25.03.2019

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU İSTANBUL ÇEKMEKÖY’DE… (24 MART 2019)

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU İSTANBUL ÇEKMEKÖY’DE…
(24 MART 2019)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:
-"Nerede bir mazlum varsa bu kardeşiniz o mazlumun yanında olacaktır. Ben bunu söyleyince beyefendi rahatsız oluyor. 'Bay Kemal konuşuyor.' diyor. Bay Kemal konuşacak tabii. İşçinin, çiftçinin, esnafın, tüccarın derdini kim dile getirecek? Bunları birinin dile getirmesi lazım. Vatandaşın dünya kadar derdi var."
Genel Başkan Kılıçdaroğlu,İstanbul Çekmeköy Madenler Meydanı'nda düzenlenen mitingde şöyle konuştu:


Efendim merhabalar, siz bu işi bitirmişsiniz vallahi öyle görünüyor. Seyfettin Başkanı dinledim, size sözler verdi, verdiği her sözün ben de arkasında duracağım, siz de arkasında duracaksınız. Çekmeköy’ü gerçekten İstanbul’un güzel bir markası haline getirecek. Risk üstleniyor, iş dünyasından geliyor, ne olup ne olmadığını gayet iyi biliyor, insanı seviyor, hizmet etmeyi seviyor, en büyük özelliği, dile getirdi hiçbir vatandaş arasında ayrım yapmayacak, herkesi kucaklayacak. Efendim falan mahalle bana oy vermedi, falan kişi bana oy vermedi, öyle bir şey yok herkese eşit hizmet. Ama sadece bir konuda ayrımcılık yapmasını istiyorum, eğer bir mahalle fakirse o mahalleye biraz daha torpil yapacak, daha fazla hizmet götürecek. Dolayısıyla sosyal adaleti sağlayacak.
Bir şey daha, bütçe görüşmelerinde dedim ki, “asgari ücret net 2 bin 200 lira olsun”, yapmadılar 2 bin 20 lira yaptılar. Bizim bütün belediyelerde asgari ücret net 2 bin 200 lira. İnşallah Allah izin verir, sizler de takdir ederseniz Seyfettin Başkanı 1 Nisan’da başkanlık koltuğuna oturtacağız. Çekmeköy’ün kaderini değiştirecek, güzel bir şey yapacak. 1 Nisan’dan itibaren Çekmeköy belediyesinde asgari ücretle çalışanların asgari ücreti 2 bin 20 lira değil 2 bin 200 lira olacak, birinci söz.
İkinci söz, biz kimsenin aşıyla, işiyle uğraşmayız isteriz ki herkesin işi olsun, herkesin aşı olsun. Dolayısıyla 2 bin 200 lira yapacak asgari ücreti ama hiçbir işçinin işine son vermeyecek, herkesi kucaklayacak. Efendim bu sözleri hepinizin önünde ben alıyorum, verdiği sözler var; burslar var, kreşler açacak, bunların hepsini yapacak, bunun imkanları var ve bu imkanları yaratacak olan da sizin belediye başkanınız olacak. Siz ona güvendiğiniz sürece biz de sonuna kadar güveneceğiz. Beraber güven içinde Çekmeköy’e güzel hizmetler götüreceğiz. Bu bizim görevimiz. Bizim aynı zamanda namus borcumuz. Nerede bir söz verdiysek sözün arkasında kapı gibi dururuz.
Geliyorum başka bir konuya, şimdi konuşuyorlar efendim diyorlar ki bakın, “ayın 31’inden sonra 2,5 milyon kişiye istihdam yaratacağız.” 17 yıldır bu memleketi kim yönetiyordu? Niye ayın 31’inden sonra, niye 1 Nisan’dan sonra? Daha önce yaratsana millet gelsin sana oy versin. Lafla peynir gemisi yürümüyor beyefendi, sen kaç yıldır bu memleketi yönetiyorsun? 17 yıldır yönetiyorsun, 17 yıldır tek başına yönetiyorsun. 17 yıldır istediğini yaptın, 17 yıldır istediğin kararnameyi çıkardın, 17 yıldır istediğini bakan yaptın, 17 yıldır bütün yandaşlarına, sanayi çevresine iş buldun, 17 yıldır senin etrafındakilerin hepsinin çoluğu, çocuğu vs. yedi göbeği herkesin işi oldu.
Peki vatandaş? 8 milyon vatandaşın işi yok. Son bir yılda 1 milyon 11 bin kişi işinden oldu. 1 milyon eve ekmek gitmemesi ne demektir? 1 milyon kişinin gelirinin olmaması ne demektir? 1 milyon hanede çocukların yatağa aç girmesi ne demektir? 1 milyon hanede babanın oğluna, kızına harçlık vermemesi ne demektir? Saray biliyor mu, yakınları biliyor mu, çevresi biliyor mu? Ama biz biliyoruz. O nedenle Başkana söyledim Çekmeköy’de başkanlık yaptığın süre içinde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Her evde aş, her evde iş olacak, her evde bereket olacak. Bunu yapacağız.
