24.04.2020

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, TV5 ANA HABER BÜLTENİNE KATILDI

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV5 Ana Haber Bülteninde Gazeteci Hasan Basri Akdemir'in sorularını yanıtladı.


Hasan Basri AKDEMİR- Cumhuriyet Halk Partisi lideri, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu var. Sayın Kılıçdaroğlu yayınımıza hoş geldiniz.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Teşekkür ederim, hoş bulduk efendim.
Hasan Basri AKDEMİR- Efendim öncelikle hayırlı ramazanlar diliyorum. Ramazanın ilk günündeyiz, iftar saatini bekliyoruz. Ramazan sizin için neler ifade ediyor onunla başlayalım isterseniz.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Efendim bizi izleyenlere, bütün dostlara, bütün vatandaşlara hangi görüşten, hangi kimlikten, hangi inançtan olursa olsun hayırlı ramazanlar diliyorum. Ramazan bize sevginin, hoşgörünün, kardeşliğin egemen olduğu bir süreci hatırlatıyor. Bir ay içeresinde dua edeceğiz, Rabbimize dua edeceğiz, güzel şeyler isteyeceğiz, dualarımızın gerçekleşmesini isteyeceğiz, memleketimizde huzur isteyeceğiz. Eskiden tabi komşularla arada bir ramazan dolayısıyla ya onlar bizi iftira davet ederdi veya biz onları veya siyasetçi olarak arada bir giderdik iftar sofraları olurdu caddelerde, sokaklarda, meydanlarda, oralara katılırdık, vatandaşlarla birlikte olurduk. Ama bu Covid-19 dolayısıyla bunlar maalesef olmayacak galiba. Evlerimizde kutlayacağız, evlerimizde iftarımızı açacağız, dualarımızı yapacağız.
Dolayısıyla ben ramazan ayını biraz daha düşünme, ibadet etme, nefsimizi terbiye etme, insanlara hoşgörüyle bakma, toplumun huzur içinde yaşaması için dua etme... Böyle bir şey anlıyorum, böyle bir anlayışım var ramazan ayında. Bütün toplum bir anlamda birbirine kenetlenebilmeli, kardeşlik bağlamında, sevgi bağlamında, dostluk bağlamında bağlanmalı, fakirlere yardım etmeliyiz, yoksullara yardım etmeliyiz, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeliyiz, hastalara bakmalıyız. Yani iyilikte yarışma diye bir düşünce var, malum bizim inancımızın da öngördüğü temel kurallardan birisidir; iyilik yapmalıyız, kötülüklerden, kinden, öfkeden, önyargıdan arınmalıyız. Allah’ın yarattığı en değerli varlık olan insana sevgiyle, hoşgörüyle bakmalıyız. Farklı düşünceleri olabilir arkadaşlarımızın, bazı insanların. Farklı düşünceleri de zenginlik olarak kabul etmeliyiz, onların düşüncelerine de saygı göstermeliyiz. Yani sevgiyi, yani hoşgörüyü, yani kardeşliği, yani birlikte yaşamayı, hep birlikte bir arada huzur içinde yaşamayı, ibadetimizi huzur içinde yapmayı hepimiz arzu ederiz. Bu bağlamda bizi dinleyen bütün vatandaşlarıma, dinlemeyen bütün vatandaşlarıma, İslam âlemine ramazanın hayırlar getirmesini temenni ederiz.
