09.04.2025

Ali Mahir Başarır: ‘Erdoğan’ın CHP Dışında Söyleyecek Bir Sözü Kalmadı’

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de düzenlendiği basın toplantısında Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmayı utanarak ve üzülerek izlediğine işaret etti. CHP’li Başarır, şunları dile getirdi:

“Ülkenin bu kadar önemli sorunları varken, yoksulluk varken, yolsuzluk varken, yargıda büyük sorunlar varken, dış politikada büyük sorunlar varken, milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşarken, bu ülkenin Cumhurbaşkanı grup toplantısında konuşmasının tamamını Cumhuriyet Halk Partisi'ne ayırdı. Bu onun bizden ne kadar korktuğunu, ne kadar çekindiğini ortaya koymaktadır. Sürekli olarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni konuşan, tehdit eden Cumhurbaşkanı'na söylemek istiyorum. Son seçimlerde hangi partinin birinci parti olduğuna bakacaksın: Cumhuriyet Halk Partisi. Taraflı tarafsız 10'a yakın son bir haftada anket şirketi anket yayınladı. Bunların hepsinin ortalamasında 8 puan, 7 puan aralığında sen geriye düştün ve bugün grup toplantısında çıkıyorsun, Cumhuriyet Halk Partisi'nden başka bu ülkeye bir tek kelime söylemiyorsun. Çünkü söyleyecek bir sözün yok.”

‘GENÇLERİ YEDİRMEYECEKMİŞ, DAHE NE KADAR YİYECEKSİN?’

“Bir; bu ülkenin gençlerini yedirmeyecekmiş. Vallahi daha ne kadar yiyeceksin merak ediyorum. Bugün 296 tane genç cezaevinde, üniversitede kampüste sıralarda olması gerekirken gençler cezaevinde. Bugün 15 yaşında kaybettiğimiz Berkin Elvan'ın annesine, babasına cumhurbaşkanına hakaretten ceza aldırdın. Bir, Berkin Elvan ve annesinin, babasının şahsına dava açana yazıklar olsun cumhurbaşkanı da olsa; iki, onlara ceza veren yargıçlara yazıklar olsun. Gençlerden bahsediyorsun, gençlere bakalım. Şimdi bu ülkede 20 milyon çocuk, üniversitelerimizde okuyan 7 milyon genç var; ev gençleri ile birlikte 30 milyonu aşan genç bir kuşağa sesleniyor. Büyük çoğunluğu işsiz, büyük çoğunluğu umutsuz, büyük çoğunluğu umudu yurt dışında arıyor; gençleri bize yedirmeyecekmiş. Sokakta olan, kendisini eleştiren gençleri tutukluyor; gençleri bize yedirmeyecekmiş. Gençler cezaevinde, atamış olduğun YÖK Başkanı da o gençleri yemek istiyor şu anda, okuldan atmak istiyor. Okullara, rektörlere talimat veriyor, "onlara disiplin cezası verin" diyor. Sen önce YÖK Başkanı'nı ye bakalım...”

‘EKONOMİYİ BATIRMIŞIZ, 23 YILDIR ÜLKEYİ BİZ Mİ YÖNETİYORUZ?’

“Geliyorum, ekonomiyi batırmışız. 19 Mart darbesini yaptın, hukuku ayaklar altına aldın, bu ülkenin 86 milyonunun 40 milyar dolarını sattın. Maden doğru bir iş yapmıştın, madem haklıydın niye dolarımızı sattın Recep Tayyip Erdoğan? Soruyorum sana... Tabii, ekonomiyi biz batırdık. 2018'de "verin yetkiyi, görün etkiyi" dedikten sonra bu ülkede milyonların iki yakası bir araya gelmedi. 2018'deki alım gücüyle bugünkü alım gücüne bakalım; milyonlar icrada, her iki emekliden biri açlık sınırının altında, çalışan işçilerin on tanesinin altı tanesi açlık sınırının altında, ekonomiyi biz batırmışız... Herhalde 23 yıldır bu ülkeyi biz yönetiyoruz.”

