28.07.2025
28.07.2025
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, Mersin’de bir günde işlenen üç kadın cinayetine sert tepki gösterdi. Kaya, yaptığı açıklamada, "Bu bir tesadüf değil; iktidarın, kadınları yalnız ve savunmasız bırakan politikalarının doğrudan sonucudur. Devletin görevi, kadınları korumaktır. Ama bu iktidar, kadınların arkasındaki koruma kalkanını çekmiştir" dedi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, Mersin'de yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Aslında artık buna 'kadın cinayeti' diyemeyiz; bu bir katliamdır. Adı konulmamış bir savaş veriliyor bu ülkede: Kadınlar yaşamak için mücadele ediyor, ama onları koruması gereken devlet sessiz. Mersin'de bir gün içinde üç kadın; Aygül, Türkan ve Belkıs erkek şiddetiyle hayattan koparıldı. Aynı gün, aynı şehirde üç kadın... Bu bir tesadüf değil; iktidarın, kadınları yalnız ve savunmasız bırakan politikalarının doğrudan sonucudur. Devletin görevi, kadınları korumaktır. Ama bu iktidar, kadınların arkasından koruma kalkanını çekmiş, şiddeti önlemeye yönelik tüm mekanizmaları işlevsiz hale getirmiştir.
Ayşe Tokyaz, erkek şiddetiyle katledildi. Kız kardeşi Esra Tokyaz, onu kurtarmak için karakola gitti, polise başvurdu, her yere koştu. Ama tüm çabalarına rağmen Ayşe korunmadı. Ve sonunda Ayşe’nin cansız bedeni bir valizin içinde bulundu. Bu ülkede bir kadın, en yakınının yardım çığlığına rağmen koruma altına alınmadı, vahşice katledildi ve bir valize sığdırıldı. Kadınların çığlığı devlet duvarlarına çarpıp geri dönüyor. Çünkü bu iktidar, kadının arkasından devletin gücünü çekmiştir.
"Kadına değil, katile cesaret veren bir sistemle karşı karşıyayız"
Failler bu cesareti kimden alıyor sanıyorsunuz? Yıllardır 6284 sayılı yasayı tartışmaya açan, İstanbul Sözleşmesi'ni tek imzayla fesheden, 'aile' kavramının arkasına sığınıp kadınların yaşam hakkını görmezden gelen iktidardan! Tüm bunlar kadınların can güvenliğini tehdit ediyor. Failler ise korunuyor, cesaret buluyor. Kadın sığınma evleri yetersiz, caydırıcı cezalar yok. Kadına değil, katile cesaret veren bir sistemle karşı karşıyayız.
İtalya'da kadın cinayetlerine karşı 'amasız, fakatsız müebbet hapis' cezası getirildi, çünkü orada ciddiyet var. İtalya'nın kadın Başbakanı Giorgia Meloni kadın cinayetlerine karşı çok net bir duruş sergiledi. İtalya'da kadın katillerine artık af yok. Türkiye'deyse iktidar kadın cinayetlerine karşı hala sessiz, hala önlem almak yerine şiddeti sıradanlaştıran bir dil kullanıyor. Bu ülkenin kadınları neden böylesine korumasız?
2025'i 'Aile Yılı' ilan eden iktidar, Aile kavramı üzerinden kadına görev biçiliyor, kadına 'doğur' diyor ama onu yaşatacak tek bir adım atılmıyor. Kadınlar aile içinde katlediliyor. Kimi eşinden, kimi oğlundan, kimi kayınbiraderinden... Ailede şiddetin en çok kadına yöneldiği gerçeğini görmek istemeyen bu zihniyet, kadınları yalnız bırakıyor.
"Artık yeter"
Her gün başka bir kadının ismini anmak istemiyoruz. Her gün başka bir cenazeye koşmak, başka bir adliyede adalet aramak istemiyoruz. Artık yeter! Hükümetin görevi, kadınların yaşam hakkını korumaktır. Derhal İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmeli, 6284 sayılı yasa tam anlamıyla uygulanmalı, İtalya'daki gibi caydırıcı, net, amasız cezalar getirilmelidir. Kadının arkasında devletin gücü olursa, faillerin cesareti kırılır. Kadınlar yaşamak istiyor; yaşamak ise devlet güvencesiyle mümkün."
28.07.2025
28.07.2025
28.07.2025
28.07.2025