31.10.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İLGEZDİ: BU, “SAĞLIKTA ŞİDDETİ BİTİRECEĞİZ” DEĞİL, “MESLEK ODALARINI BİTİRECEĞİZ YASASI”DIR

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İLGEZDİ: BU, “SAĞLIKTA ŞİDDETİ BİTİRECEĞİZ” DEĞİL, “MESLEK ODALARINI BİTİRECEĞİZ YASASI”DIR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, AKP tarafından dün Meclise sunulan "Sağlıkta Şiddeti Önleme Yasa Teklifi"nin amacının üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu söyledi. 
Bu teklifin adı “sağlıkta şiddeti bitireceğiz” değil,” meslek odalarını bitireceğiz teklifi” diyen Genel Başkan Yardımcısı İlgezdi, Meclise sunulan teklifte "Sağlıkta Dönüşüm Sistemi"nden kaynaklanan yapısal sorunların çözümüne ilişkin hiçbir somut adım atılmadığını belirtti. 
AKP'nin OHAL düzenlemelerini birer birer yasalaştırma çabası içinde olduğunu kaydeden Genel Başkan Yardımcısı İlgezdi’nin konuya ilişkin açıklaması şöyle:
"Öyle anlaşılıyor ki, iktidar, haksızlık ve şiddet karşısında susan, tepki vermeyen, yalnızca biat eden hekim istemektedir. Hatırlatmak isteriz ki, insan sağlığı ve onuru her şeyin üzerindedir. Bu bakımdan açık bir biçimde ifade ediyoruz ki, güvenlik soruşturmaları hekimlere karşı birer silah olarak kullanılmaz. Şiddeti önleyeceğiz diyerek, güvenlik soruşturmasını bir koz olarak hekimlere karşı kullanmak sadece anayasaya değil, aynı zamanda kamu vicdanına da aykırıdır.
Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik hazırlandığı iddia edilen kanun teklifi 30 Ekim 2018 tarihi itibarıyla Meclise sunulmuştur. AKP, bu teklifte de torba yasa tekniğine devam etmektedir. Sağlıkta şiddeti önlemekle alakası olmayan birçok kanunda değişiklik yapılmaktadır. Oysa giderek yaygınlaşan ve can alan şiddet; sağlık sisteminin kendisinden, yani Sağlıkta Dönüşüm Programından kaynaklanmaktadır. Sağlıkta Dönüşüm Sisteminin kendisinden kaynaklanan bütün sorunlar, hekimler başta olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının omzuna yüklenmektedir. Meclise sunulan teklif incelendiğinde, Sağlıkta Dönüşüm Sisteminden kaynaklanan yapısal sorunların çözümüne ilişkin hiçbir somut adım atılmamaktadır.
Aksine, “Sağlıkta Şiddeti önleyeceğiz” denilerek, tabip odalarının yetkileri budanmaktadır. “Tabiplerin ve diş hekimlerinin birden fazla tabiplik görevi kabul etmeleri için tabip ve diş hekimleri odasından izin almalarına” yönelik düzenlemenin kaldırılmasıyla, giderek yaygınlaşan sağlık çalışanlarına yönelik şiddet arasında nasıl bir bağ olduğunu anlamak mümkün değildir!
Ancak şurası kesindir; teklifi hazırlayanlar Türk Tabipler Birliği ile Türk Diş Hekimleri Birliği’nin halk sağlığını ve sağlık emekçilerinin haklarını korumaya yönelik çabalarından rahatsızlık duyduklarını açık biçimde göstermişlerdir.
Daha önce her iki meslek birliğinin başındaki “Türk” ibaresinin kaldırılması gerektiğini ifade eden iktidar temsilcileri, Meclise sunulan bu teklif ile meslek odalarının yetkilerini budamakla kalmamakta, Türk Tabipler Birliği ile Türk Diş Hekimleri Birliğini fiili olarak pasifleştirmekte ve tabela örgütler haline dönüştürmek istemektedir. Hekimlerin ve mesleğin onurunu koruyan, halk sağlığı için mücadele eden Türk Tabipler Birliği ile Türk Diş Hekimleri Birliğine yönelik bu fiili müdahale asla kabul edilemez.
Öte taraftan AKP, Anayasamıza açıkça aykırı olan OHAL düzenlemelerini birer birer yasalaştırma çabası içindedir. Öyle anlaşılıyor ki, iktidar, haksızlık ve şiddet karşısında “susan, tepki vermeyen, yalnızca biat eden hekim” istemektedir.
Hatırlatmak isteriz ki, insan sağlığı ve onuru her şeyin üzerindedir. Bu bakımdan açık bir biçimde ifade ediyoruz ki, Güvenlik Soruşturmaları hekimlere karşı birer silah olarak kullanılmaz. Şiddeti önleyeceğiz diyerek, Güvenlik Soruşturmasını bir koz olarak hekimlere karşı kullanmak sadece anayasaya değil aynı zamanda kamu vicdanına da aykırıdır.
Kısacası Meclise sevk edilen bu teklifin elle tutulur bir yanı yoktur. Sağlıkta şiddet her gün, kamuoyunun gözü önünde ve dozu giderek artan biçimde yaşanmaktadır. Saldırıya uğrayan hekim ve çalışanların ifadelerinin saldırıya uğradıkları yerde alınması, şiddeti önlemeyeceği gibi, saldırganlar için de caydırıcı bir uygulama değildir. Gerekçe metninde yer aldığı şekliyle Cumhuriyet Savcısının “Uygun şartların oluşması durumunda” zanlının tutuklanmasını “temenni” etmesi, kabul edilebilir değildir. Meslek örgütlerinin ve konunun paydaşı olan bütün sivil toplum kuruluşlarının görüşünü almadan hazırlanan bir teklifi Meclise sunmak, gerçekçi olmadığı gibi kabul edilebilir de değildir. Tüm bu gerekçelerle söz konusu teklif, gündeme dahi alınmadan teklif sahibi milletvekillerine iade edilmelidir."