08.10.2020

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AKIN: YEP’İN ENERJİ SEKTÖRÜ HEDEFLERİ NET DEĞİL

-ENERJİYİ “İYİ NİYET BEYANLARI” İLE YÖNETEMEZSİNİZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın Yeni Ekonomik Programında (YEP) enerji sektörüne dair hiçbir net hedefin yer almadığını söyledi. Ahmet Akın, “YEP’te enerji adına net bir hedef konulmamış, ama adı program. Programın net bir amacı ve hedefi olur. Açıklanan manzume, iyi niyet beyanından öte bir şey değil. İyi niyet beyanları ile enerjiyi yönetemezsiniz. Türkiye’nin ekonomisinde enerjinin yeri tüm sektörlerde can damarı rolündedir. Net hedefler ortaya koymalısınız ” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, açıklanan YEP ile yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin artırılacağı vaadinin verildiğini ancak dışa bağımlılığın devam ettiğini vurguladı. Akın, “Her şeyden önce yerli enerji kaynağı ile ısıl değeri düşük kömür ile enerji üretiminden vazgeçilmesi gerekiyor. Yenilenebilir enerjide geride bırakılan 15 yıla rağmen teknolojide, makine parkında dışarıya bağımlılık devam ediyor. Enerji verimliliği konusunda dünyadaki iyi uygulamaların yüzde 10’nu bile 18 yıllık iktidar döneminde hayata geçmedi. Neden enerji verimliliğinde hala pilot uygulamalar dışında hizmetten, sanayiiye, finansman yapılarından danışmanlık yapılarına kadar entegre bir çözümü hayata geçiremedik. Sadece niyet etmek ve bu anlamda beyanda bulunmak inandırıcılığını kaybetmiş iktidarın oyalama taktiğinden başka bir şey değil” diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, sıfır atık uygulamaları, yeşil ekonomi ve sürdürülebilir çevre, iklim değişikliği, enerji, sanayi veya teknoloji yatırımlarının finansmanı gibi konulara da yer verilen YEP ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sıfır atık uygulamaları yeşil ekonomi ve sürdürülebilir çevre bakış açısıyla yaygınlaştırılmaya devam edileceğini söyleyebilmek için, üretimde ciddi bir dönüşüm gerekmektedir. YEP’te yer alan ifade yeşil-döngüsel ekonomi anlayışından çok uzaktır. Konuya hala sosyal sorumluluk projeciliği olarak yaklaşılmaktadır. Ne yapılacak? Hangi zamanlama ile neler hedefleniyor, bilinmemektedir. İklim değişikliği ve diğer riskler ile ilgili olarak diyebiliriz ki, aksiyon planından daha çok niyet beyanı gibi ciddiyeti olmayan program olmuş. İklim değişikliği konusunda ülke olarak henüz yol haritamız belirli değil, sanayiinin karbon yükü nasıl azaltılacak, enerji kaynaklı sera gazı emisyonları nasıl azaltılacak. Program bu konularda birşeyler söylüyor mu? Tabii ki “hayır”. Ayrıca, enerji, altyapı ve teknoloji finansmanında sermaye piyasası ürünlerinden faydalanabilmek için ülkenin önce yatırım yapılabilir olması gerekir. Dünyada yeşil ve iklim tahvilleri ile bu alanlarda uzun ve cazip finansman imkanları vardır, maalesef Türkiye bu ülkeler liginden çok uzaklarda. Neden Türkiye hala kendi enerji türbinlerini üretmiyor, neden hidroda, güneşte, rüzgarda ve hatta biyo-yakıtta dışa bağımlıyız, bunu önleyecek bir ekonomik program neden oluşturulmamıştır.”