30.05.2019

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ONURSAL ADIGÜZEL, FİKİRTEPE’NİN BİTMEYEN KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇİLESİ MECLİS’E TAŞIDI

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ONURSAL ADIGÜZEL, FİKİRTEPE’NİN BİTMEYEN KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇİLESİ MECLİS’E TAŞIDI
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, başta Kadıkoy ilçesine bağlı Fikirtepe mahallesi olmak üzere İstanbul genelinde uzun zamandır devam eden kentsel dönüşüm çilesini Meclis’e taşıdı. “İstanbul, rant odaklı projeler sonucunda dev bir şantiyeye dönüşmüştür. İstanbulluların bugünlerde manzarası havada sallanan vinçler, beton mikserleri, inşaat tabelaları ve hafriyat kamyonlarıdır” diyen Adıgüzel, kentsel dönüşüm mağduru vatandaşların sorunlarının çözülmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasını talep etti.
CHP’li Adıgüzel, Meclis Başkanlığına sunduğu önergede 27 Mayıs tarihinde Fikirtepe’de meydana gelen ve 2 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan yangını hatırlattı. Önergede, yaşanan olayın İstanbul’u dev bir şantiyeye dönüştüren rant odaklı kentsel dönüşüm uygulamalarını tekrar gündeme taşıdığına dikkat çekildi.
“İSTANBUL’UN YENİ SİLUETİ HAYALET ŞANTİYELER, METRUK BİNALAR”
İstanbul’un Esenyurt, Kadıköy ve Sancaktepe gibi birçok ilçesinde devam eden kentsel dönüşüm uygulamalarının yarattığı mağduriyete atıfta bulunan Adıgüzel, önergede şu ifadelere yer verdi:
“AKP tek başına iktidara geldiği 2002 yılından bu yana, katma değeri yüksek, ihracatı artırmayı hedefleyen üretim modeli yerine; iç pazara dönük, sürdürülebilir döviz getirisi olmayan, aksine ihtiyaç duyulan hammadde ve ara malları sebebiyle ithalata bağımlı inşaat sektörüne dayalı bir büyüme modelini tercih etmiştir. Özellikle son yıllarda ülke sermayesi artan oranda inşaat sektörüne kanalize edilmiş, sektör imar değişiklikleri, riskli alan ve acele kamulaştırma kararları gibi araçlar yoluyla ihya edilmiştir. Yandaş sermaye yaratmayı amaçlayan bu ekonomi yönetimi, İstanbul başta olmak üzere tüm ülkenin kıymetli arazilerinin, yeşil alanlarının talan ve ranta kurban edilmesini de beraberinde getirmiştir. Gelinen noktada, AKP iktidarı inşaat sektörünü ülke ekonomisinin belkemiği ve lokomotif sektörü haline getirmiş, ancak sektörün son yıllarda içine girdiği darboğaz İstanbul başta olmak üzere tüm yurdu yarım kalan inşaatlar, hayalet şantiyeler ve bitiş tarihi belirsiz yatırımlar ve bu yatırımların mağdur ettiği yüzbinlerce vatandaş ile baş başa bırakmıştır. Kentsel dönüşüm sebebiyle boşaltılmış binalar, bitmeyen konut projeleri, yarım kalan inşaatlar, ne zaman tamamlanacağı belli olmayan projeler, tüm birikimini, kazancını bu projelere yatıran vatandaşları ciddi manada mağdur etmiştir.”
“YALNIZCA FİKİRTEPE’DE 60 BİN MAĞDUR”
Fikirtepe başta olmak üzere, kentsel dönüşüm sürecine giren bölgelerde, semtlerin tarihi ve kültürel dokusunun korunarak sağlıklı ve güvenilir bir kentleşme sürecinin gerçekleştirilmesinin şart olduğunu vurgulayan Adıgüzel, yalnızca Fikirtepe’de 60 binden fazla mağdurun olduğunu belirtti:
“Yaşanan bu mağduriyetin en yoğun yaşandığı bölgelerden birisi Fikirtepe Mahallesi’dir. 1/1.000 ölçekli Fikirtepe uygulama imar planı 14 Ocak 2011 tarihinde İBB Meclisi’nce oybirliği ile kabul edilmiştir. 2013’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın olur kararıyla, 6306 sayılı Kanun kapsamında Fikirtepe kentsel dönüşüm süreci başlamıştır. Ancak aradan geçen 8 yılda kentsel dönüşümün devam ettiği Fikirtepe’nin belirsiz bir şantiye halini koruduğu görülmektedir. Projelerin durduğu, inşaatların yavaşladığı Fikirtepe’de yıllardır devam eden ve bitirilemeyen daha da vahimi akıbeti belirsiz olan kentsel dönüşüm binlerce İstanbulluyu mağdur etmeye devam etmektedir. Yalnızca Fikirtepe’de dahi kentsel dönüşümün mağdur ettiği 60 binden fazla yurttaşımızın hak arayışı içerisinde olduğunu söylemek mümkündür. Kentsel dönüşüm süreci içerisinde kira yardımlarının objektif kriterler çerçevesinde gerçekleştirilmemesi de yurttaşlar arasında ayrıma yol açmakta, bir kısım Fikirtepeli kira yardımı alırken bir kısım Fikirtepeli ise bu yardımdan yararlanamamaktadır. Dönüşüm süreci sonrasında Fikirtepelilerin tekrar Fikirtepe’de yaşayabileceklerine dair endişeleri de açıklığa kavuşturulması gereken bir diğer konudur.”