14.11.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ERDOĞDU: “HUKUKA GÜVEN OLMAYINCA 9 AYDA 20 MİLYAR DOLAR YURT DIŞINA GİTTİ”

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ERDOĞDU: “HUKUKA GÜVEN OLMAYINCA 9 AYDA 20 MİLYAR DOLAR YURT DIŞINA GİTTİ”
“SADECE YABANCILAR DEĞİL, YERLİ PARA DA YURT DIŞINA ÇIKIYOR”
“MERKEZ BANKASI VERİLERİNE GÖRE, AĞUSTOS AYINDA DÖVİZİ ‘DIŞ GÜÇLER’ DEĞİL, ‘İÇ GÜÇLER’ PATLATMIŞ. BU AYDA YURT DIŞINA KAÇAN PARA 11 MİLYAR DOLAR”
“BİR YIL İÇİNDE ÜLKEYE GİRMESİ GEREKEN DÖVİZ MİKTARI 175,2 MİLYAR DOLAR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Merkez Bankası’nın açıkladığı Ödemeler Dengesi verilerine göre, yabancı yatırımcının yüksek faiz nedeniyle getirdiği sıcak parada görülen önemli düşüşün yanı sıra yerleşiklerin yurt dışına götürdükleri paranın da hızla arttığını söyledi. Erdoğdu, “Ülkede hak, hukuk ve adalete güvenemeyen yerli sermaye de parasını yurt dışına götürüyor. Verilere göre ilk 9 ayda yurt dışına giden yerli sermayeye ait hisse senedi, tahvil ve mevduattan oluşan miktar 20 milyar dolara ulaştı” dedi.
Erdoğdu, Merkez Bankası tarafından açıklanan Ödemeler Dengesi verilerine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, Türkiye’ye giren yabancı sermaye miktarının bir yıl öncesinin 3’te 1’ine kadar düştüğünü belirterek şunları söyledi:
“2017 yılında 36,5 milyar olan yabancı sermaye girişinin büyüklüğü 2018’in ilk 9 ayında 13,2 milyar dolara düştü. Yerleşiklerin yurt dışına çıkardığı para ise 17,4 milyar dolara, yurt dışına yaptıkları yatırımların miktarı da 2,7 milyar dolara ulaştı. Yani toplamda yerleşiklerin 20 milyar doları yurt dışına götürüldü. Bunun 1,6 milyar doları hisse senedi, tahvil yatırımı olarak gerçekleşirken, 18 milyar doları ise yurt dışındaki mevduat hesaplarına aktarıldı. Bu durum, ülkenin yerli sermayedarının hak, hukuk ve adalete güveni kalmadığının göstergesi. Verilere göre, yerleşiklerin bu hareketi son 3 ayda yoğunlaşıyor ve bunun yaklaşık büyüklüğü 15 milyar dolar. Özellikle döviz kurunun patladığı Ağustos ayında 11 milyar dolar yurt dışına çıkarılmış. Bu noktada Türkiye’deki döviz sıkıntısının başlıca nedeninin yerleşiklerin sermaye hareketlerinden kaynaklı olduğu söylenebilir. Daha açıkça ifade etmek gerekirse, Ağustos ayında dövizi hükümetin iddia ettiği gibi ‘dış güçler’ değil, onların tanımından hareketle ‘iç güçler’ patlatmış.”
Yabancı sermaye hareketlerinin önemli bir bölümünü sıcak paranın oluşturmaya devam ettiğinin altını çizen Erdoğdu, Mayıs ayından itibaren Temmuz ayı dışında hep çıkış yönünde hareket olduğunu söyledi. Mayıs ayından itibaren toplam çıkışın 7,1 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Erdoğdu, yabancıların doğrudan yatırımlarında sadece Eylül ayında 1 milyar dolarlık giriş gerçekleştiğini, bunun da yüzde 40’ının gayrimenkul yatırımlarına gittiğini bildirdi.
AKP’li yıllara özgü önemli bir olgunun da “kayıt dışı sermaye hareketleri” ile ilgili olduğunu ifade eden Erdoğdu, "AKP’li yıllar boyunca kayıt dışı sermaye hareketlerinin cari açık finansmanındaki rolü çokça tartışıldı. 9 aylık kayıt dışı sermaye girişi 17,3 milyar dolara yükseldi” dedi.
CARİ FAZLA, DURGUNLUĞUN HABERCİSİ
Merkez Bankası verilerinin dikkat çekici özelliklerinden birinin, ekonomideki durgunluğun habercisi olarak cari fazla verilmesi olduğunu da kaydeden Erdoğdu, Eylül ayında 1,8 milyar dolar cari fazla verildiğini ifade ederek şöyle devam etti:
“Kur maliyetleri nedeniyle ekonominin ithalat yapma kapasitesinin aşınması, cari fazla verilmesinin en önemli nedenlerinden biri. Özelikle Mayıs ayından sonra Türk ekonomisi yüzde 26 daha az ithalat yaptı. İthalattaki önemli daralmaya karşılık, ihracatçının kur fırsatçılığına rağmen önemli bir sıçrama olmadığını görüyoruz. 2009 yılından bugüne kadar Türkiye’nin yıllık ortalama ihracat kapasitesi 148 milyar dolar. Her ay açıklanan ‘ihracatta rekor’ başlıklı haberlerin altındaki gerçek bu. Buna ek olarak ihracatımız ucuz, ithalatımız pahalılaştı. Türkiye gıda, içecek ve tütün; hammadde, yakıt, imalat sektörlerindeki ihracatında 2016’dan beri kayıp yaşıyor. Örneğin genel kayıp yüzde 4 olurken yakıt hariç hammadde ve gıda sektörü kaleminde bu kayıp yüzde 7’yi buldu.”
“2001’DEN DAHA KÖTÜ GÜNLER BEKLİYOR”
IMF’nin son yayınladığı, “Dünya Ekonomik Görünümü” raporunda, 2018 yılı sonu için cari açığın milli gelire oranının yüzde 5,7 olacağı tahmininde bulunduğunu anlatan Erdoğdu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın YEP’inde ise bu oranın yüzde 4,7 olarak ifade edildiğini hatırlattı. Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:
“Türkiye benzer oranda cari açığı 2010 ve 2014 yıllarında verdi. 2001 krizinde cari fazla verilirken, 2009 kriz yılında ise bu oran yüzde 1,76 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla 2018 ile izleyen yıllarda Türkiye’nin performansının 2001 ve 2009’dan daha kötü olacağı söylenebilir. Buna ek olarak aylık bazda cari fazla verilmesi, Türkiye ekonomisinin dövize ihtiyacı kalmadığı anlamına gelmiyor. Aksine 2018 Ağustos ayı itibariyle Türkiye’ye bir yıl içinde girmesi gereken döviz miktarının 175,2 milyar dolar olduğunu bize yine Merkez Bankası söylüyor. Daha yakın zamanda 5 yıllığına 2 milyar dolar borcu 750 milyon dolar faiz ödemek karşılığında bulan bir ekonomiyi daha kötü günlerin beklediğini bilmek gerekiyor.”