07.02.2024

Ali Mahir Başarır: “Cumhurbaşkanı Hatay Halkından Özür Dilemek Zorunda”

-“CUMHURBAŞKANI OY VERMEZSEN, HİZMET ALAMAZSIN DİYOR”

-“650 BİN KONUTUN YÜZDE 4’Ü BİLE TESLİM EDİLEMEMİŞ”

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. 6 Şubat deprem felaketinin birinci yılında CHP’nin bir bütün olarak deprem bölgesinde olduğunu kaydeden Başarır, şunları ifade etti:

“Biz depremin saati olan 04:17'de oradaydık, uzun bir yürüyüş yaptık. Üzülerek söylüyorum ki depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen Hatay yalnızdı. Tepkiler verdi, insanlar üzgündü, ilk günkü kadar acılı ve tepkiliydi. Bunun birçok sebebi var. Büyük bir travma atlattı, atlatmaya çalışıyor. Hatay, Malatya, Gaziantep deprem bölgesi. Büyük acılar yaşadılar. Hatay'da konuştuğum binlerce insan şunu söyledi: ‘Bu memlekette yaşayan herkes bir yakınını, arkadaşını, ailesini, akrabasını kaybetti’ dedi. Ve biz ilk günden itibaren CHP Grubu olarak deprem bölgesinde yurttaşlarımızın yanında olmaya çalıştık. Bir çağrıda bulunduk: Bu ülkenin belediye başkanı, bakanı, milletvekili, A partisi, B partisi, C partisi; her şeyi bir kenara bırakalım, büyük kayıplar verdi bu şehirler. Gelin Hatay'ı, Gaziantep'i, Maraş'ı, Malatya'yı, Adıyaman'ı baştan inşa edelim dedik. Acının, ölümün, depremin siyaseti olmaz dedik ve belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz elinden gelen her şeyi bütçelerinin, yüreklerinin, gücünün, zamanının elverdiği ölçüde bölgede oldu. Ama dün gördüğüm tablo; Hatay'da gerçekten yollar, altyapı, evler, karanlık bir şehir, yalnız bir şehri gördüm ve kızgındılar, herkese kızgındılar. Ben sonuna kadar hak veriyorum, kızmakta haklıydılar. Kim daha çok suçlu, kim daha az suçlu demiyorum ama bildiğim bir şey Hatay'ın, Antep'in, Maraş'ın yalnız kaldığı.”

‘CUMHURBAŞKANI HALA OY VEREN, OY VERMEYEN DİYE KONUŞUYOR’

Deprem bölgesinde insanların hala konteyner ve çadırda yaşadığını ifade eden CHP’li Başarır, şöyle devam etti:

“21 metrekare evde 7 kişi yaşıyorlar. Biz ne gerekiyorsa yapalım ama evlerini verelim, bir yuva verelim. Kayıpları geri getiremeyiz, büyük acılar ama onların bir yaşam alanı olmalı dedik. Üzülerek söylüyorum, depremin yıldönümüne yakın Cumhurbaşkanı ve bazı bakanlar yüreklerimizi burktu. Ben bu ülkenin Cumhurbaşkanına ve Çevre ve Şehircilik Bakanına yakıştıramadım bu cümleleri. Hâlâ ‘biz, siz, o’ diye konuşabiliyorlar, ‘oy veren, oy vermeyen’ diye konuşabiliyorlar. Hatay halkı oy verseydi daha farklı olabileceğini ima eden bir Cumhurbaşkanı var. Neden Sayın Cumhurbaşkanı? Neden? Oraya İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir okul yaptırıyor, Mersin Belediyesi Adıyaman'a altyapı hizmetlerini veriyor. Oy verip vermediğini soruyor mu? Soramaz çünkü ama ‘Merkezi idare yerelle birlikte yürümediği sürece gerekli hizmeti alamayan’ diyen bir Cumhurbaşkanı var. Bu ne demektir biliyor musun? Bize oy vermezseniz biz de size hizmet vermeyiz ve bunun da karşılığını görüyoruz.”

‘YAPILACAĞI AÇIKLANAN 650 BİN KONUTUN YÜZDE 4’Ü BİLE TESLİM EDİLEMEMİŞ’

Erdoğan’ın bir yıl önce 650 bin konut yapılacağını açıkladığını anımsatan Başarır, “Gerekli her şeyi veririz dedim belediyelerimizle, gücümüzle. Peki, bir yılın sonunda 7 bin 275 konut Hatay, Maraş'ta 9 bin 289 konut, Gaziantep'te 10 bin 698 konut. Yani yüzde 4'ü bile teslim edilmemiş” dedi. Başarır, “Grup Başkanvekili olarak bunu sormak zorundayım: Neden Cumhurbaşkanı? Sizin Ulaştırma Bakanınız Afrika'da bir ülkede meydan açılışı yaparken. Hatay'ın halkı saat 04.17'de yürürken bir metre çamurun içerisindeydi, bizler çamurun içerisindeydik, karanlık bir şehir vardı. Yapma yılışık şovlarınızı medyaya, ülkeye anlatırken gerçekten bir yılda deprem bölgesine verdiğimiz hizmet ve ev bu muydu?” diye konuştu.

