09.07.2021

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ’DAN ERDOĞAN’A: “SAYIN ERDOĞAN, GEL DOĞU MASASI SENİ BİR GEZDİRSİN BÖLGEDE"

CHP Parti Örgütü Örgüt Yönetimleri ve Yurtdışı Örgütlenme’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Doğu Masası’nın bir süredir yürüttüğü çalışmalar sonucu partiye katılanlara rozet takmak için geldiği Hakkari’de, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “CHP ülkenin ve bölgenin gerçeklerinden habersiz. Doğu Masası neymiş, bir işlerin peşindelermiş” sözlerine yanıt vererek, “Erdoğan bizi bölgenin gerçeklerinden habersizmişiz diye eleştiriyor. Erdoğan olduğu yerden, yani Saray’dan Türkiye’nin gerçeklerini göremiyor. Sayın Erdoğan, gel Doğu Masası seni bir gezdirsin bölgede. Sen de Türkiye’nin gerçekleri ile yüzleş” diye yanıt verdi.
Törene Adana Milletvekili Orhan Sümer ile Parti Meclisi Üyeleri Nevaf Bilek ve Devrim Barış Çelik de katıldı. Partiye yeni katılan üyelere rozetlerini takan Salıcı, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
KASIMPAŞA DEĞİL SARAYIN DELİKANLISI OLDU
“Değerli Hakkarililer, biz Hakkari’ye hoşgeldik siz Cumhuriyet Halk Partisine hoş geldiniz. Az önce il başkanımız Hakkari’nin sorunlarının bir kısmından bahsetti. Ama Türkiye’nin yaşadığı sorunlar yani hepimizin yaşadığı sorunlar gerçekten ağır. Ortada 19 yıldan beri Türkiye’yi yöneten, son 3-4 yıldan beri de başkanlık sistemi üzerinden Türkiye’yi yöneten bir iktidar ve başkanlık sistemine yani tek adam rejimine geçildiğinden beri hiçbir şeyin iyi gitmediği bir ülkemiz var. 19 yıldan beri ülkeyi yönetiyorlar ve artık geldikleri gibi değiller. Geldiklerinde ne diyorlardı, “Yamalı ayakkabılarla geldik, biz milletin arasından geldik” diyorlardı. Kendisi için “Kasımpaşa delikanlısı” diyorlardı değil mi? Şimdi Saray’ın delikanlısı oldu. Saraylarla yaşıyor ve size tepeden bakıyor.
SARAY’DA BAŞKA HAYAT VAR
Türkiye önemli bir dönemeç noktasında. Bir tarafta Saray’da yaşayan hanedan var. Onlarla beraber olanlar, onlardan iş alanlar, aldığı işe bire beş katarak ihaleyi sonuçlandıranlar. Bir tarafta onlar var. Onların bir eli yağda bir eli balda. Ama öbür tarafta bizler varız. Bu ülkenin 83 milyon vatandaşıyız. İşsizlik var mı, yoksulluk var mı, hak etmediği halde hapise atılanlar, neden atıldığı belli olmayan insanlar var mı, var. Saray’dan bakınca bunlar görünmüyor. Çünka Saray’da başka bir hayat var. Türkiye onların gördüğü gibi bir ülke değil. Türkiye ağır sorunlar altında yaşayan, gençlerin artık gelecekten ümidini kesme noktasına geldiği bir ülke.
ZALİMLE MAZLUM ARASINDA BİR MÜCADELE
Bu düzeni değiştireceğiz. Sizin, bugün içinde katıldığınız mücadele, mazlum ile zalim arasındaki mücadele. Siz mazlumun yanında, bu zalimlere haddini bildirmek için bu siyasi partiye girdiniz. Bu mücadeleyi tamamına erdirmek durumundayız. Türkiye’yi yaşamış olduğu ağır koşullardan çıkartıp, düzlüğe, normalleşmeye götürmek zorunayız.
