24.10.2018

CHP Genel Başkan Yardımcısı Kaya: Vizyon Belgesi Değil AKP’nin 16 Yılda Yapmadıklarının İtiraf Belgesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Kaya: Vizyon Belgesi Değil AKP’nin 16 Yılda Yapmadıklarının İtiraf Belgesi
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Balkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıkladığı “vizyon belgesi”ne ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.
Yıldırım Kaya, “Adına vizyon belgesi dedikleri “belge”, AKP’nin 16 yılda yapmadıklarının itirafıdır. Sayın Ziya Selçuk, açıkladığı belgeyle, kendisinden önceki 6 Milli Eğitim Bakanının yapmadıklarının altını çizmiştir.” dedi.
Kaya, “Türkiye’nin Milli Eğitim Bakanı, eğitimle ilgili vizyon belgesini bir siyasi parti genel başkanının huzuruna çıkarak, onun sarayında açıkladı. Daha önce Milli Eğitim Bakanı için, “davul boynunda tokmağı sarayda” demiştik. Son gelinen noktada davulunu da saraya kaptırdı. Davulu da boynuna takan saray, hem çalıp hem oynayacak.” ifadelerini kullandı.
Milli Eğitim Bakanı’nın, “Öğretmenler Meslek Kanunu”nu çıkartacaklarını açıklamasını olumlu karşıladıklarını söyleyen Kaya, “Biz de eğitimin paydaşlarının görüşlerini de alarak, bir Öğretmenler Meslek Kanunu hazırladık. 1 Kasım Perşembe günü TBMM’ne sunacağız. Buradan AKP’ye ve tüm partilere çağrı yapıyorum; gelin, hep birlikte öğretmenlerimiz için bu kanunu çıkartalım.” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya’nın açıklaması şöyle:
“Dün Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bir “vizyon” belgesi açıkladı. Açıklanan vizyon belgesi öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi ve velilerimizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Oysaki yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “vizyon belgesi” açıklayacağını duyurduğunda, herkes heyecanlanmıştı. Maalesef Sayın Bakan beklentileri boşa çıkarttı.  Bir Vizyon belgesi değil bir “uygulama” belgesi açıkladı.
Türkiye’nin Milli Eğitim Bakanı, eğitimle ilgili vizyon belgesini bir siyasi parti genel başkanının huzuruna çıkarak, onun sarayında açıkladı. Daha önce Milli Eğitim Bakanı için, “davul boynunda tokmağı sarayda” demiştik. Son gelinen noktada davulunu da saraya kaptırdı. Davulu da boynuna takan saray, hem çalıp hem oynayacak.
Adına vizyon belgesi dedikleri “belge”, AKP’nin 16 yılda yapmadıklarının itirafıdır. Sayın Ziya Selçuk, açıkladığı belgeyle, kendisinden önceki 6 Milli Eğitim Bakanının yapmadıklarının altını çizmiştir. 
Milli Eğitim Bakanı, sözleşmeli-ücretli öğretmen uygulamasının devam edeceğini beyan etti.
Sözleşmeli öğretmenlerin aile bütünlüğünü dağıtan 4+2 modelinin, 3+1’e indirilerek devam edeceğini açıkladı.
Öğretmenlere uygulanan mülakat sisteminin değişmeyeceğini söyledi.
Bugüne kadar liyakata önem verilmediğini de itiraf etti.
Bakan, “5 yaş erken çocukluk eğitimi, zorunlu eğitim kapsamına alınacak” diyor. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Çocuklarımızı merdiven altına teslim etmeyin” diyor. İyi diyorsunuz da neden kapatmıyorsunuz? Her merdiven altında sizin bahsettiğiniz okul adı altında çocuklarımızın hayatını karartan her türlü pisliğin yapıldığı yerler hala faaliyette. Neden bunlara müdahale etmiyorsunuz? Kameraların önünde ayrı konuşup uygulamada ayrı şeyler yapıyorsunuz. Yetkiniz mi yok? Yaptığınızın adı danışıklı dövüştür… Diliniz ayrı söylüyor, yaptıklarınız ayrı.
Halka yalan söylemeyin, çıkın gereğini yapın. Cemaatlere, tarikatlara gebe olduğunuzu biliyoruz… Siz daha önce de FETÖ denen kişinin ayaklarını öptüğünüz cemaate, devleti teslim etmiştiniz. Şimdi de diğer cemaatlere devleti peşkeş çekiyorsunuz.
Sayın Bakan, ders saatleri ve çeşitlerinin azaltılacağını açıkladı. Biz de çocuklarımızın omuzlarındaki ders yükünün hafifletilmesini istiyoruz. Diğer yandan da hangi derslerin kaldırılarak, saatlerinin düşüreceğini merak ediyoruz.