‘NİYE İNSANLARI TUTUKLADIKTAN SONRA EVİNİ ARIYORSUN’

“Şimdi üzülerek söylüyorum ki yolsuzluktan bahsediyor tek adam. Ben şimdi ona bazı verileri vermek isterim. 19 Mart'ta belediye başkanımızı, cumhurbaşkanı adayımız gözaltına aldırdın ve tutuklattırdın. Annesinin, babasının ve kendisinin hâlâ evlerini arıyorsun Bodrum'da, Balıkesir'de. Büyük şeyler bulacağını söylüyordu savcı ve emniyet. Babasının evinden 560 dolar ve 10 Euro çıktı, kendisinin evinden hiçbir şey çıkmadı. Şimdi ben sana sormak isterim: Sen bu kadar elin güçlüydü, bu kadar eline güveniyordun niye tutukluktan günler sonra insanların evini arıyorsun? Yolsuzluk deyince akla gelen tek şey 23 yıllık iktidarın. Burada biz dönemin milletvekili Gürsel Tekin ile 4 yıl önce bir suç duyurusunda bulunduk, İBB'deki yolsuzluklar için bulunduk. Dönem hangi dönem? Dönem 2016, dönem 2011...”

‘YOLSUZLUK DEYİNCE AKLIMA İSTANBUL SEMALARINDA ATTIĞIN TUR GELİYOR’

“Recep Tayyip Erdoğan sana sesleniyorum: 2011 yılında Fatih Vatan Caddesi'nde yeşil alan olan bir arsa özel bir şirket tarafından 25 milyon liraya İBB'den satın alınıyor. Peki... Daha sonra hemen İBB AKP döneminde bu arsaya imar izni çıkartılıyor ve 2017'de aynı İBB aynı arsayı aynı kişiden 430 milyon liraya alıyor. Biz buna evraklarıyla Sayın Gürsel Tekin'le 4 yıl önce suç duyurusunda bulunduk, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bize takipsizlik kararı veriyor. Şimdi yolsuzluk deyince, arsa deyince, ihale deyince aklıma nedense sen ve İstanbul semalarında attığın tur geliyor. Ekrem Bey'in soruşturmasından hemen önce de Kanal İstanbul'u gezmişsin. İki, Isparta... 2007'de AKP'li komisyon başkanı tehdit, hakaret gördüklerini söylüyor, 19 belediye yöneticisi ve belediye başkanı hakkında suç duyurusunda bulunuyor. İçişleri Bakanı izin vermiyor. Danıştay 1. İdare itirazda bulunuyor, soruşturmaya izin veriyor. Bakın bir tek belediye başkanı tutuklanmıyor, bir tek tutuklanmıyor, görevden de alınmıyor. Bunun gibi yüzlerce örnek var.”

YOLSUZLUK DEYİNCE AKLIMIZA MELİH GÖKÇEK GELİYOR”

“Ankara'da da milyarlarca lira servete oturan, Meclis Başkanlığı yapmış Bülent Arınç'ın hedef gösterdiği, açıkça itham ettiği Melih Gökçek ve oğlu var. Yolsuzluk deyince aklımıza bunlar geliyor, bakanların saatleri geliyor, ayakkabı kutuları geliyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kanun teklifi verdik. Türkiye'deki tüm siyasetçilerin göreve başladığı tarihten önceki 5 yıl ve görev süresindeki gelin mal varlıklarını araştıralım; kendisinin birinci, ikinci, üçüncü derece akrabalarının ve ortaklarının. Şimdi onurluysan video ile montaj falan yapma, gel komisyonu kuralım, bu kanun teklifi çıksın senin de, Bilal'in de, akrabalarının da, kardeşlerinin de, benim de, Genel Başkanımızın da mal varlığını inceleyelim. Nedense yolsuzluk deyince dünyanın da ülkemizin de aklına tek gelen şey partin ve yönetimin.