YENİ BİR DÜZEN KURMAK ZORUNDAYIZ
Bir farklı siyasi partilerin bir araya geldiği Millet İttifakı’nı kurduk. İçinde Saadet Partisi var, İYİ Parti var, Demokrat Parti var Cumhuriyet Halk Partisi var. Normal koşullar altında bir araya gelmeyecek siyasi partiler bir araya geldik. Biraraya geldik çünkü Türkiye’de normal olmayan şeyler yaşanıyordu. Türkiye’yi normalleştirmek için bizim birbirimizle kucaklaşmamız, birbirimize sevgi ile davranmamız gerek. Bizim bir arada Hakkari’si ile Edirne’si ile bu ülkenin bütün vatandaşları ile yeni bir düzeni kurmamız gerek. Bu ülkeyi içine girdiği cendereden hep birlikte, el birliği ile doğusu ile batısı ile, kuzeyi ile güneyi ile düzlüğe çıkarmak zorumdayız. Bu ülkenin özgürlüklere, demokrasiye, dayanışmaya ihtiyacı var. En önemlisi Türkiye’nin barışa, huzura, insanının Türk- Kürt diye, Alevi- Sünni diye ayırılmadığı yeni bir döneme ihtiyacımız var. “Sen bu ülkenin vatandaşısın, benim kardeşimsin, yoldaşımsın. Nereli olduğun, hangi dili konuştuğun, neye inandığın önemli değil” denildiği bir anlayışa ihtiyacımız var. Bizim bütün bunların üzerinde siyasi ayrışmaların olabileceği ama siyasi ayrışmaların düşmanlığa dönüşmediği bir Türkiye’ye ihtiyacımız var.
İKTİDARI MHP YÖNLENDİRİYOR
Şu anda Türkiye’yi Cumhur İttifakı yönetiyor. Bir parçası Adalet ve Kalkınma Partisi öbür parçası Milliyetçi Hareket Partisi. Aslında Cumhur İttifakı’nı, yani iktidarı, yani Adalet ve Kalkınma Partisi’ni bildiğiniz MHP yönlendiriyor. Adalet ve Kalkınma Partisi kendi iddialarını bir yana bırakmış küçük ortağını üzmeden, kırmadan Türkiye’yi seçimlere kadar götürme derdinde. Aslında şu anda Türkiye’de MHP’nin sözü bir adım önde. İşin içinde bir de çeteler var, mafya var, her gün ortaya yayılan iddialar var. Bu iddialar için bir şey yapmaktan çekinen, Türkiye’de adaleti, huzuru ve geleceği doğru noktada tesis etmekten uzaklaşmış bir iktidar var.
SENİN DEĞERLERİN TÜRKİYE’NİN DEĞERLERİ
Bu ülkede Kürt sorunu var mı? Evet var. Lafı döndürüp dolaştırmadan söyleyebiliriz; bu ülkede terör de var, terör sorunu var ve bu ülkede Kürt sorunu var. Yapılacak olan şey şu: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü içinde, üniter yapısı içinde, demokratik mekanizmaları kullanarak, demokrasiyi ilke edinerek bizim Türkiye’de Kürt sorununu çözmemiz gerekiyor. Kürt sorununu çözdüğümüz gün ki -bu yıllardır süren, katmerleşmiş, başka sorunları da beraberinde getiren bir sorun- Kürt sorunun çözdüğümüz zaman sadece Türkiye’nin toplumsal huzuru değil, komşuları ile olan ilişkilerinde de önemli bir mesafeyi almış olacağız. Bizim ne senin konuştuğun dille, ne senin inancınla, ne senin değerlerin ile sorunumuz yok. Senin değerlerin bizim değerlerimiz, senin değerlerin Türkiye’nin değerleri. Bunu böyle anlayıp böyle çözmemiz gerekiyor. Devletin baskıcı olmadığı, vatandaşına tepeden bakmadığı, vatandaşına emir verip zorlamadığı ama vatandaşına hizmet ettiği bir devlete ihtiyaç var.
