23.11.2018

CHP DIŞ İLİŞKİLERDEN SORUMLU GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÜNAL ÇEVİKÖZ’ÜN BASIN AÇIKLAMASI

CHP DIŞ İLİŞKİLERDEN SORUMLU GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÜNAL ÇEVİKÖZ’ÜN BASIN AÇIKLAMASI
CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, Mecliste düzenlediği basın toplantısında dış politika gündemine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
Değerli Basın Mensupları,
Haftanın bu son gününde dış politika gündemini tüm hafta boyunca meşgul eden konularla ilgili görüşlerimizi paylaşmak üzere sizlerle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Tabii ki bu konuların başında Sayın Dışişleri Bakanı ile AB Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Federica Mogherini ve Genişlemeden sorumlu Yüksek Komiser Johannes Hahn ile dün gerçekleştirilen görüşmeler geliyor.
Dün yapılan görüşmelerde, AB tarafının Türkiye'de Kopenhag kriterlerinden uzaklaşılmasının kuvvetle altını çizdikleri ve Türkiye'de hukukun üstünlüğü anlayışı yerleşmedikçe Türkiye-AB ilişkilerindeki tıkanmanın aşılamayacağını vurguladıkları açık bir şekilde görülmüştür. 
Akademisyenlerin, insan hakları savunucularının karşılaştıkları antidemokratik ve hukuksuz uygulamalardan duyulan endişeler dile getirilmiş, Türkiye ile yeni bir fasıl açılmasının mümkün olmadığı söylenmiştir. 
Vize serbestisi konusunda atılması gereken adımlar üç yıl önce tıkandığı noktada durmaktadır. Üç yıl önce yedi kriterde ilerleme kaydedilmemiş olması önümüzde engel olarak duruyordu. Bugün bu kriterlerden bir tanesinin aşıldığı, bir diğerinin aşılması için ise görüşmelere bu ay sonunda başlanacağı söyleniyor.
Türkiye pasaportu sahibi yurttaşlarımızın Avrupa'ya hala vize alarak gidiyor olmalarının başlıca sebebi AKP yönetiminin Türkiye-AB ilişkilerini önemsememesidir. Yurttaşlarımızın bu haktan mahrum bırakılmalarını derin bir teessürle karşıladığımızı belirtmek isterim.
Gümrük Birliği konusunda da herhangi bir ilerleme sağlanmayacağı dün yapılan görüşmelerde yine net bir şekilde tarafımıza söylenmiştir.
Sonuç olarak, Türkiye-AB ilişkileri artık sadece mülteciler konusuna indirgenmiş bulunmaktadır. Bu konuda bile Avrupa Sayıştayı Türkiye'ye yapılan maddi yardımların şeffaflık içinde hesabının verilememesi nedeniyle sıkıntıda olduklarını dile getirmektedirler. 
Türkiye’de demokratik kurumların işlevselliğini kaybettiği gerçeği, AB’nin tüm kurumları nezdinde kabul edilir hale gelmiştir. AKP yönetimi Cumhuriyetimizin 95 yıllık demokratik değer ve kazanımlarını alaşağı etmiştir. Tek Adam rejiminde hukukun üstünlüğü, evrensel hukuk normlarına bağlılık ve yargı bağımsızlığı 12 Eylül’den bile daha geridedir. 
Bu gerileme bu hafta başında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından alınan kararla bir kez daha teyit edilmiştir. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Liliane Maury Pasquier, AİHM kararının hızlı bir şekilde uygulanmasını ümit ettiğini belirtmiştir. Aynı uyarı dün Mogherini ve Hahn tarafından da dile getirildi.
Türkiye AB ile ilişkilerin kopma noktasına geldiği bu süreçte, köprüleri yakan bir davranış içine girmemelidir. Yönetim hem her defasında AB’yi stratejik hedef olarak gördüklerini söyleyip, hem Türkiye'yi bu hedeften uzaklaştıran stratejik bir hukuksuzluğa neden olmamalıdır.