Hasan Basri AKDEMİR- Efendim, ramazan hayırlar getirsin inşallah. Dün Meclisimizin 100’üncü kuruluş yıldönümüydü, 23 Nisan’dı. Liderlerin Meclis Özel Oturumunda yer alması gerektiğini özellikle vurguladınız. Bu yönde açıklamalarınız oldu. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hariç bütün liderler Meclis Özel Oturumundaydı. Korona Virüs tedbirlerini de düşündüğümüzde neden Mecliste bütün liderlerin olması gerektiğini vurguladınız?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Sayın Akdemir, şimdi 100’üncü yıl yani TBMM’nin açılışının 100’üncü yılı. 100 yıllık dönemler toplumların tarihinde önemlidir. Dolayısıyla 100 yıllık dönemlere herkes bir anlamda daha farklı bir gözle bakar. Cumhuriyetin 50’nci yılında hep beraber toplum olarak Cumhuriyeti kutladık. Bu yıl işte TBMM’nin 1002’üncü yılı. 100’üncü yılı da Korona Virüse rağmen hepimiz evde, bazen işte parlamentoda bir şekliyle bir araya gelerek bayramımızı kutladık. Yani yeni bir dönem, yeni bir çağ, yeni bir birliktelik, düşmanı yenmişiz, parlamentoyu kurmuşuz, TBMM’yi oluşturmuşuz, aradan 100 yıl geçmiş, demokrasiye geçmişiz, demokrasiyi taçlandırmışız, cumhuriyetimizi demokrasiyle olabildiğince. Sorunlar yaşamışız, o sorunları aşmasını da bilmişiz. Yani 100 yıllar aslında insanlığın tarihinde de, devletlerin tarihinde de, kurumların tarihinde de dönüm noktalarıdır ve bu dönüm noktaları bir anlamda hem geçmişe bakıp geçmişteki başarılarımızı, geçmişteki hatalarımızı, eksikliklerimizi görme ama aynı hataları tekrar etmeden güzel bir gelecek inşa etme, bir gelecek perspektifi çizme tarihleridir 100 yıllar. Ben böyle bakarım, böyle olması lazım.
Bu bağlamda da grubu olan bütün siyasi parti liderlerinin parlamentoda olması çok değerliydi, olması gerekirdi. Sayın Erdoğan’ın da olması gerekirdi. Çünkü şöyle bir gerekçe söylendi, efendim geçmişte de bazı Cumhurbaşkanları meclisteki 23 Nisan törenlerine katılmadı diye. Ama onların hiçbirisi bir partinin Genel Başkanı değildi gerçekten Cumhurbaşkanıydı, cumhurun başkanıydı. Ama Sayın Erdoğan aynı zamanda AK Partinin Genel Başkanı. Dolayısıyla diğer Genel Başkanlar nasıl geldiyse, mesela Meral Hanım milletvekili olmamasına rağmen geldi, parlamentoda kendisine ayrılan yerde o da konuşmaları dinledi, milletvekillerinin konuşmaları bir şekliyle orada 100’üncü yılı anma dolayısıyla bir şekliyle ifade edildi. Sayın Erdoğan’ın da orada olmasını isterdik, o da düşüncelerini açıklasın isterdik. Önümüzdeki 100 yılda Türkiye’nin hedefi nedir, neler yapacak, neler yapmalı, önümüzdeki 10 yılda, 20 yılda, 30 yılda biz hangi hedefleri koymalıyız, koyabilmeliyiz bunları yapabilmeli, bunları yapmalıydık aslında. Grubu olsun olmasın milletvekili arkadaşlara da yani diğer partilerden grubu olmayan ama parlamentoda temsilcisi olan milletvekili arkadaşlara da söz verildi onlar da kalktılar kendi düşüncelerini bir şekliyle aktardılar. Ben tabi doğrusunu isterseniz Sayın Erdoğan’ın orada olmasını isterdim. Çünkü Sayın Erdoğan 1. Mecliste de yoktu TBMM’nin. Orada da 100’üncü yıl dolayısıyla olması gerekirdi. Eski binayı görünce, parlamentonun yani ilk TBMM binasını görünce, o sıraları görünce, oradaki gaz lambalarını görünce Cumhuriyetin öyle kolay kurulmadığını, zor şartlarda kurulduğunu, büyük fedakarlıklar yapıldığını çok daha rahat görüyorsunuz. Ve o zaman 100 yıllık bir tarihin bizim toplumumuzdaki değerini de hepimiz daha iyi kavrıyoruz.
