16.09.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ'NİN YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ'NİN YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI
-“KAYIP NESİLLER PROJESİ” OLARAK TARİHE GEÇEN 4+4+4 SİSTEMİ OKULLAŞMA ORANINA DARBE VURMAYA DEVAM EDİYOR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin yeni eğitim öğretim yılı ile ilgili basın açıklaması şöyle:
“Milyonlarca öğrenci yarın ilk zil sesiyle birlikte, gelecek yolcuklarında yeni bir sayfa açacaklar.
Ne yazık ki, 2018-19 Eğitim-Öğretim Dönemi, aydınlanma devriminin meşalesi olan eğitim emekçilerimiz, ülkemizin geleceği olan öğrencilerimiz ve çocuklarımıza daha iyi bir gelecek kurmak için dişinden tırnağından artırarak büyük fedakârlıklarda bulunan velilerimiz açısından bu yıl da sorunlar ve sıkıntılar içerisinde başlıyor.
AKP iktidarları döneminde öncelik verilen piyasa endeksli sistem, çocuklarımızın kaliteli ve eşit eğitim almasının önündeki en büyük sorun olarak duruyor. Kırtasiyeden, kantine; ulaşımdan barınmaya varıncaya değin özel teşebbüs ve sermayeye devredilen eğitim alanı, her geçen gün ticarileşiyor. Hane halkının eğitim harcamaları kademeli olarak yükselirken, düşen alım gücü, yükselen enflasyon velilerin belini büküyor.
“Kayıp Nesiller Projesi” olarak tarihe geçen 4+4+4 sistemi okullaşma oranına darbe vurmaya devam ediyor. İlkokul ve ortaokul çağındaki çocuklarımız arasında okullaşma oranı önemsenecek oranda düşmüştür. Veriler en fazla kız çocuklarının okulu terk ettiğini gösteriyor. Eğitim sisteminin dışında kalan çocuklarımızı ne yazık ki erken yaşta yapılan evlilikler ve çocuk işçiliği bekliyor!
Eğitim sisteminde fırsat eşitsizliğinin ve ayrımcılığın en net ifadesi olan proje okullar, içi boşaltılan Anadolu ve fen liseleri, kontenjanları boş kalan İmam Hatipler, eğitim eşitliğini zedeliyor.
Okul öncesi eğitimden, üniversiteye kadar, eğitim hayatının her anında dayatılan ezberci sistem, her geçen yıl laik ve bilimsel içerikten arındırılan müfredat, sınav merkezli başarı kriteri, çocuklarımızı tam bir karanlığa mahkum ediyor.
Eğitim ve öğretim alanını hem içerik hem de biçimsel olarak dönüştürmek amacıyla 16 yılda 14 defa sistem değiştiren AKP iktidarının yarattığı niteliksiz eğitim hizmeti, kalabalık sınıflar, karma eğitim karşıtı uygulamalar, çocuklarımızın eğitim sisteminin dışına itilmesine neden oluyor.
Sürekli değişen sınav sistemi, dönem ortasında değişen kurallar, sınav tarihlerinin gerekçe gösterilmeksizin değiştirilmesi, çalınan sınav sorularının örtbas edilmesi, yapılan sınavların iptal edilmesi, çocuklarımızı sonu belirsiz bir geleceğe sürüklüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı yurtların sıkı şekilde denetlenmeyen dini vakıf ve derneklere devredilmesi, bu yurtlarda kalan çocuklarımızın taciz ve istismar vakalarının kurbanları olmasına yol açıyor.  
Öte taraftan eğitim emekçilerini de zor bir yıl bekliyor!
Atanmayan yaklaşık 500 binden fazla öğretmen ile eğitimin her branşında bir işsizler ordusu yaratıldı. Bugüne kadar en az 47 eğitim emekçimiz ataması yapılmadığı için intihar etti. Okullarda verimliliği artırmak amacıyla devreye sokulan “Öğretmen Performans Sistemi”, iktidarın dünya ve siyasi görüşünü paylaşmayan emekçilerin tasfiyesi için bir araç konumuna geldi. Öte taraftan aynı okulda aynı işi yapan öğretmenlerin; Kadrolu, Ek Ders Karşılığı Ücretli ve Sözleşmeli olarak istihdam edilmeleri, eğitimde taşeronlaşmanın ve emek sömürüsünün en acı örneği olarak kayıtlara geçti.
Eğitim emekçileri başta özlük hakları olmak üzere, meslek onurunu zedeleyen uygulamalardan ve kendilerini ekonomik darboğaza sürükleyen maddi olanaksızlıklardan kaygı duymaya devam ediyorlar.
Görülüyor ki, bu yılda Türkiye'de eğitim sistemini eşitsizlik ve adaletsizlikler belirlemeye devam edecek.
Oysa eğitim aydınlığın yoludur.
Büyük Atatürk’ün öngördüğü gibi, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek için laik, bilimsel, parasız ve kaliteli bir eğitimi eşit biçimde toplumun her kademesine ulaştırmak, öğrenim ve öğretim sürecini her türlü siyasi etkilerden arındırmak, devletin en kutsal görevi olmalıdır.
2018-2019 Eğitim ve öğretim yılının; eğitimde fırsat eşitliğinin her alanda hayata geçtiği, insan merkezli çağdaş eğitim reformunu gerçekleştirebilmek için bütün paydaşların bir arada masaya oturduğu, laik demokratik eğitim ortamının sağlandığı, nitelikli eğitime öncelik verildiği, okullarda şiddetin yaşanmadığı, yurtlarda yaşanan taciz ve istismar vakalarına sessiz kalınmadığı bir yıl olmasını diliyorum.”