‘BAKAN ÖZHASEKİ’NİN DİLİ DOĞRU BİR DİL DEĞİL’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yaptığı açıklamaya da tepki gösteren CHP’li Başarır, şunları ifade etti:

“Mehmet Özhaseki diyor ki ‘Gidip evlerini teslim ettiğim köylerdeki insanlarla konuşuyorum. Allah razı olsun. Bak evimiz yıkıldı, iyi olmuş. Eğer ölüler de yoksa bize mis gibi villa verdiniz’ diyor. Hayır Sayın Bakan; Maraş'ta, Gaziantep'te, Hatay'da, Malatya'da insanlar ne diyor biliyor musunuz? ‘Evimiz yıkılmadı ama keşke tüm servetimiz verseydik de Türkiye'de deprem olmasaydı’ diyor. ‘Keşke evimi verseydim, barkımı verseydim de insanlarımız ölmeseydi’ diyor. Ama bu ülkenin bakanı ne diyor? ‘Evler yıkıldığı iyi olmuş’ diyormuş, ‘Bak ne güzel villamız oldu.’ Teslim ettikleri evler de belli... Bu dil doğru bir dil değil. Benden olmayan-bizden olmayan, merkezi yönetim-yerel yönetim diye ülkeyi ayrıştıracaksın ve depremin yıldönümünde de insanlar tepki verecek; verecektir... Hatay'da bana da kızana, iktidara da kızana sonuna kadar hak veriyorum. Hatay halkı, Malatya halkı, Maraş halkı, deprem bölgesinde yaşayanlar haklı ama bir parça da bu ülkeyi yönetenler lütfen vicdanen artık sorumluluk alsın. İşte daha dün hepinizin önünde bu bütçeyi yaptık, en büyük bütçede payı faize ayırdık, diğer bütçeyi beşli çete ve bu ülkede yarattığı garantili projelere ayırdık. Depremin yıldönümünde bunu konuşmalıyız, bugün Meclis'te konuşulacak. İmar affının mimarı Murat Kurum'u İstanbul'a getirip aday yapıyorsun. Defalarca siz de basın toplantısı yaptık ve dedik ki: Ya bir defa bir imar affı çıktı; internet üzerinden başvuru aldılar, internet üzerinden parayı aldılar. Ben Kurum'a sormak istiyorum: İnternet üzerinden başvuru aldığın binalara gidip bir görevli baktı mı? Bakmadı ve sonra deprem felaketi geldi ve bu Kurum bir tane daha imar affını hazırlıyordu. İşte felaket İstanbul için de diğer bölgelerimiz için de bağıra bağıra geliyor, hâlâ bu ülkenin Cumhurbaşkanı oy peşinde... Ya gelecek olan böyle oya da, böyle makama da, böyle koltuğa da yazıklar olsun. Hala bu ülke geç kalınmış sayılmaz; gelin CHP'lisi, AKP'lisi, Hatay'ı, deprem bölgesini, Malatya'yı, Antep'i, Adana'yı, Diyarbakır'ı baştan inşa edelim.

‘ERDOĞAN ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDA’

Erdoğan’ın açıklamalarından çark ettiğini ancak özür dilemek zorunda olduğunu ifade eden Başarır; “Kayıplarımızdan özür dilemek zorunda, Hatay halkından özür dilemek zorunda. Bugün basın toplantımızın uzun bir bölümü depreme ayırdım. Çünkü gerçekten dün yaşadıklarımız, gördüklerimiz hepimizi üzdü. Hepimiz sabahlara kadar birbirimize sarılıp ağlamak zorunda kaldık çünkü Hatay maalesef ki bıraktığımız gibi. Günlerce orada kaldık, günlerce onlarla yaşadık, günlerce onlarla ağladık ama bir iktidarın da bir parça aynaya bakıp ‘Ben ne yaptım depremzedeler için’ demesi lazım” diye konuştu. CHP’li Başarır; şunları ifade etti:

“Gelin yarından tezi yok kafamızdaki siyasi takıntıları bırakarak, kafamızdaki önyargıları bırakarak, kafamızdaki belediye sayısının matematiksel hesaplarını bırakarak, deprem bölgesindeki yurttaşlarımıza hak ettiği, söz verilen desteği hep beraber verelim. Biz muhalefet olarak ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız, grubumun adına söz veriyorum.”

