16.08.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI GÜLİZAR BİÇER KARACA’DAN BAŞKÖYLÜ KADINLARA DESTEK

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI GÜLİZAR BİÇER KARACA’DAN BAŞKÖYLÜ KADINLARA DESTEK 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, “Ölürüz de jeotermal kuyu açtırmayız” diyen Başköylü kadınlara destek verdi.
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca; geçim kaynaklarını, tarım ürünlerini ve yaşam alanlarını tehdit eden jeotermal kaynak arama faaliyetlerine karşı tepkilerini dile getiren Tire halkının sesine kulak verdi. Tire Başköy Mahallesi’nde vatandaşlarla bir araya gelen ve talepleri yerinde dinleyen Biçer Karaca, “ekmeğimize, incirimize, zeytinimize, cevizimize dokunmayın, gıda üretimini engellemeyin, bereketli toprakları yok etmeyin” diyen köylülerle birlikte, ÇED izni almış olan jeotermal firmanın kaynak arama sondaj çalışmalarının vereceği zarara ve risklere dikkat çekti. 
Tire’nin Başköy Mahallesi Yayla Yakası mevkiinde, sondaj çalışmasına başlamak isteyen firmaya İzmir Valiliği tarafından ÇED izni verilmesi Tirelileri harekete geçirdi. Bergama’da 26 muhtar, halk ve çevre örgütleriyle buluşarak doğanın katledilmesine sebep olacak altın arama faaliyetleri konusunda köylülerin direnişinin yanında yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Tire’de yapılan toplantıda çevresel ve yaşamsal risklerin göz ardı edilemeyeceğini, enerji politikalarının sürdürülebilir olması gerekirken doğanın kalbine hançer sapladığına dikkat çekti. 
Tire’de jeotermal kaynak aramak için sondaj çalışmasına başlamak üzere ÇED izni alan firmanın sondaj faaliyetlerine başlayacak olmasını ve geçim kaynakları olan tarım ürünlerinin yok olmasını engellemek için tepki gösteren Tireli vatandaşları dinleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca sürece ilişkin şu yorumu yaptı:
 “ÇED izninin verilmesiyle ÇED alanı olarak belirlenen yaklaşık 5.500 metrekarelik hazine arazisinde; incir, ceviz ve zeytin ağaçlarını kurutacak, çevre köyleri besleyen su kaynaklarını kurutacak jeotermal sondajların açılmasına yol vermek demek çevresel riskleri yok saymak demek. Kamu iradesi, yereldeki itirazları görmezden geliyor. Jeotermal enerji üretimi sırasında buhar ve akışkanların açığa çıkması, sadece halk sağlığı açısından değil ekosistem açısından da bilimsel olarak zararları kanıtlanmış bir durumken sondaja izin verilmesinin gerekçesi kabul edilemez. Jeotermal akışkanlar ve zer içerikli buhar ile geçim kaynakları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya… Zeytinin, incirin, cevizin yerini sondaj çamurları alacak. Bunu bertaraf etmek için geçici depolama alanları oluşturulacağı belirtiliyor ancak depolama alanının neresi olacağı konusunda net bilgi verilmiyor. 
Tire’de yetiştirilen dünyaca ünlü Sarılop inciri ihracatımızın önemli kalemini oluşturuyor. Akyurt, Akçaşehir, Topalak, Akmescit, Armutlu, Ortaköy, Yemişler, Dağdere, Musalar incirin temel geçim kaynağı olduğu yerler… Özellikle kadınların başını çektiği köylülerimiz ölürüz de kuyu açılmasına izin vermeyiz diyor. Direnişi büyütmek, yaşam alanlarına sahip çıkan halka ses vermek ve kamuoyu yaratmak gerekiyor. Tire’de yürekli kadınları görmek, toprağına, köyüne, incirine, zeytinine sahip çıkan halkın sesini duymak umudumu artırdı. Yan yana durarak yanlıştan dönülmesini sağlayacağız. 
ÇED izinleriyle iktidarın rant hevesi bir kez daha açığa çıkıyor. Sondajlar patlamalarla sonuçlanabiliyor, su kaynaklarını kurutacak riskler açığa çıkıyor. Soruyoruz bu ısrar niye! Günübirlik anlayışla, kamu otoritelerinin verdiği izinlerle bereketli toprakların uzun ömürlü insanlarının yaşamına kast etmeye kimsenin hakkı yok. Doğa ile ilgili kararların geri dönüşü yok ancak hepimizin sorumluluğu var. Ben yaptım oldu anlayışıyla ülkemizin kaynaklarının harcanmasına izin vermeyeceğiz.

Gündem'den Öne Çıkan Haberler