ADALET YÜRÜYÜŞÜNDE GECE MOLASI

Soru- Efendim nasıl geçti bugün ilk gündü. Zorlandınız mı, ilk günü bir değerlendirirsek?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Aslında bugün yürüyüş güzel geçti. Heyecanlı bir grup vardı, gençler sloganlar attılar, eğlendiler, güzel bir yürüyüştü. Ama burada bir iki provakatif eylem oldu. Onları da soğukkanlılıkla, herhangi bir sorun olmadı. Tabi bu arada emniyet güçlerine de teşekkür etmek durumundayız. Onlar da sağ olsun bizleri kırmadılar. Güzel bir yürüyüşe en azından vesile oldular herhangi bir sorun çıkmaması açısından onlara da teşekkür etmek gerekiyor.

Bizim tabi daha bu 1. Etap 21 kilometre geldik. Yarın 22 kilometrelik bir yolumuz var. Arkadaşlarla görüştük, gidip yerleri belirlediler, nerelerde mola vereceğiz ve nerede kamp yapacağız bunun çalışmaları yapıldı bitti. Yarın sabahleyin 8’de yolumuza devam edeceğiz. Yine bayrağı arkadaşımız diyelim o taşıyacak. Hep birlikte yine yürüyeceğiz adaletin için adaleti sağlamak için.

Şundan çok memnunum gerek yurt içinde, gerek yurt dışında bizim bu yürüyüşümüz büyük yankı buldu. Yankı bulmasını da doğal karşılıyorum; çünkü toplum adalete hasret, haksızlığa tahammül edemiyor. Eğer haksızlıkları diyelim bir gazeteci dile getiriyorsa ya işinden oluyor veya hapse atılıyor. Bir iş adamı dile getiremiyor çünkü bir kanun hükmünde kararnameyle bütün mal varlığına el konulabilir. Bir akademisyen dile getirdiğinde üniversiteden atılıyor. Dolayısıyla bu görev bize düşüyor ve biz bu görevi yerine getirmek zorundayız. Hem hapiste açlık grevinde olanlar, hapiste olan gazeteciler, hapiste olan erler, hapiste olan öğrenciler, hapiste olan akademisyenler bunların tamamı için adalet yürüyüşü yapıyoruz.

O nedenle bu adalet yürüyüşünün CHP’yle yani bir parti yürüyüşü değil bu. Her görüşten insanın, adaleti savunan her görüşten insanımız bize destek veriyor. Dolayısıyla adaleti savunan herkese şükran duyuyoruz, onlara saygı duyuyoruz. Onların bizimle beraber olmaları bizim için bir kıvanç meselesi ve bu güzelliği inşallah İstanbul’a kadar götüreceğiz.

Soru- Efendim 5 saatte 21 kilometre çok iyi bir performans.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Gerçekten 21 kilometre ciddi bir performans, biraz düşürmek lazım. Bugün tabi kentin içinden çıktık dolayısıyla bir yerde mola verme şansımız pek yoktu. Ama yarın biraz daha Ankara’nın dışına çıkacağımız için mola verecek yerlerimiz olacak. Dolayısıyla daha rahat bir yürüyüş olacak. Bu süreçte bize katılanlar olacak, bizden ayrılanlar olacak bu da gayet doğal. Parlamentodaki görüşmeler devam ediyor, oradan da arkadaşlarımız bize bilgi aktarıyorlar Grup Başkanvekilleri. Meraların çıkarıldığını söylediler, zeytin çıkarıldı meralar da çıkarıldı. Bu açıdan son derece memnunuz.

Sonuçta bakın ortak akıl olduğu zaman parlamento da herhangi bir tartışma olmuyor. Eğer siz zeytin ağacını kesmek ya da yok etmek için bir yasa getirirseniz buna karşı çıkmamız gerekiyor. Bu bizim hakkımız. Meraları yok ediyorsunuz. Meraları yok ederseniz ne olur? Tarımı öldürürsünüz. Türkiye aynı zamanda bir tarım ülkesi, kendi kendini besleyen bir ülkeydi. Bugün kendi kendini besleyen bir ülke konumundan çıktı. Dışardan mercimek, nohut ithal ediyoruz. Yani bu gerçekten Türkiye için büyük bir ayıp. Ama bütün bunların hepsini adaletle aşacağız. Adalet güzel bir şey.

Soru- Yargılamalarla ilgili tarafsızlık konusunda bir şüpheniz mi var yoksa yargılamaların yetersiz olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Yargılamalar konusunda tarafsız olmadığını, yetersiz değil. Keşke yetersiz olsaydı da biz de niye şuna bakmadın diyebilseydik. Dosya boş, boş dosyaya bakarak siz insanları mahkum ediyorsunuz. Bu doğru değil. Yargıç tarafsız davranmalı, bağımsız olmalı, hukukun üstünlüğüne göre karar vermeli. Hukukun üstünlüğüne göre karar verir, delilleri ortaya koyarsa bizim zaten söyleyeceğimiz bir şey olmaz. Ama dosya boş ve insanları mahkum ediyorsanız veya insanları uzun süredir mahkemede, affedersiniz hapiste tutuyorsanız bu doğru değil. Açıkladım geçen gün üç günlük er 7 aydır hapiste üç günlük. Avukat tutacak parası yok, ben açıkladıktan sonra Adana’dan bir avukat gönüllü geldi bu erimizle görüştü ve onun avukatlığını üstlenecek. Buna benzer onlarca, yüzlerce örnek var. Ben bu konuda hükümeti defalarca uyardım yanlış yapıyorsunuz dedim, doğru değil bu, neden bunda ısrar ediyorsunuz? Ama benim edindiğim kanı şu, hükümetin bu konuda inisiyatif kullanma gücü yok. Yani yetki adeta kendisini yetkisiz sayıyor. Çünkü bütün yetki saraya ait, oradan gelen talimata göre karar veriyor.