05.12.2025
05.12.2025
“20 SAVCI HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ TEHDİT ETMEKTEDİR!”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında şu değerlendirmelerde bulundu:
CİDDİYETTEN UZAKLAŞTILAR
“Bir kez daha İBB soruşturmaları adı altında bir hukuk katliamı yapılıyor. Bir sefer şunu söyleyeyim, siyaset kurumu, bu meclis duruma el koymak zorunda. Çünkü olay başka bir boyuta gidiyor. Yargı oranını ciddiyetini kaybediyor. Yargı organı siyasetin ötesinde bir davranış sergiliyor. Şimdi dün İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi İBB soruşturması kapsamında tutuklu olan, haklarında iddianame düzenlenmeyen 19 kişi hakkında tahliye kararı verdi. Uzun süreden beri bu insanlar cezaevinde, iddianame yok. İBB iddianamesi içerisine alınmadılar. Ama mahkeme durumu gördü, aylar sonra ve şu gerekçelerle tahliye etti; tutukluluk halinin devamı artık ölçüsüz kalacak, yattıkları süre göz önüne bulunduruldu. Ve herkes tahliyesini beklerken saat 17.00’de bu insanlardan 11 tanesi tutuldu. Savcılığın müdahalesi üzerine tekrar tutuklama kararı verildi. Neden? İddianame hazırlanmamış. Deliller toplanmış, aylarca tutulmuş. Ne bekliyor başsavcılık? Bunlar itirafçı olmamış. İnsanları itirafçı yapmak için cezaevinde tutmak, alıkoymak dehşet verici bir şeydir bu yüzyılda. Biz bunu nerede gördük? Osman Kavala'da gördük. Selçuk Kozağaçlı'da gördük. Yine Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler'de gördük. Ne oluyoruz? Siz bu insanları rehin mi aldınız? Hukuk ciddiyetten uzaklaşmıştır. Yürütme de, yasama organı da artık bu duruma bir son vermelidir. 20 tane savcı Türkiye'de hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını tehdit etmektedir.”
YARGI İNSANLARA GÜVEN VERMELİ
“Milli Eğitim Bakanı'nı protesto eden, anayasal hakkını kullanan 16 tane genç kardeşim niye tutuklu? Neden tutuklandı? Bunlar Boğaziçi mezunu, Marmara mezunu, İstanbul Üniversitesi mezunu. Bu ülkenin geleceği. Ama bakan beyi protesto ettiği için tutuklanıyorlar. Olacak şey değil. Bakın; hukukla insanları, halkı terbiye edemezsiniz yargıyla. İnsanların anayasal haklarını elinden alamazsınız. Ama maalesef ki devlet öyle bir hale geldi ki, siyaset kurumunun, iktidarın gözlerinin içerisine bakıyor. Yargı insanlara güven vermeli. Yargı insanları korkutup bu ülkeden kaçıracak hale getirmemeli. Ben AKP grubuna, MHP grubuna, İYİ Parti, Yeni Yol tüm gruplara sesleniyorum. Ülkemiz bir felakete gidiyor. Bir avuç savcı tüm insanların huzurunu kaçırmış durumda. Bunu söylediğimiz için bizler de tehdit altındayız bakın. İki tane skandal dönem vardır bu ülkede. Balyoz, Ergenekon, Kumpas davaları ve bugün İBB'de yaşanan olaylar. Hepsinde de seçilmiş, atanmış bir grup hakim ve savcı bu ülkede düzeni tehdit etmiştir. Aynı şeyleri yaşıyoruz. Bu artık bir ülke sorunudur.”
TRT’Yİ MİLLETE ŞİKAYET EDİYORUZ
“İki tane TRT hakkında bu hafta konuşma yapıldı. Bir araştırma önergesi verdik. Niye TRT niye tarafsız değil? Bir de; İBB davalarını MHP de istedi. AK Parti de istedi. Hadi bakalım yasayı değiştirelim dedik. Kanun teklifini getirdik Meclis’e. İkisi de reddedildi. Şimdi TRT'nin bir skandalı da, dün Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ Genel Müdürü Memduh Akçay, Ankaralılara bir çağrıda bulundu. Kuraklık, iklim değişikliği dünyanın sorunu. Konya'da, Kayseri'de, Ankara'da, İstanbul'da tüm iller bundan etkileniyor. Dedi ki; kuraklık devam ettiği için suyu çok hesaplı ve dengeli kullanmalıyız. Zaman zaman özellikle en az su tüketilen saatlerde yani gece sabaha doğru olan süreçte suyu kontrollü olarak kesebiliriz. Ne var bunda? Vergimizle görev yapan TRT Haber’in tweetine bakın. Der ki; Başkenti susuz günler bekliyor. ASKİ’nin bu seferki planı gündüz saatlerinde suyu kesmek, gece saatlerinde suyu kontrollü vermek. Ya yazıklar olsun! TRT senin, benim, halkın 86 milyonun vergisiyle görev yapıyor. Gelen tepkiler üzerine TRT gibi ciddi bir kuruluş ne yapmış? Paylaşımı silmiş. TRT böyle paylaşım yapmaz. TRT yaptığı paylaşımı silmez. Ama devlet kurumlarını bu hale getirmişiz. 86 milyona sesleniyorum. Bu mu habercilik? O TRT Genel Müdürü istifa etmeli. TRT'yle ilgili derhal bir burada araştırma komisyonu kurulmalı. TRT, Saray'ın kanalı değil ama sarayın havuz medyasıyla kurduğu A Haber'den daha beter duruma gelmiş. Olmaz. TRT'yi bu kurumu bu hale getirenleri millete şikayet ediyoruz.”