Nasıl bir uygulama olacak, felsefe dersini kaldırdığınız gibi mi olacak? Atatürk’ü ders kitaplarından çıkarttığınız gibi mi olacak? Matematiği, fiziği, kimyayı mı kaldıracaksınız? Bunu nasıl yapacaksınız? Yakın takipçisi olacağız.
Neden yurt sorununu çözeceğinizi, çocuklarımızı cemaat ve tarikatların yurtlarına mecbur bırakmayacağınızı açıklamadınız?
Sayın Bakan, “okul yöneticiliğine atanmada liyakat temelli bir değerlendirme yapılacağını açıkladı. Bizim taleplerimizden biri de siyasi tercih değil liyakatın esas alınmasıydı.
Sayın Bakan, bu açıklamasıyla, bugüne kadar liyakata uyulmadığını da itiraf ediyor.
Bu açıklamanın da yakın takipçisi olacağız. Çünkü AKP’nin liyakat anlayışı çok farklı… Karşımızda, TÜBİTAK’a hayvanat Bahçesi müdürünü atayan bir anlayış duruyor
Pedagojik formasyon şartının kaldırılacağını ve bu eğitimi Milli Eğitim Bakanlığının vereceği açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığının görevi formasyon dersini vermek değildir. Formasyon dersi eğitim fakülteleri tarafından uzman kişiler eliyle verilmelidir.
Vizyon belgesinde, öğretmenlerimiz ekonomik durumlarını iyileştirecek, somut bir şeyin olmaması, öğretmene verilen değerin göstergesidir.
Sayın Bakan, imam hatip okullarıyla üniversiteler arasında işbirliği mekanizmaları kurulacağını açıkladı. Bu uygulama neden imam hatip okullarıyla sınırlandırılıyor. Diğer Okullar neden bu uygulamanın dışında tutuluyor.
Sayın Bakanın, “Öğretmenler Meslek Kanunu”nu çıkartacaklarını açıklamasını çok olumlu karşılıyoruz. 
Biz de eğitimin paydaşlarının görüşlerini de alarak, bir “Öğretmenler Meslek Kanunu” hazırladık. 1 Kasım Perşembe günü TBMM’ne sunacağız.
Buradan AKP’ye ve tüm partilere çağrı yapıyorum; gelin, hep birlikte öğretmenlerimiz için bu kanunu çıkartalım.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada gençlere seslenerek, “Geleceğin Alpaslanları, geleceğin Fatihleri olmaya hazır olun” dedi. “Geleceğin Atatürk’ü olun diyemedi.
Ey Recep Tayyip Erdoğan, Alpaslan da bizim, Fatih’te bizim, Atatürk’te bizim! Geleceğin Alpaslanı, geleceğin Fatihleri olmaya hazır olun diyorsun… Niye geleceğin Mustafa Kemal Atatürk’ü olmaya hazır olun diyemiyorsun?
Atatürk’e bu düşmanlık niye? Özgür bir vatan bıraktığı için mi, bu düşmanlığınız? Gençlerimize bilim yolunu gösterdiği için mi bu kininiz?
AKP Genel Başkanı, tabela üniversiteleri kurmakla övünüyor, üniversitelerin hiç olmadığı kadar özgür olduklarını söylüyor. Sonra da önemli bir itirafta bulunuyor. Neden dünyadaki 500 üniversite arasında Türkiye’den tek bir üniversite yok diyor.
Bütün okulları imam hatibe dönüştürme gafleti içinde olan birinin bu soruyu sorması ne acı.  
Siz, üniversiteleri AKP’nin il ve ilçe teşkilatlarına dönüştürmeden önce, dünya sıralamasına giren üniversitelerimiz vardı.  
2002 yılından önce 76 üniversiteden, 5-6 üniversitemiz dünya sıralamasına giriyordu. Şimdi 220 üniversite var, dünya sıralamasına giren üniversitemiz yok.
Sen, dünya sıralamasında yer alan ODTÜ’yü kapatmakla tehdit edeceksin, fikrini açıklayan, eleştiri hakkını kullanan, parasız eğitim isteyen üniversite öğrencilerini hapse tıkayacaksın, rektör seçimini tamamen kaldırıp, atamayla yandaşları rektör yapacaksın, bilim insanlarının AKP’ye biat etmelerini isteyeceksin, sonra da neden dünya üniversiteleri arasında Türkiye’nin yeri yok diye soracaksın…
Açıklanan “belge” bir vizyon belgesi değil, AKP’nin, “16 yılda yapmadıklarının ve ilerleyen süreçte de yapamayacaklarının belgesidir.
Biz de soruyoruz, tüm bu açıkladıklarınızı 16 yılda neden yapmadınız. Zamanınız mı yoktu? Yetkiniz mi yoktu? Yeriniz mi dardı? Elinizi tutan mı vardı?”