GELİN DEMOKRASİYİ KURALIM
Türkiye zengin bir ülke. Kaynağı nereye aktaracağına doğru karar verirsen Türkiye zengin bir ülke. 3-5 müteahhite harcarsan o beşli çetenin sözcüsü olursun. Eğer 83 milyonu geçindirmek, kalkındırmak için kaynağı harcarsan o zaman halkın sözcüsü olursun. Biz o parayı 83 milyon vatandaşımız için harcayacağız. Bu ülkenin bütçesi de kaynakları da var. Bu ülke zengin bir ülke. Gelin bu zenginliği hep beraber adaletle bölüşelim. Gelin demokrasiyi kuralım o demokrasiyi beraber geliştirelim. O demokrasi hepimizin hayatını daha iyi bir noktaya getirecek bir demokrasi olsun. Türkiye’yi beraber yönetelim, beraber zenginleştirelim. Türkiye’yi hakça bir şekilde bölüşülen bir ülke haline getirelim. Sadece Türkiye’yi içinde değil dışında da gururla savunabileceğimiz bir ülke haline getirelim.
ERDOĞAR BİZE LAF ATMIŞ
Bugün Erdoğan Diyarbakır’da bize laf atmış. Biz buraya Doğu Masası kapsamında geldik. Cumhuriyet Halk Partisi bir Doğu Masası oluşturdu. Doğu Masası’nda Maraş’tan Ardahan’a kadar 24 il var. İçinde Parti Meclisi üyelerimiz, milletvekillerimiz, partinin farklı kademelerinde arkadaşlarımız var. Erdoğan dedi ki, “Cumhuriyet Halk Partisi ülkenin ve bölgenin gerçeklerinden habersiz. Doğu Masası neymiş, bir işlerin peşindelermiş”… Buraya geliyoruz, sizin açlığınızı, yoksulluğunuzu, esnafın, hayvancılıkla uğraşanların sıkıntısını, sınır ticaretinde yaşanan sıkıntıları biz görüyoruz. Elektrik sıkıntısını biz görüyoruz. Ortak sorunlar ya da bu bölgeye has sorunlar var. Biz bu sorunları görüyoruz. Biz bu sorunları görmüyorsak, Türkiye’nin sınır noktasındayız. Sivas’ın ötesine geçemez Cumhuriyet Halk Partisi diyenler, biz sınır noktasındayız. Daha arkası yok. Daha arkasına geçmek için pasaport lazım. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’ne Hakkari’de katılım oluyor mu? Daha nereye gidelim. Dün Cizre’de katılım oldu. Buradan Van ve Muş’a geçeceğiz. Muş’ta da katılım olacak. Bölge insanı Cumhuriyet Halk Partisi ile geleceğin iktidarını beraber kuruyor. Bu iktidar hepimizin iktidarı olacak. Geleceğin iktidarı olacak. Erdoğan bizi bölgenin gerçeklerinden habersizmişiz diye eleştiriyor. Erdoğan olduğu yerden yani Saray’dan Türkiye’nin gerçeklerini göremiyor. Sayın Erdoğan, gel Doğu Masası seni bir gezdirsin bölgede. Sen de Türkiye’nin gerçekleri ile yüzleş.
AĞIR SORUNLARIMIZ VAR
Bizim ülke olarak ağır sorunlarımız var. Türkiye kötü yönetiliyor. Ama umutsuzluğa yer yok. CHP önümüzdeki sorunları çözecek kadroları var. Cumhuriyet Halk Partisi’nde önümüzdeki süreci kuracak liderlik var. Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu liderliğinde Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’yi düze çıkartacak bir siyaseti izliyor. Bunu 31 Mart seçimlerinden biliyoruz. Ankara, İstanbul, Adana, Mersin gibi birçok büyükşehirde Cumhuriyet Halk Partisi li belediye başkanları var. 11 büyükşehir, 10 il belediyesi, toplamda 250 civarı belediye var.
