13.12.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI MUHARREM ERKEK’İN BASIN AÇIKLAMASI

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI MUHARREM ERKEK’İN BASIN AÇIKLAMASI
(13 ARALIK 2018)
https://youtu.be/U6rHEiROxeA


Değerli basın mensupları, yine üzücü, feci bir tren kazası sonucunda yaşamını kaybeden yurttaşlarımız oldu, yaralılarımız var. Öncelikle yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Bu üzücü tren kazası Çorlu tren kazasını da hatırlattı maalesef bizlere. Orada da birçok yaşam kaybolmuştu. Çorlu tren kazasında her gün feryat eden bir annenin sesini dahi maalesef iktidar duymuyor. Memleketimizde işte bu sabahki tren kazasında da üst geçit çöktü maalesef, köprüler çöküyor, viyadükler çöküyor, işçiler ölüyor, tren yolu ray çöküyor, çocuklar, anneler, babalar ölüyor. Binalar çöküyor, madenler çöküyor, sürekli insanlarımız ölüyor, işçiler ölüyor, çocuklar ölüyor ama sorumlular hesap vermiyor. Çünkü adalet çöktü. Asıl temel sorunumuz bu. Adalet çöktüğü için sorumlular maalesef siyaseten de, hukuken de hesap vermiyorlar ve yaşadığımız her üzücü olayda ülkeyi yönetenlerin hiçbir zaman sorumluluğu da olmuyor. Adalet çökerse vicdanlar çöker, adalet çökerse devlet çöker. Bunu kesinlikle unutmamalıyız.
Değerli basın mensupları, sarayın üzerinde bir hayalet dolaşıyor, gezi hayaleti. İşte adalet çöktüğü için gezi direnişinden 5 yıl sonra yaklaşık yine bir soruşturma dalgası başlatıldı. Çünkü seçim yaklaşıyor ve düşmana ihtiyaç var, kutuplaşmaya ihtiyaç var. Ergenekon kumpası bitti, gezi kumpası başlıyor.
Değerli basın mensupları, gezi direnişiyle ilgili Taksim Platformu üyeleri biliyorsunuz daha önce yargılandı. 2013 yılında başlayan soruşturma 2014 yılında açılan bir ceza davasıyla yargılandılar. Taksim Platformu üyeleri toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefetten ve örgüt kurmaktan yargılandılar. Ve hepsi ayrı ayrı beraat ettiler. Ve bu karar kesinleşti. Ortada kesinleşmiş bir yargı kararı varken, bu yargı kararında da vurgulandığı gibi gösteri hakkı temel bir hak olarak evrensel hukukta ve bizim hukukumuzda kabul edilmesine rağmen bugün yine hukuksuz, temelsiz bir soruşturmayla karşı karşıyayız. Hiç kimsenin, hiçbir iktidarın, hiçbir siyasetin adalete, yargıya bu kadar zarar vermeye hakkı yoktur. Yargı iktidarın silahı değildir. Yargı yalnızca ve yalnızca hukukla bağladır. Bunu asla unutmamalıdır. Özellikle gençlerimizin tamamen demokratik hakkını kullandığı onurlu bir sivil eylem ve direniş olan gezi soruşturmalarıyla birlikte tüm muhalefet ve farklı düşünenler susturulmak isteniyor. Yıllarca FETÖ’yle iç içe olanlar FETÖ’yle birlikte bu memlekette birçok kumpaslar kuranlar bu birlikteliklerinin üzerini örtmek için şimdi farklı düşünen herkesi ve tüm muhalefeti FETÖ’yle iltisaklandırarak, ilişkilendirerek boğmak istiyorlar. Evet tüm muhalefet ve basın özgürlüğü bu memlekette maalesef iktidar tarafından boğulmak isteniyor.
Hiç kimse unutmasın, gezi onurlu bir direniştir ve tarihin altın sayfalarında da bu şekilde yerini alacaktır.
Değerli basın mensupları, yine bilgileriniz üzere adalet çöktüğü için Sözcü Gazetesi yazarları ve çalışanları hakkında da haksız, hukuksuz bir dava açıldı. Bu davada deniyor ki, Sözcü Gazetesinin yazarları ve çalışanları FETÖ terör örgütü üyesi olmamakla birlikte FETÖ terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmişler. Biz özel yetkili mahkemelerde Fethullah Gülen yapılanması var dediğimizde buna kargalar bile güler diyenler FETÖ’yü yargıda ve devletin tüm kurumlarında yapılanmasına yardım edenler bugün gazetecileri ve tüm muhalefeti FETÖ’yle ilişkilendirerek susturmak istiyor.
Şimdi kamuoyunun ve herkesin vicdanına sormak istiyoruz. FETÖ terör örgütüne gerçekten bilerek ve isteyerek yardım edenler kimlerdir? Kim ne istedilerse verdik dedi? Kim yıllarca bu yapıyla birlikte hareket etti? Gerçekten bu yapıya, bu terör örgütüne yardım edenler niçin yargılanmıyorlar? Bu soruları sormaya ve basın özgürlüğü için mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Çünkü basın yönetenlere hizmet için değil, yönetilenlere hizmet için vardır. Bunu asla unutmayacağız.
Değerli basın mensupları, yürütmenin yargı üzerindeki ağır vesayeti ve baskısına karşı biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hak, hukuk, adalet mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Emin Çölaşan ve Necati Doğru yaşamını FETÖ’yle ve bu tür yapılarla mücadeleyle geçirmiş insanlar. 1999 yılında FETÖ yapılanmasını açıkça ortaya koyan kişilerden biridir Emin Çölaşan. Devlet dahi 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulunda bu gerçeği ortaya koyabilmişken biliyorsunuz 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulunda MİT ve Genelkurmay dönemin hükümetine ve Başbakanı Sayın Erdoğan’a Fethullah Gülen yapılanmasını tüm çıplaklığıyla ortaya koyduğu halde üzeri örtülmüştü. Emin Çölaşan’ın 99 yılından buyana Fethullah Gülen yapılanmasıyla ilgili yazdıklarına bakarsanız tüm gerçeği görürsünüz. Peki bu gerçekleri bu soruşturmaları yürüten savcılar bilmiyorlar mı? Niçin bu haksız, hukuksuz soruşturmalar ve davalarla bilerek ya da bilmeyerek FETÖ’yle mücadeleye zarar veriliyor?
Her şey adaletle mümkündür değerli basın mensupları. Adalet yoksa huzurda yoktur, kalkınmada yoktur. Hukukun üstünlüğü endeksinde 113 ülke arasında 101. sıradaysak işte bu hukuksuzluklar sebebiyle. Adalete olan güven temelinden sarsıldı. Hukukun üstünlüğü endeksinde ilk sıralardaki ülkelere bakın hepsi dünyanın en kalkınmış, gelişmiş ülkeleri. Çünkü hukuk özgürlükler olmadan ekonomik büyüme, kalkınmada asla olmayacak. Biz haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayan herkesin yanında mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü adalet evrensel ve kutsal bir kavramdır. En mükemmel adalette vicdanlardadır değerli basın mensupları. Necati Doğru’nun Emin Çölaşan’ın ve tüm gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bir tek kişiye yapılan haksızlık bütün topluma yönelmiş bir tehdittir.
Ve saraya da seslenmek istiyoruz, gittiğiniz yol yol değildir.
Teşekkür ediyorum.