‘ATATÜRKÇÜ TEĞMENLERİN CEZASINI ONAYLANMAMALI’

Tuzla Piyade Okulu'ndaki yedi teğmene ihraç kararı çıktığını anımsatan CHP’li Başarır; “Bir grup asker Atatürk'ün resmini yakasına takmaktan imtina etmişti. Bir grup asker de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Başkomutanın askeri de ona tepki vermişti. Şimdi görüyoruz ki, Atatürk'ün rozetini yakasına takmaktan imtina eden askerlere tepki veren o yürekli vatan evlatlarını ihraç ediyorlar. Ya yazıklar olsun! 15 Temmuz'dan ders alamayanlar, 15 Temmuz'da yaşananlardan utanmayanlar, bugün bu ülkede Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün subaylarını, askerlerini ihraç etme gafletinde bulunuyorlar. Onlar doğru yapmıştır, onlar tepki vermiştir; her kahraman Türk askeri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yakasına resmini takmayan arkadaşına tepki verir. Buradan Milli Savunma Bakanına, bakanlığına sesleniyoruz: Sakın bu cezaları onaylamayın, sakın Atatürk düşmanı grupları, tarikatları sevindirmeyin. Biz bu askerlerin yanındayız, yanında olacağız ve bu cezayı da kınıyoruz. Sorularınız varsa alacağım, diğer konulara da Meclis'teki konuşmamızda değineceğiz.

‘BİR CIMBIZCI VARSA ERDOĞAN VE ARKADAŞLARIDIR’

CHP’li Başarır; Erdoğan’ın laflarının cımbızlandığı yönündeki ifadelerinin anımsatılması üzerine; şunları kaydetti

“Bir cımbızcı varsa kendisi ve arkadaşlarıdır. Yüz cümle kurarsınız, bir cümle alır. Ama Recep Tayyip Erdoğan'ın söylediği cümleler o kadar açık ve tartışma götürmeyecek kadar netti ki. Ne dedi? "Merkezi hükümetle beraber yürümeyen belediyelere oy verirseniz sonunuz böyle olur" dedi. Burada yapması gereken şey: "Ben bir hata yaptım, ben bunu hep yapıyorum ama en azından deprem bölgesinde, depremle yaşayan yakınlarını kaybeden yurttaşlara, belediyelere karşı yapmalıydım. Özür diliyorum" demeliydi. Ama kibir abidesi Recep Tayyip Erdoğan, kendini her şeyin üzerinde gören Recep Tayyip Erdoğan, bu kadarcık savunma yaptı. Çık özür dile, özür dilemek bir erdemdir.”

‘YETKİLİ KURULLAR DEĞERLENDİRECEKTİR’

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın adaylığı konusundaki sorular üzerine de Başarır, şunları kaydetti:

“Hatay'da yaşananlar, halkı bizim için çok önemli. Bir kez daha söylüyorum; onların verdiği her tepki, her konudaki tepki başımızın üzerinde. Adayla ilgili Hatay'ın genelinde bir sıkıntı varsa partinin yetkili kurulları bunu değerlendirecektir. Biz Hatay halkından da ülkemizdeki yurttaşlarımızdan da büyük değiliz. Onların bu konudaki eleştirileri bizim başımızın tacıdır. O yüzden partinin yetkili kurulları bu konuyu enine boyuna değerlendirip, Hatay'ın tüm ilçeleriyle belki hemen 2-3 gün içerisinde kapsamlı bir anket yapıp, ortaya koyup bir karar verecektir. Yani Genel Başkanımız da dün sahadaydı, o da insanları uzun uzun dinledi, tüm eleştirileri not aldı, biz de not aldık. Partinin yetkili kurulları bu konuda doğru, yerinde bir karar verecektir. Türkiye genelinde anketler yapıldı. Lütfü Bey’le ilgili toplumun bir kısmı ‘Evet burada bir sorun var, eksiklikler var, çok büyük sıkıntılar var, yine o çözecektir’ dedi. Bir kısmı gerçekten tepki verdi. Tüm adaylar için oranları aldık, bunlar tartışıldı ve aday yapıldı. Ama gördüğüm kadarıyla aday yapıldıktan sonra tartışmalar biraz daha büyüdü. Bu yüzden yeni bir değerlendirme; aday yapıldığıyla bugün arasındaki dönemde insanların düşüncesi değişebilir, değişmiş olabilir. Dediğim gibi buna saygı duyuyoruz. Bu baştan değerlendirilebilir ama buna karar verecek kurum CHP’nin Merkez Yürütme Kurulu ve Parti Meclisi.”