Bir şey daha söyleyeyim, ben bunları söyledikçe, işsizliği anlattıkça, yoksulluğu anlattıkça, Türkiye’nin sorunlarını dile getirdikçe tahammül edemiyorlar, kızıyorlar. Efendim ben sana gösteririm, efendim sen dokunulmazlığa güveniyorsun da, o nedenle göreceksin avukatlarıma talimat verdim. Kime verirsen ver, vermezsen namertsin! Hiç kimsenin önünde bu kardeşiniz asla diz çökmez emin olun. Ben onun gibi değilim Trump telefon edecek papazı serbest bırakacaksın. Biz yer miyiz o numaraları? Her yerde onurumuzla ve gururumuzla duracağız. Zalimin önünde asla diz çökmeyeceğiz, zulme asla alet olmayacağız, nerede bir mazlum varsa bu kardeşiniz o mazlumun yanında olacaktır, bundan emin olmanızı isterim.
Ben bunu söylediğim zaman beyefendi rahatsız oluyor, efendim “Bay Kemal konuşuyor” diyor. Bay Kemal konuşacak tabi; işçinin derdini kim dile getirecek, çiftçinin derdini kim dile getirecek, esnafın derdini kim dile getirecek, tüccarın derdini kim dile getirecek? Bütün bu dertleri birilerinin dile getirmesi lazım. Vatandaşın dünya kadar derdi var, ona göre hiç dert yok. Bakıyor mutfağa, mutfakta her şey var. Diyor ki o zaman herkesin mutfağı da böyledir. Çocuklarına bakıyor herkesin işi var, herkesin gücü var, bir eli yağda, bir eli balda. Sanıyor bütün çocuklar öyle. Dünya öyle değil, dünya farklı bir dünya. Eğer bir memlekette 8 milyon işsiz varsa, bir memlekette binlerce çocuk yatağa aç giriyorsa, bir memlekette 6 milyon kişi sokaktan geçiniyorsa, bir memlekette anneler babalar çocukları işsiz diye evde huzur içinde yaşamıyorlarsa o memleketin değişime ve dönüşüme ihtiyacı vardır. O memleketin birlikte hareket etmeye ihtiyacı vardır. O memleketin kararlılıkla hareket etmeye ihtiyacı vardır. O nedenle sanıyorlar ki beni kızdıracaklar. Asla kızmam asla. Hiç meraklanmayın hakkı, hukuk ve adaleti sağlamak için sonuna kadar mücadele edeceğim.
Seçime giriyoruz, yerel seçimlere, şimdi tutturmuşlar efendim neymiş Türkiye’nin beka sorunu varmış, neymiş Türkiye tehlikedeymiş. Ya arkadaş, gözünü sevdiğim, 17 yıldır bu memleketi kim yönetiyor? 17 yıl önce Türkiye’nin beka sorunu yoktu, yani muhtar seçince mi beka sorunu oluyor, yani belediye başkanı seçince mi beka soru oluyor? Bunlara baktığımız zaman halkı kandırıyorlar. Baskı, şiddet, bir şekliyle nasıl olur da millet ekonomideki krizi görmez, nasıl olur da işsizliği görmez, biz başka bir şey yapalım milleti kandıralım diyorlar. Kanacak mıyız? Asla kanmayacağız.
İYİ Parti’yle işbirliği yaptık demokratik standartları büyütmek için. İYİ Parti’yle işbirliği yaptık beraber bu ülkenin sorunlarını çözmek için. İYİ Parti’yle işbirliği yaptık, kimseyi ayırmadık, herhangi bir ayrışmaya da gitmedik. Ülkemizi seviyoruz, insanımızı seviyoruz, vatandaşımızı seviyoruz, hangi görüşten olursa olsun, hangi kimlikten olursa olsun, hangi yaşam tarzını benimserse benimsesin, ister doğuda, ister batıda, ister güneyde, ister kuzeyde, ister Orta Anadolu’da, bayrağını seven herkes benim başımın üstüne, vatanını seven herkes benim başımın üstüne.