Darbeci diyor bize. Ya insan bir parça utanır. Bakın, halkımız bunu görsün: 1950'lere gitti, İsmet Paşa'ya gitti, İsmet Paşa'nın koltuğu çok sevdiğini söyledi. Bunu kim söyledi? 23 yıldır aynı koltukta oturan tek adam söyledi. Öncelikle utanmalı, tarihine ve kendine bir bakmalı. İki; 1954 genel seçim sonuçlarında şu mor olan yerler Demokrat Parti'nin, kırmızı olan yerler Cumhuriyet Halk Partisi'nin. Ağır bir seçim yenilgisi var. 1957: Mor olan yerler Demokrat Parti, kırmızı olan yerler Cumhuriyet Halk Partisi; oylarında artış ve iktidara geliyor. Darbe ne zaman oluyor? 1960'ta oluyor, Cumhuriyet Halk Partisi'nin oyları artıp birinci parti olduktan sonra. Güzel... 2019 yerel seçimleri: Sarı olanlar AKP, kırmızısı olanlar Cumhuriyet Halk Partisi. 2024 seçimleri: Kırmızı olanlar ve birinci olan Cumhuriyet Halk Partisi, sarı olanlar AKP. Ne oluyor? 19 Mart darbesi oluyor.

‘CUNTA DEYİNCE AKILLARA SEN GELİYORSUN’

Gelelim Nisan muhtırasına. Tek bir şey soruyorum: Nisan muhtırasını veren Büyükanıt, muhtıradan hemen önce Dolmabahçe Sarayı'nda onunla yaptığın görüşmeleri açıkla. Bunu açıkla... Niye geldi, ne konuştun, ne açıkladı? Çünkü sıkıştıkça darbelerin arkasına sığınan sensin. Gelelim 15 Temmuz’a: Utanmadan, sıkılmadan Genel Başkanımız, Bülent Tezcan, Tekin Bingöl, Aykut Erdoğdu, milletvekilleri burada bombanın altında mücadele verirken "göstermelik vekiller geldi" diyecek kadar vicdanını yitirmiş bir tek adam var. 15 Temmuz'da sen devletin bütün kurumlarını, yargıyı, istihbaratı, askeri, polisi ne olduğu belirsiz bir Amerikan ajanına, Fethullah Gülen'e teslim edeceksin, atadığın 3000 tane hakim terörist sıfatıyla yargılanacak, destek verdiğin, hasretle beklediğin o adam bu Meclis'i bombalayacak; orada da suçlu biz olacağız. Vallahi cunta deyince, darbe deyince aklımıza tek sen geliyorsun. Çünkü sen darbeden besleniyorsun, sen darbelerden besleniyorsun ve utanmadan, sıkılmadan 2023 seçimlerinden sonra yine bu ülkede video yapıyorsun. Herkes vicdanlı olmak zorunda. 80 darbesi oldu, iki genel başkanımız tutuklandı: Bülent Ecevit, Deniz Baykal. O zaman Recep Tayyip Erdoğan Kasımpaşa'da top oynuyordu. İki genel başkanımız tutuklandı ve Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, bir sürü siyasetçi cezaevinde kaldı. Evren'in yaptığı darbede tüm siyasetçilerin ne kadar tutuklu kaldığını hesapladık: 7 yıl cunta dönemi, Evren dönemi. Bir de 2010 ile 2025 arasında AKP döneminde seçilmiş belediye başkanı ve milletvekillerinin ne kadar tutuklu olduğunu hesapladık: 95 yıl, 7 ay. Soruyorum, Evren mi daha büyük cuntacı Tayyip Bey mi daha büyük cuntacı? 86 milyona soruyorum...

‘DÜN HAKARET DİYE DAVA AÇTIĞI KELİMEYİ BUGÜN KENDİ KULLANIYOR’

İki; dün Genel Başkanımıza cunta kelimesinden dolayı dava açtı. Doğru mu? Hakaret... Bugün de Cumhuriyet Halk Partisi'ne cuntacı dedi. Madem hakaretten dolayı dün bir partinin genel başkanına dava açıyorsun, bugün niye aynı kelimeyi kullanıyorsun. Çünkü senin yargı bağışıklığın var, çünkü yargı senin artık arka bahçesi olmuş. Ya dünkü davayı açmayacaksın, ya bugün o kelimeyi kullanmayacaksın. Ama bu halk kimin cuntacı olduğunu, darbeci olduğunu en iyi şekilde takdir edecektir. Ne dedi? "Bizi ışık görünce donup kalan tavşan mı sandınız" dedi. Hayır ama görmeyen, duymayan, anlamayan üç maymunu oynuyorsun. Ben senin tavşana değil ama ona benzetiyorum.