmuz’da nasıl beraber direndiysek destek vermeye hazırız. Ancak Türkiye’de demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var. Bu görevde en çok Cumhuriyet Halk Partisine düşer, bize düşer. Bu nedenle biz olağanüstü hal ilanına evet diyemeyiz demiştir. Bu sözden Sayın Elitaş’ın anladığı söz çıkıyorsa onun anlayışına bırakıyorum. Sözün anlamını da sizlere bırakıyorum.

Soru- Şüpheli minibüsle alakalı soracağım. Siz emniyetten aldığınız bilgilere göre başka bir operasyon olduğunu söylediniz. Emniyet yetkilileri öyle açıklamış size ama şimdi Kayseri valisinin yeni bir açıklaması var. Direk diyor ki, yakalanan teröristlerin hedefinde konvoy vardı, konvoya saldıracaklardı yönünde Kayseri valisinin bir açıklaması var.

Bülent TEZCAN- Kayseri valisi niye yapmış?

Soru- İlk istihbarat oraya verilmiş, ardından yakalanmış.

Bülent TEZCAN- Yani şimdi tabi Kayseri valisi bu açıklamayı niye yaptı, Kayseri’yle buranın teması nedir onları bilmiyorum. Ama bildiğim şey şu; buraya yönelik değil, özel olarak buraya yönelik bir operasyon değil ama rutin terör operasyonları çerçevesinde yapılan çalışma güzergah boyundan bizde geçerken daha özel bir çalışma. Yani bugüne kadarki normal operasyonun bir devamı diye açıklandı. Tabi asıl açıklamayı emniyet görevlileri yapacaktır.

Soru- Miting sonrasında sürekli CHP’nin daha sonraki aşamalarının ne olacağı konuşuluyor. Bu toplantı son toplantınız. Miting sonrasında CHP ne yapabilir?

Bülent TEZCAN- Onu 9’undan sonra öğrenirseniz daha iyi olur. Bütün hedefimiz 9 Temmuz buluşması güçlü olacak. Bunu bir yapalım ondan sonra Adalet Buluşmasının Türkiye’de bambaşka bir pencere açacağını hep beraber göreceğiz.

Teşekkür ediyorum arkadaşlar.