BÜTÇE MARATONU BAŞLIYOR
Yine önümüzdeki hafta bütçe maratonu başlıyor. Biz emekliyi, işçiyi, halkı, ezilenleri savunmaya devam edeceğiz. Çok çok sıkıntılı bir dönemde bütçemizi görüşeceğiz. On dört günlük bir maraton. Tüm bakanlıklar ve bütçeleri görüşülecek. Ama bakın Kasım ayında iflas patlamaları yaşanmış. İnşaat sektöründe 504 firma, tekstil sektöründe 375 bir firma, metal ürünleri imalatında 129 firma, gıdada 115 firma iflas etmiş. Binlerce esnaf kepenk kapatmış. Binlerce yeni işsizimiz doğmuş. Milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşıyor.”
ARABA YOK NE DEPOSU?
“Milyonlarca insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ama hafta içerisinde Erdoğan iki tane flaş açıklama yaptı. Yılın açıklaması. Bir; “Asgari ücret alan bir vatandaşımız arabasının deposunu ona on kez doldurabiliyor” dedi. Vah ki vah! Aynı asgari ücretle en düşük yerli arabayı alabilmek için hiçbir şey harcamadan sadece maaşını koyarak beş çalışması lazım. Sayın Erdoğan araba yok, ne depoyu konuşuyorsun? Asgari ücretli aldığı maaşla bir ayda on kez depoyu doldurabiliyor. Peki dört kişilik bir aile karnını doyurabiliyor mu? Dört kişilik bir aile üç kez fileyi doldurabiliyor mu? Dört kişilik bir aile çocuklarına birer tane gömlek, pantolon, ayakkabı alabiliyor mu? Dört kişilik bir aile bir aylık kirasını verebiliyor mu Ankara'da? Hayır. Lütfen insanlarla dalga geçmeyin. Sayın Erdoğan 23 yılın sonunda 23 yılın tespitini yapmış. Ne demiş Erdoğan? “Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan mevcut düzen sürdürülemez.” Vallahi insanın içinden ne geçiyor; Erdoğan gelse seçilse de, bu ülkeyi düzeltse! Yani keşke iktidara gelse de düzelse. Ne diyorsun Sayın Cumhurbaşkanı? Bu ülkeyi 23 yıldır sen yönetiyorsun, yirmi üç yılın sonunda fakirin ezilliğini bir grup zenginin zenginleştiğini kabul etmişsin. Hadi gel de kurtar Türkiye'yi Erdoğan. Ben yönetiyorum, Cumhuriyet Halk Partisi yönetiyor ya. Bu sadece halkla dalga geçmek, alay geçmektir. Bu kadar gerçeklerden kopmuşlar, bu kadar hayatın gerçeklerinden uzaklaşmışlar.”
ULAŞTIRMA BAKANI’NA KİM HESAP SORACAK?
“Şimdi Ulaştırma Bakanı. Tarihin en beceriksiz Ulaştırma Bakanı. Kişisel verilerimiz çalınır, hesap vermez. E-imzaları çaldırır. İhale verdiği şirketin uçağıyla yurt dışına çıkar. Şimdi üniversiteden sınıf arkadaşına, Bakız İnşaat'a üç nokta 3 milyarlık 14 ayrı kamu ihalesi vermiş. Yine diğer sınıf arkadaşı Mustafa Reis, 17 milyar 43 milyonluk ihale almış. Aynı kişiye genel müdürken 11 kez ihale vermiş. İBB dosyasında böyle bir şey var mı? Ekrem Bey’in okul arkadaşlarına verdiği ihale mi var? Hadi bakalım yollayın bu bakanı Yüce Divan'a. Sizin yolsuzluk falan gibi bir derdiniz yok. Yolsuzlukla mücadele etmek gibi bir derdiniz de yok. Bu ülkeyi akrabalar, sınıf arkadaşları, lise, üniversite arkadaşları yönetip ihaleleri alıyor. Atamaları ona göre yaparsınız. İhaleleri ona göre verirsiniz. Peki bu bakana kim hesap soracak, soruyoruz. Bu bakana kim hesap soracak? Milyarlarca liralık ihaleyi üniversite arkadaşlarına nasıl veriyorsun? Nedir özelliği? Ulaştırma Bakanı’nı istifaya davet edeceğim ama nafile bir çağrı. Meclise, savcılara çağrı yapacağım, gelin yollayın dosyasını Yüce Divan'a. Yollamazlar. Ama bizim belediye başkanlarımızı eften püften gizli tanıklar, ifadesi değiştirilmiş tanıkların ifadesiyle aylarca tutarlar. Olmaz. Türkiye'de yolsuzlukla mücadele edelim. Hep beraber edelim ama ahlaklıca yapalım. Bu bakan o koltukta oturmamalı.”
HERKESE, EŞİT ZAM
“Türkiye'nin her yerinden bazı bürokratlara ilişkin zamlarla ilgili tepkiler var. Bu imzayı verirken herkese tüm memurlara, kamu görevlerine, emekliye eşit zam verilmesini murat etmiştik. Ama gerçekten öyle olmuyor. Yoksulluk, yokluk herkeste var. Ya eşitçe herkese zam ya da biz buna karşı olacağız. Zaten bu da çekiliyor. O yüzden 86 milyon kişi rahat etsin.”
09.12.2025
09.12.2025
09.12.2025
09.12.2025