Hasan Basri AKDEMİR- Süremiz çok kısıtlı o yüzden sizden kısa kısa cevaplar rica edeceğim. FETÖ, PKK, paralel yapı, devlet içinde devlet ve benzeri gibi CHP’li belediyelere iktidar kanadından bazı sözler söylendi. Çok kısa bunları nasıl değerlendirdiğinizi de öğrenmek istiyorum.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Efendim her türlü teröre, insana ve insanlığa kasteden her türlü teröre karşıyız. Bize bu suçlamayı yapanlar dönüp kendilerine baksınlar. Son seçimlerde, yerel yönetim seçimlerinde gidip İmralı’ya adam gönderip de Abdullah Öcalan’dan destek isteyenler bunlar değil miydi Allah aşkına! Şimdi ramazanın birinci gününde bunu konuşmak istemezdim ama gerçekten de bir belediye halka bedava, parasız ekmek verecek, fakir ihtiyaç sahibi cebinde parası yok, ekmek verecek, yasaklıyorsunuz. Su fiyatlarını indirecek, yasaklıyorsunuz. Her şeyi yasaklıyorsunuz. Ya bu insana hizmet ediyor, insanlığa hizmet ediyor, çocuklara hizmet ediyor. Bunu siz nasıl terörle yani yardımı terörle bağdaştırıyorsunuz?  Allah akıl fikir versin, ne deyim ben başka, söyleyeceğim bu.
Hasan Basri AKDEMİR- Efendim dün Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na bu stüdyoda sorduğum soruda sizin Cumhuriyet Gazetesindeki makalenizi örnek göstererek işte dünyanın bütün demokratları birleşin çağrısı yaptınız, Sayın Karamollaoğlu’na bu soruyu sordum böyle bir ihtiyaç hasıl olur mu diye, ayrıca Türkiye’deki yansıması ne olur eğer böyle otoriterleşmeye giderse dünya diye. Kendisi Türkiye’de böyle bir şeye tevessül ederlerse hem başarısız olurlar millet izin vermez, hem de kaybederler dedi. Kim olursa olsun, iktidar olsun ya da başka birisi olsun. Hem bu sözlerinizi, hem de Sayın Karamollaoğlu’nun değerlendirmesini nasıl buluyorsunuz? Böyle bir otoriterleşme eğilimi mi var ve buna karşı birleşme nasıl sağlanacak?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Efendim, Sayın Karamollaoğlu siyaset dünyasında sağduyuyu temsil eden bir siyasetçi. Demokrasi hepimiz için geçerli olan bir kavram. Neden? Ben de düşüncelerimi söylemeliyim, benim gibi düşünmeyen insan da düşüncelerini söyleyebilmeli. Ben de inancımı yerine getirebilmeliyim, benim gibi inancını yerine getirmeyen ama başka türlü inanca sahip olan da, ona da saygı duymalıyız. Kimlikler konusunda da kavga etmemeliyiz. Herkesin kimliğine de saygı duymalıyız. Kişinin kimliğine, kişinin inancına, kişinin yaşam tarzına, kişinin düşüncelerine saygı göstermeliyiz. Allah’ın bize verdiği en değerli şey akıldır. Aklımızı kullanmayacak mıyız? Kullanacağız. Aklımızı kullanacaksak ayrışmamamız lazım, bir arada olmamız lazım ve bunu bir araya getirmemizin temel nedeni de demokrasidir. Demokratların bileşmesini istedim; otoriter rejimler varsa demokratların bir araya gelmesi lazım, düşünce özgürlüğünü savunanların, inanç özgürlüğünü savunanların, yaşam tarzı özgürlüğünü savunanların bir araya gelmesi lazım. Bir araya geldiğimiz zaman daha güçlü oluruz, bir araya geldiğimiz zaman sesimiz daha gür çıkar, bir araya geldiğimiz zaman ülkeye huzuru getiririz, ülkeye refahı getiririz, ülkeye barışı getiririz. Sonuçta kavgadan değil huzurdan yana, kavgadan değil barıştan yana, kavgadan değil özgürlükten yana bir tavır takınacağız.
O bağlamda Sayın Karamollaoğlu’nun söylediği çok değerlidir. Benim açımdan da çok değerlidir. Ama bu ülkenin iyiliğini, hayrını, huzurunu isteyenler için de çok değerlidir. Ben Sayın Karamollaoğlu’na buradan teşekkür etmeyi de bir görev biliyorum.
Hasan Basri AKDEMİR- Efendim biz de sizlere teşekkür ediyoruz, ramazanın ilk günü TV5 Ana Habere katıldığınız için. Ağzınıza sağlık, çok teşekkürler.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Sağ olun efendim, hayırlı ramazanlar diliyorum bütün vatandaşlarıma.