Benim derdim ne? Benim derdim şu, bu güzel ülkede hepimiz huzur içinde yaşayalım, bu güzel ülkede hepimiz bereketli bir Türkiye’de yaşayalım. Herkesin işi olsun, herkesin aşı olsun, her evde huzur olsun, her evde bereket olsun, her caddede, her sokakta, her ilde, her ilçede huzur ve bereket olsun. Türkiye dünyanın en güzel ülkelerinden birisidir. Bu güzel ülkede beraber yaşamak istiyoruz. Bu güzel ülkede birlikte yaşamak istiyoruz. Bu güzel ülkede varsa sorunlarımızı birlikte çözmek istiyoruz.
Siyasetin görevi bu, ben bunu yapmaya çalışıyorum. Dünyanın iftirasını atıyorlar, bu iftiralardan artık bıktık. Siyaset karalama alanı değildir, karalama yeri değildir. Siyaset kurumunun hesap vermesi lazım; dünyanın parasını topladılar, vergi olarak aldılar, ayrıca gittiler 70 milyar dolarlık fabrikaları sattılar. Sonra ne yaptılar? 500 milyar dolarda devleti borçlandırdılar. Soru şu:  2 trilyon dolar vergi topladılar 17 yılda. 70 milyar dolar özelleştirme yaptılar, 500 milyar dolar devleti borçlandırdılar. Soru şu, 17 yılın sonunda bu milleti neden soğan kuyruğuna soktun kardeşim? Onlara göre soğan ekecek yer yok, onlara göre patates ekecek yer yok, onlara göre tütünü bırakalım Yunanistan’dan alalım, pamuğu bırakalım Yunanistan’dan alalım. Şimdi kalkmış konuşuyorlar; efendim Türkiye’yi şöyle yapacağız, böyle yapacağız. 17 yılın sonunda Türkiye’yi nereye getirdiğini gördük. Vatandaşı getirdin soğan kuyruğuna soktun. Adı ne? Varlık kuyruğu. Şu Almanya’nın haline gerçekten üzülüyorum, fakir Almanya, fakir Japonya, fakir Güney Kore. Oralarda hiç kuyruk yok. Sen onun varlık kuyruğu olduğunu bilsen sevgili zat, sen o kuyruğun en başında yer alırdın varlık kuyruğu olsaydı. Ben bunu bilmez miyim?
Bütün bunları bir tarafa bırakıyoruz, ayın 31’inde sandığa gideceğiz, beraber gideceğiz, gönül birliği içinde gideceğiz, huzur içinde gideceğiz. Başkan şöyle bir öne doğru gel. Görüyorsunuz, hayatını Çekmeköy’e adayacak, Çekmeköy’ü gerçekten de İstanbul’un yüzük taşı haline getirmek istiyor ve bunun için mücadele edecek, bunun için çalışacak. Yani sizler için, yani çocuklarınız için, yani kızlarınız için, yani evlatlarınız için çalışacak. Para harcayacak doğrudur, belediyenin parasını harcayacak. O belediyenin parasını ödeyen sizlersiniz. Dolayısıyla bizim belediye başkanlarımızın bir başka görevi harcadıkları her kuruşun hesabını size verecek olmalarıdır. Size hesap vermekten de onur duyacaklar, gurur duyacaklar.
Seyfettin Başkanı seviyor musunuz? Seyfettin Başkana inanıyor musunuz? Başkan hayırlı uğurlu olsun, bu işi bitirmişsin vallahi. Seyfettin Başkanı biz de seviyoruz, ona inanıyoruz ve güveniyoruz. Seyfettin Başkanı size emanet ediyorum, sizi de Allah’a emanet ediyorum.
Hepinize en içten selamlar, saygılar sunuyorum.
Bir şey daha söyleyeceğim, Ekrem Başkanı unuttunuz mu? İstanbul’un gözbebeği Ekrem İmamoğlu’nu unuttunuz mu? Ekrem İmamoğlu gerçekten yürekli, genç, yetenekli, dinamik, güzel bir dili var, herkesi kucaklayan bir dili var. Hiç kimseyi ötekileştirmeyen bu ülkenin evladı, yiğit evladı, temiz evladı, İstanbul’u alacak, İstanbul’u bir dünya markası yapacak. Buna yürekten inanıyorum. Dolayısıyla Çekmeköy’de oy kullanırken altıokun altına tabi Seyfettin Başkanın olduğu yere mührünüzü vuracaksınız. Bir de Büyükşehir’i seçeceğiz, İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanını seçeceğiz, üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış olan İstanbul’a bir yeni Büyükşehir Belediye Başkanı seçeceğiz, Ekrem İmamoğlu’nu seçeceğiz. Güçlü bir insanı, sevgili bir insanı, çalışkan bir insanı seçeceğiz. Söz mü?
Hepinize teşekkür ediyorum. Ben de söz veriyorum, sonuna kadar sizin için çalışacağım ve mücadele edeceğim, sözüm sözdür. 

Gündem'den Öne Çıkan Haberler