11.12.2020

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AÇIKEL: “SARAY REJİMİ YIKILIYOR, ZAMAN YENİLMİŞLİK PSİKOLOJİSİ VE ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİĞE KAPILMA ZAMANI DEĞİL”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel’in yazılı basın açıklaması şöyle:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin öncülük ettiği Millet İttifakı, 2019 yılındaki yerel seçimlerde, dünyadaki demokratik gerileme ve sağ popülist otoriterleşmeye karşı tarihe geçecek değerde bir başarı kazandı. Ancak Türkiye’de güncel siyaset çok hızlı aktığı ve Kovid-19 pandemisi gündemi meşgul ettiği için, CHP’nin demokratik tüm muhalefeti bir araya getirmesinin önemi ve etkileri yeterince idrak edilmiyor.
Türkiye, tek adam rejiminin kötü yönetimi yüzünden, hak etmediği derin bir buhran yaşıyor; her geçen gün daha da yoksullaşıyor. Saray ise mevcut Kovid-19 krizine ve derinleşen sosyal ve ekonomik krize çare olmaktan çok uzak, hiçbir inandırıcılığı olmayan yapay gündemlerle ve samimiyetten uzak reform söylemleriyle yurttaşlarımızı oyalamaya çalışıyor.
CHP olarak milletvekilleri, PM üyeleri, MYK üyeleri, il/ilçe başkanları ve tüm örgütümüzle birlikte halkımızın nerede sorunu varsa oradayız ve derinleşen ekonomik buhrana karşı 83 milyon yurttaşımızın yanında yer alıyoruz. CHP Ekonomi Masası olarak geçtiğimiz ay Mersin, Adana ve Hatay ziyaretlerimiz, tüm Türkiye’de 81 ile yaptığımız KOBİ ziyaretlerimiz ve bu ziyaretlerin yansımaları bize Türkiye’de Saray iktidarının yol açtığı yıkımı ve tek adam rejiminin bir geleceğinin olmadığını net bir şekilde göstermeye başladı.
CHP’li belediyelerin başarıyla hizmet ettiği bu süreçte, CHP’li belediye başkanları vahim tabloyu hafifletmek için ellerinden geleni yapıyor aksi takdirde bugünkü sosyal ve ekonomik krizin yarattığı yıkım çok daha ağır olabilirdi. Bunu tüm yurttaşlar da takdir ediyor.
Bu nedenle, güvenilir ve rasyonel tüm kamuoyu araştırmalarında, Cumhur İttifakı’nın oyu %45 bandına düşmüş durumda. Derin buhrandan ötürü, Cumhur İttifakı’nın 5-6 puana yakın kaybı olduğunu görüyoruz. Millet İttifakı ve diğer siyasi partilerin oy toplamı ise %50’in üzerinde. Aradaki 5-6 puanlık fark kapanmıyor, aksine açılıyor. Dolayısıyla; yurttaşlarımızın hiçbir biçimde yenilmişlik psikolojisine ve öğrenilmiş çaresizlik refleksine savrulmadan, aydınlık bir gelecek için enerjisini biriktirmesi gerekiyor.
Türkiye, Sarayın tek adam rejiminin enkazını kaldıracak ve Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılı’na Türkiye’ye layık olduğu biçimde ulaştıracak kadrolara, vizyona ve kararlılığa sahiptir.
Yapılan kamuoyu araştırmalarında özellikle Cumhur İttifakı’na oy veren dindar, muhafazakar, milliyetçi ve kürt seçmen gruplarında kararsız seçmenlerin yükselişte olduğunu ve %25’e varan bir kararsızlık olduğunu görüyoruz. Yani detaya baktığımızda kararsız seçmenlerin büyük çoğunluğunun AKP’den ve MHP’den koptuğunu görüyoruz. Kararsız seçmenlerin yükselmesinde iktidarın politikalarından memnuniyetsizlik kadar Kovid-19 döneminin getirdiği karamsar bir ruh halinin etkisi de var. Bu da etken. İnsanlar şu an, siyaseti izliyor. Kim benim derdime derman olabilir diye bakıyor. CHP’nin ekonomik buhrandan çıkış yönündeki etkin politikalarının ve yerel yönetimlerinin gayretlerinin daha önce CHP’ye oy vermeyen seçmenlerde de takdir aldığını görüyoruz. CHP’nin söylemleri tüm partilerde ve liderlerin demeçlerinde de büyük kabul görüyor. Buna da dikkat çekmek isterim.
Erken ya da zamanında olacak bir seçim sürecine girildiği zaman iktidar bloğundaki erime daha da hızlanacaktır. Aynı zamanda burada, CHP’nin oylarını artırması kadar demokrasiden yana tavır alan diğer siyasi partilerin de oylarını artırıyor olmasının da önemine dikkat çekmek gerekiyor.
Toplumun %60’ına yakın bir bölümü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube sisteme karşı. Bu oran, AKP ve MHP seçmenlerinde de yükselişte. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş arzusunun olduğu açık bir biçimde görülüyor.
AKP, %30'lere kadar gerileyen, siyasi desteği ve siyasi meşruiyetini de kaybettiği bir kırılganlık içinde. Bu kırılganlığı gizlemek için, Sarayın propaganda aygıtları, sürekli olarak CHP başta olmak üzere tüm muhalefet partilerine yönelik karalama kampanyaları içinde. Ancak, hangi yöntemleri denerlerse denesinler, Türkiye’nin yurtseverleri ve demokratları geri adım atmıyor. Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılı’nda; Cumhuriyet Halk Partisi’nin önlüğünde Türkiye, yeniden güçlü bir parlamenter sisteme ve demokratik bir anayasaya kavuşacak, buna tüm gücümüzle inanmamız ve destek vermemiz yurttaşlık ödevidir.”