SÖYLEDİKLERİNİN YALAN OLDUĞU ÇIKTI
Her 2 vatandaşımızdan biri Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden hizmet alıyor. Soruyoruz, memnun musunuz? Evet memnunuz diyorlar. İktidar bizim belediyelerimizin hizmet vermemesi için her şeyi yapıyor. Aş evi için bağışları topladılar. Askıda fatura uygulaması ile bir vatandaş bir başka vatandaşın faturasını ödüyor. Doğalgaz faturası ödüyor. Dayanışmadır bu. Kim kimin faturasını ödüyor bilmiyor. Birçok Cumhuriyet Halk Partisi li belediye sosyal yardım yapıyor. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler gelirse size sosyal yardım yapmazlar keserler, o nedenle bizim partimize oy verin diyorlardı. Ne oldu? 2 yılda Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları şov yapmadan, kimseye gösterişte bulunmadan, bütçeleri azalmasına rağmen sosyal yardım yaptı. Söylediklerinin yalan olduğu ortaya çıktı mı, çıktı.
NE DEMEK SENİN SEÇTİĞİN BELEDİYE BAŞKANINI TANIMAMAK
“Cumhuriyet Halk Partililer, sizin haklarınıza da müdahale eder” diyorlardı. 2019 seçimlerinin sloganıydı, beka meselesi. “Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verirseniz Türkiye uçuruma gider” diyorlardı. 2 yıldan beri Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları yönetiyor. Türkiye’nin başına bir kötülük mü geldi! Ama Saray iktidarında iyiye giden hiçbir şey yok. Ne dış politika ne eğitim ne de sağlık, ekonomi iyi gidiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi demek, senin seçtiğin belediye başkanlarını tanımamak, benim atadığım belediye başkanları yönetecek demek. Adalet ve Kalkınma Partisi kayyımları bu ülkenin başına bela etmek demek. Adalet ve Kalkınma Partisi siz bir seçim yaptınız ama, İstanbul seçimlerinde de oldu, 14 bin oyla olmaz demek. Bir daha seçime gitmek demek. Oyunun kurallarını değiştirip mızıkçılık yapmak demek. Ne oldu, gittik seçime, 800 bin fark oldu. Ben size teşekkür ediyorum. İstanbul seçimlerinde verdiğiniz destek için ben size teşekkür ediyorum.
CHP BU KATILIMLARLA BÜYÜYECEK
Bu kadar yolu kat edip Hakkari’den İstanbul’a gidenler oldu. İstanbul’da olmayan orada tanıdığını, akrabasını aradı. Onu da yapmayan hayır duasında bulundu. Hepsinden Allah razı olsun. Sizlerle beraber, bu katılımlarla beraber Cumhuriyet Halk Partisi büyüyecek. Sandıkların başında daha çok Cumhuriyet Halk Partili olacak. O sandık geldiği gün, o erken seçim yapıldığı gün bizler Hakkari’den Ankara’ya sizin sayenizde bir mesaj göndereceğiz. Diyeceğiz ki “senin dediğin gibi değil Hakkari, Şırnak, Muş, Diyarbakır. Burada bir dip dalga var. Onlar sana karneni gösterecek.” Ne zaman seçimde.
BU İKTİDARIN HİKAYESİ BİTTİ
Ben size teşekkür ediyorum. CHP’ye katılım gösteriyorsunuz. Türkiye’nin sorunlarının farkındasınız. Bundan sonra bu iktidarın bu sorunları çözme kapasitesinin olmadığını da görüyorsunuz. Bu iktidarın hikayesi bitti. Türkiye’nin geleceğini yeni iktidarı kuracak. İlk seçimlerde bu tescil edilecektir. O nedenle geldiğiniz ve bu mücadeleye destek verdiğiniz için teşekkür ediyorum.