12.07.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI TEKİN BİNGÖL: “YAPILAN SALDIRI SADECE SANATA DEĞİL; CUMHURİYETİN AYDINLANMACI KARAKTERİNE YÖNELİK BİR SALDIRIDIR!”

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI TEKİN BİNGÖL: “YAPILAN SALDIRI SADECE SANATA DEĞİL; CUMHURİYETİN AYDINLANMACI KARAKTERİNE YÖNELİK BİR SALDIRIDIR!”

Cumhuriyet Halk Partisi İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi’nin özel yasalarının lağvedilmesi ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi’ne dönük yapılan bu saldırının sadece sanata değil; Cumhuriyetin aydınlanmacı karakterine yönelik bir saldırı olduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Bingöl, “Baskıcı iktidarlar için sanat ve sanatçıların özgür olması elbette ki tehlike arz ediyor. Oyunları “kamu düzenini bozduğu” gerekçesiyle yasaklayan, kadınları sahnede görmeye tahammül edemeyen, konservatuvar hocalarını “terörist” diye yaftalayan bu zihniyet yine işbaşında. 16 yıldır sanata dönük, sistematik bir şekilde süren saldırılara karşı hiçbirimiz yılmayacağız. Sahneleri kapatsalar bile sokaklar sanatçıların ve onları izlemek isteyen vatandaşlarımızındır!” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’ün açıklaması şöyle:
“Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ardından çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile Türkiye hızla karanlığa doğru sürüklenmeye devam ediyor. Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi'nin özel yasaları lağvedildi ve her iki kurumun taşınmaz mal varlıkları Cumhurbaşkanlığı'nın himayesine geçti, sanatçıların sözleşmeleri askıya alındı, kısacası iktidara hakim olan zihniyet sanatın bütün dallarına karşı bir savaş açmış halde.
1949 yılında kurulan ve tam 69 yıldır, Cumhuriyetin aydınlığını temsil eden Devlet Tiyatroları, iktidar eliyle niteliksizleştirilmeye, kimliksizleştirilmeye çalışılıyor. Açıktır ki; yapılan saldırı sadece sanata değil; Cumhuriyetin aydınlanmacı yönüne de yöneliktir.
Sanatın ve sanatçının aydınlanmacı, özgürlükçü yapısına karşılık Türkiye’de şu an yaşananlar adeta Ortaçağ karanlığını anımsatıyor. Sanatı tamamıyla kontrol altına alıp, kendi kişisel zevk ve fikirlerine uygun, sadece kendi sözlerinin geçerliliğinin olduğu bir dönem yaratmak istiyorlar. Bunu yapamadıklarına inandıkları zaman ise sanatı tümüyle, doğrudan yok etmek için çabalıyorlar.
Baskıcı iktidarlar için sanat ve sanatçıların özgür olması elbette ki tehlike arz ediyor. Oyunları “kamu düzenini bozduğu” gerekçesiyle yasaklayan, kadınları sahnede görmeye tahammül edemeyen, konservatuvar hocalarını “terörist” diye yaftalayan bu zihniyet yine işbaşında. 16 yıldır sanata dönük, sistematik bir şekilde süren saldırılara karşı hiçbirimiz yılmayacağız. Sahneleri kapatsalar bile sokaklar sanatçıların ve onları izlemek isteyen vatandaşlarımızındır.
AKP’nin tek tipçi anlayışla belirli bir kültürü ve yaşam tarzını topluma dayatan, tarihsel ve kültürel çeşitliliğimizi yok etmeye çalışan, çağdaş ve evrensel değerlerden uzaklaştıran tüm bu politikalarına karşı, Cumhuriyet Halk Partisi, tüm sanatçıların özgürce üretebilecekleri, eleştirilerini korkusuzca dile getirebilecekleri ve emeklerinin karşılığını hakkaniyetle alabilecekleri bir kültür sanat iklimini oluşturacaktır.”